Paylaş
Yolları ülkemize düştüğünde ilk soruları; Köfte nerede yiyebilirim?
Oluyor…
Neden biliyor musunuz?
Onların hepsinin yolu Sakarya’dan geçiyor…
10 yıldır Sakarya da 16 yaş altı uluslararası basketbol turnuvası yapılıyor…
Bu turnuvanın en önemli özelliği;
Geleceğin yıldızlarının Avrupa vitrine çıktıkları ilk turnuva olması…
Basketbol ajanları ilk pusularını Sakarya’da kuruyorlar…
Mesela ben;
Takımı olmayan Hırvat bir gazeteciye, “istatistikleri nereden temin edebilirim?” diye sormuşum…
Neyse ki sonra; “Hvar, Dubrovnik, geçen yaz oradaydım, çok güzel vs.” diyerek durumu idare ettim…
***
Peki;
Basketbol Federasyonun bu güzel organizasyonuna,
Biz gereken ilgiyi gösterebiliyor muyuz?
-----Maalesef hayır…
Salondaki seyirci sayısı, Sakarya’daki vasat bir internet kafeden daha azdı.
• Biletler ücretsiz,
• İki salon yan yana istediğin maçı ve oyucuyu izleyebiliyorsun,
• Okullar tatilde,
• Geleceğin bütün yıldızları parkede;
Bizim takımımızın maçları haricinde, seyirci yok denecek kadar az.
“Sporu sevmiyoruz” diye çıkamıyorum içinden…
Sakarya’da lisanslı basket oynayan çocuklar gelse dolacak salon…
---Ama dolmuyor…
Tanıtımı mı az?
Yoksa ben mi gereğinden fazla değer veriyorum?
---Bilemiyorum.
Geçelim…
***
Ben size gördüklerimi özetliyeyim…
Tam 16 takım katıldı turnuvaya…
Bir tanesi de Arjantin.
Ülkemizin iki ayrı takımı vardı.
B Milli takımızda 1999 doğumlu oyuncularımız, bir yaş büyük abileri ile oynayarak tecrübe kazandılar…
1998 doğumlu oyuncularımız ise yaşıtları ile yarıştı…
Yarı finale; Letonya, Almanya, Fransa ve Arjantin kaldı…
Anlaşıldığı üzere, biz elendik…
Bundan sonraki maçlarımızın amacı, 5. olabilmek…
Tabi ki esas amaç, derece yapma değil tecrübe kazanmak…
***
Millî takımlar alt yapı sorumlusu Nihat İziç’e;
Bu iki jenerasyonu nasıl bulduğunu sordum?
“Oyun kurucu eksiğimiz var” dedi…
İlginç değil mi?
Özünde kısa bir milletiz. Uzun oyuncu yetiştiriyoruz.
Oyun kurucu çıkartamıyoruz.
İziç’e;” sizce neden?” dedim…
Cevap çok ilginç;
“Avrupa’da bu yaşta çocuk kendi kararlarını kendi verir.
Türkiye’de kadroya giremeyen 19 yaşındaki çocuk;
“Beni kadroya almadılar, ne yapayım?” diye babasını arıyor…
Özellikle oyun kuruculuk akıl ister, karar yeteneğinin gelişmiş olması gerekir” dedi…
İlginç ve anlamlı geldi bana.
Oysa ben; “Alt yapıya oyuncu seçerken fiziksel özellikleri ön planda tutuyorsunuz. Kısa boylu yetenekli çocuk, elemelere katılamadan eleniyor” diye topu ona atmıştım…
Ne dersiniz?
İkimiz de haklı olabiliriz…
***
Peki, ne gördüm?
• Çok sert, Timur abinin çalıştırdığı, ODTÜ yıldız takımı gibi tam saha 1-2-1-1 zone pres yapan, rakibe nefes aldırmayan biraz sakalları çıkmış, bir Arjantin takımı,
• Koşarak gelen; “Ben artık basketbol da oynayacağım” diyen bir Almanya…
• Gelecek vaat eden oyuncuları olan kulüplerimizin elini çabuk tutması gereken bir Bosna Hersek…
• Atlet zencilerin yoğun olduğu ve bizim Voleybol alt yapı milli takımız gibi milli oyuncuların hepsinin aynı kulüpte toplandığı bir Fransa…
Gördüm.
Ayrıca;
Geleceğin yıldızlarını gördüm…
Karadağ’ın oyun kurucusu Carapic’i,
Fransa’nın her attığını sokan siyahi oyuncusu Tchouaffe’yi,
Almanya’nın uzunlarını,
Bizim uzunumuz, Obradovic’in gözbebeği Ömer Faruk Yurtseven’i,
Yine Almanya’nın zenci skoreri, Musidi’yi,
Bir köşeye yazın derim…
***
Daha bir şey kaçırmadınız…
Cuma günü yarı finaller, cumartesi günü finaller var.
Tüm takımlar kendi dereceleri için oynayacaklar…
Özetle tüm takımları izleme şansınız var…
Bir de üzerine ıslama köfte yersiniz…
Ne dersiniz?
Bizim oynamadığımız bir maçta salonu doldursak…
Haydi, şaşırtalım Avrupalıları…
Paylaş