İstanbul’da İpekyolu mutfağı

Avrasya lezzetleri

İstanbul’daki etnik mutfak hareketliliği cidden heyecan verici. Bunun son örneği Türkiye’nin tek iki Michelin yıldızlı restoranı TURK’un kurucusu şef Fatih Tutak danışmanlığından menüsü hazırlanan Gallada. İsmi Galata’dan gelen ve “suya inen yol” anlamına gelen mekân, The Peninsula İstanbul Otel’in deniz hattında yer alıyor.


Restoran İpek Yolu’ndan geçen Avrasya ticaret yollarının tarihi tatları, lezzetleri ve geleneklerini çağdaş bir şekilde sunmuş.

Bu yeni mekânı Türkiye’deki gastronomi dinamikleri adına “Oyunu Değiştiren” sıfatıyla yorumlayan Fatih Tutak ile sohbetimizde taşıdığı tüm heyecanı gözlerinde görebildim. Türk ve Asya mutfağının el ele yürüdüğü bir menü tasarlayan Tutak “Tarihi yarım adanın karşısında, Orient Express yolcularının dolaştığı sokaklarda, Asya’nın en köklü otel markasının içinde bir mekân oluşturunca ortaya böylesine iddialı bir restoran çıktı. Menü de yine tüm bu duygu ve değerler gibi İpekyolu kültürünün izlerini ve lezzetlerini taşıyor.

Özellikle yabancı turistlerin Türk mutfağını görmek istedikleri seviyenin biraz daha kalıplarını kırmış, daha cesur ve gerçek anlamda köklerine inebilen bir mutfak olduğunu düşünüyorum. Türkiye’mizin coğrafi ve tarihi geçmişini tabaklara taşıdığımız Gallada, Avrasya kültürünün iddialı bir temsilcisi oldu” dedi.

Mimar Zeynep Fadıllıoğlu’nun tasarımını yaptığı restoranın Boğaz’a bakan dış ve özellikle de iç mekân tasarımını sıra dışı buldum.

Mekanın üst katındaki bir tekne içi hissiyatında tasarlanmış Topside Bar ise yine aynı seviyede hem Karaköy’ün liman kültürüyle hem de The Peninsula Otel’in lüks duruşuyla uyumlu bir konseptteydi.

Dumpling şeklinde sunulan Adana kebap ile ılık hurma keki favori lezzetlerimden oldu. DJ performansı olan mekanın kokteyl menüsüne de göz atmanız ayrıca tavsiyem.

Bodrum’un yenileri

Her yaz olduğu gibi bu yaz da Bodrum’da yenilikler var. Arda Türkmen’in Gümüşlük’teki restoranı Mükellef Karaköy ruhunu Ege’ye taşımış. Diğer taraftan Mehmet Yalçınkaya’nın Denizden isimli mekânı da Bodrum’un bu yazki kazanımlarından.

Londra’daki restoranıyla aynı isimde mekân açan Kemal Demiras’ın The Counter’ı da keza bu yaz Bodrum’un en çok konuşulan restoranları arasında oldu. Bodrum’un en eğlencelisi olarak ise Yalıkavak’taki Bird’ü gözlemledim. Farklı konseptlerdeki dans şovları, canlı şarkılar, matruşka bebekler içinde ikram edilen kokteyller ve mekân içindeki salıncaklar renkli bir akşam yemeği ambiyansı sunmuş. İtalyan mutfağını temsilen Da Mario’nun Bodrum’a gelişi de yine güzel haberler arasında...

Alman usulü fitlik

Gastronomi demişken... Tüm bu yoğun restoran ziyaretlerime rağmen kilo almamaya çalışan bir kişi olarak formda kalmanın püf noktalarını öğrenmek için Nişantaşı’ndaki Park Sima kliniğinin kurucusu diyetisyen Gülşen Altın ile bir araya geldim.

Kariyerine Almanya’da başlayan ve sonrasında uzun süredir Türkiye’de devam ettiren Altın, tüm akademik ve bilimsel çalışmaları ile tam bir Alman ekolü olmuş ve ciddi bir girişimcilik hikâyesi yaratmış.

Almanların tasarladığı frekansla zayıflatma makinelerini kendi bilimsel verilerine göre tekrar dizayn ettirterek tüm teknik formülü kendisine ait olan zayıflama teknolojileri geliştirmiş.

Almanlara resmen kendi teknolojilerini yeniden öğreten Gülşen Altın “Türk kadınlarımızın zekâsı ve girişimcilik yeteneği çok üst düzeyde. Alman disiplinin etkisi olduğu kadar Türk kadını olmanın getirdiği yetenekler bir avantaj. Teknoloji ve sağlık dünyası özellikle kadın girişimcilere birçok fırsat sunuyor. Bizler bunu yıllar içinde hem Almanya hem de Türkiye’de yüksek bir seviyeye taşıdık. Spor ve beslenme her ne kadar önemliyse de fit ve sağlıklı kalabilmek için bu teknolojilerden de düzenli olarak faydalanmak gerekiyor” dedi.