Paylaş
Halk 2012 seçimlerinde, daha ilk dönem iktidarı biter bitmez Sarkozy’ye ‘yeter’ deyip, yerine daha ‘sakin, halka yakın, normal’ bir ismi seçti.
Herkesle el sıkışan, trene binen, halk arasına karışan ‘normal’ Cumhurbaşkanı, Sarkozy’nin hep gıpta ettiği, ülkenin en önemli okullarından ENA’yı (Ecole National d’Administration) dereceyle bitiren zeki bir adam. Üstelik de şakacı. Bir dönem Erdal İnönü’nün yapmayı sevdiği zeki şakalarına benzer bir tarzı var. Sosyalist Parti gibi bir cadı kazanını 10 yıl bu özellikleriyle yönetiyor. Kibar olduğu imajına ise, yakın çalışma arkadaşları dahil pek çok kişi katılmıyor. Aşırı sağcı bir babanın eğitiminde, sıkı disiplinle yetişen Hollande hakkında herkes ‘sahte kibar’ diye konuşuyor.
Göreve geldiği ilk gün yağmur altında saatlerce ıslanmış, gittiği pek çok gezide kara bulutlar peşini bırakmayınca işi şakaya vurmuştu: “Biz geldik yağmur geldi. Bereketle yönetiyoruz ülkeyi”
Yağmuru, fırtınalı günler izledi. Daha göreve gelişinin 6’ıncı ayında Bütçe Bakanı’nın 2000’li yıllarda açıp sonra kapattığı ancak kamuoyundan sakladığı İşviçre hesapları ortaya çıktı. Fransa’nın ‘Juge d’instruction’ denilen ve kimsenin dokunamadığı güçlü yetkillerle donatılan, bakan/milletvekili demeden herkesi sorgulayabilen ‘soruşturma hakimleri’ Bakan Jerome Cahuzac hakkında soruşturma açılmasına karar verdi. Ve Hollande derhal, yargılamayı beklemeden Cahuzac’tan istifasını istedi. Cahuzac bakanlıktan istifasını sundu. Ama milletvekili ve parti üyesi kalabilmek için çok direndi. Ancak hem milletvekiliğinden hem de partisinden istifa ettirildi. Halbuki Cahuzac kabinenin ekonomik krizi çözme kapasitesine sahip en önemli beyniydi. Hollande’ın ona su gibi ihtiyacı vardı.
Hollande zor durumdaydı ama aklına soruşturma hakimlerine dokunmak, yargı operasyonu yapmak gibi yöntemler de gelmedi. Çünkü Fransa’da böyle bir girişim Hollande’ın espri anlayışına bile ağır gelir, şaka götürmez, koltuk kaybettirir. Hollande kendisini zayıflatan bu skandalda kimseyi suçlama yoluna da gitmedi. Ne yaptı? Toplumu germeden, Cahuzac’ın istifa açıklamasını yine şakaya vurarak yaptı: “Biliyorsunuz Başbakan Ayrault başkanlığındaki hükümetimizde kadın erkek eşitliği vardı. Ama dün itibariyle bu eşitlik bozulmuştur. Artık kabinemizde kadınlar çoğunluktadır. Çünkü dün Bakan Cahuzac istifa etmiştir. Yanlış anlamayın amacımız kadın sayısını artırmak değildi”... Bu kadar net.
Hollande bu tarzını toplumu gerecek konuları kolaylıkla atlatmak için sık sık kullandı. Papa’nın seçimi sırasında, “Katolik kilisesi kendi yöntemleriyle adayını belirleyecektir. Nasıl olsa bizim adayımız yok” diye dalga geçti. Tarım Fuarı’nda çiftçileri ziyaret eden Hollande’la konuşan bir grup çocuğun, “Aaa sizi televizyonda görüyorum ben” demesi üzerine Hollande yaklaşmış, “Gerçeği daha iyi değil mi?” diye şaka yapmıştı. Çocukların, “Sarkozy’yi görmüyoruz ama” demesi üzerine Hollande, “Onu bir daha hiç görmeyeceksiniz” diye dalga geçmiş, ‘Sarkozy dönüyor’ haberlerini de gömmüştü.
Bazı işler şakaya gelmiyor
Fakat geçtiğimiz hafta Fransız Yahudi Dernekleri Federasyonu(CRIF)’nda konuşurken öyle bir şaka yaptı ki, bu sefer baltayı taşa vurdu. CRIF’in toplantısında kendisine eşlik eden bakanları tanıtırken, “İçişleri Bakanı Manuel Valls, Cezayir’den yeni geldi. Sağ salim döndü şükür. Bu bile yeter” sözleri tepki çekti. Valls’in sert göçmen politkasının Arap toplumu içinde çektiği tepkiyi anlatmak istiyordu. Cezayir’den ‘üzüntü duydukları açıklaması” geldi. İç politikada sol kanattan sert eleştiri aldı. İlk kez Elysee, Pazar gecesi geçtiği bir açıklama ile ‘Hollande’ın şakasından dolayı’ özür diledi. Cezayir özrü kabul etti, konu kapatıldı.
Hollande, hatasını anladı, sözleriyle bir halkı rencide etmişti ve hemen özür diledi.
Fransız cumhurbaşkanı bu sefer hatalı bir espiri yaptı ama, belki de ‘Hatalı bir şaka, kusursuz bir öfkeden’ daha iyi … Hele bir de özür dileme kapasiteniz varsa...
Bakalım Türkiye’ye geldiğinde de, özellikle kendisine iki ülkeyi geren dosyalar hatırlatıldığında, şaka yapabilecek bir ortam bulabilecek mi?
Paylaş