Oscar’ların şefi İstanbul’da

Dünyanın en ünlü şeflerinden Wolfgang Puck ile hem Los Angeles’ta hem de İstanbul’da birçok defa bir araya geldik, beraber yemekler yaptık. Tam bir Türkiye âşığı ve ülkemizin kültür elçisi olan şef, 29 Haziran-4 Temmuz arasında Nişantaşı St. Regis Otel’deki Spago restoranında lezzetseverlerle buluşacak.


Yenilenen menünün Puck’ın elinden çıkmış lezzetleri ve mekânın terasında yenilenerek kurulan canlı müzik alanı gastronomi tutkunlarına deneyimletilecek.
Geçtiğimiz yıllarda Oscar menüsüne Türk lezzetlerini ekleyen Puck, görkemli törenin sonrasında düzenlenen Governors Ball yemeğinin de 28 yıldır şefi. Hatta geçtiğimiz yıllarda Oscar mutfağını beraber gezmişliğimiz bile var.
Hollywood yıldızlarının yakın arkadaşı olan Puck bu yıl ise sadece yeni menüyü tanıtmayacak aynı zamanda 73. doğum gününü de yine İstanbul’da Türkiye’den dostlarıyla kutlayacak. Sonrasında da Bodrum’a tatil yapacak.
Caz geceleri
Spago gibi global bir markanın İstanbul’daki varlığı Türk turizmi adına büyük bir önem taşıyor. Markayı ülkemize kazandıran Demet Sabancı Çetindoğan’ın bu anlamlı girişimi sonrası mekânın genel müdürü Deniz Zengin’in profesyonel yönetimi Spago’yu ülkemizde kalıcı hale getirdi. Rüzgâr gibi gelip geçen global markalardan biri olmadı.

Wolfgang Puck’ın gelişine dair sohbet ettiğimiz Deniz Zengin, özellikle yenilenen canlı müzik alanının şehrin gece hayatında fark yarattığının altını çizdi.
Michelin rehberine girmeyi başaran mekânda bir araya geldiğimiz Deniz Zengin, “Spago’nun yeni executive şefi Deniz Otuk’un Wolfgang Puck liderliğinde hazırladığı yaz lezzetleri temmuz ayı itibarıyla yeni menümüzde. Istakoz sandviçlerden Alaska’dan gelen kral yengece kadar zengin bir seçki ile turistlerin ve yerli misafirlerimizin karşısında olacağız. Yenilenen sahnemizde ise caz ve Latin müzik performanslarımız başladı. Yemek ve müziği eş zamanlı olarak doğru bir harmonide birleştirdik” dedi.
Bakalım Spago bu yaz nasıl bir ambiyans yaratacak...

Galataport’un Asyalısı
Hazır Karaköy’deyken Galataport’a da uğradım. Limanda birçok Türk restoran markası olmasına rağmen global gastronomi markalarının sayısı kanımca halen böylesine bir tesis için az. Bunlardan Türkiye’de olmasını en kıymetli bulduğum restoranlardan biri ise Roka.

Rainer Becker tarafından yaratılan ve Arjun Waney ile birlikte kurulan Roka’nın bağlı olduğu Azumi Limited şirketinin yolculuğu, 2002 yılında Zuma Londra’nın açılışıyla başlamış.
Bunu hızla 2004’te Roka Londra izlemiş. Bugün ise Azumi Grubu, D.ream’in global yatırımlarından biri.
Roka yaz menüsüne geçiş yaparak geleneksel Japon ızgarası “robata” lezzetlerine yenilerini eklemiş. Asya mutfağı meraklılarına tavsiyem.

Karaköy nostaljisi
Türk turizm pazarına yeni ama iddialı bir giriş yapan The Peninsula İstanbul oteli gastronomik anlamda şehre kendini çok çabuk adapte etmiş görünüyor. Ödüllü uluslararası peyzaj mimarı Enzo Enea tarafından tasarlanan bahçeli terasındaki dünya mutfağı menüsü ve tarihi yarımada manzarasına karşı ikram edilen imza kokteyller oteli yaz için ideal bir buluşma adresi haline getirmiş. Keza otelin ana restoranı The Lobby’de şef Alessandro Santi’nin hazırladığı yeni menü de oldukça iddialı.

Tüm bu uluslararası lezzetlere her akşam Peninsula Quarter grubunun melodileri eşlik ediyor.
Yemek seçenekleri dışında Karaköy ruhuna çok yakıştırdığım Orient Express yıllarını çağrıştıran çay saati menüsü de servis edilmeye başlamış.
Kısacası Karaköy’ün nostaljik dokusuna uyum sağlayan birçok gastronomik yenilik hayata geçmiş. Türkiye’ye hızlı bir adaptasyon sağlayan Genel Müdür Jonahtan Crook ve ekibine tebriklerimle...