ANKARA Valisi Alaaddin Yüksel, genel güvenliğin sağlanması ve trafik ihlallerinin engellenmesi için şehrin birçok noktasına kurulan 825 kameranın, 15 Eylül itibariyle faaliyete geçeceğini açıkladı.
Sokaklarda huzur ve güvenliğin sağlanması, suçluların daha çabuk yakalanması için hazırlanan bu sisteme kimsenin karşı olduğunu sanmıyorum. Ancak yazımın konusu kameraların işlevi değil, madalyonun diğer yüzü olan özel hayatın gizliliğini ihlal suçu. Nasıl mı? Hemen anlatayım. MOBESE kameraları olarak bilinen ve üstün teknolojiyle hazırlanan bu sistem sayesinde, 200 metre uzaktaki objeyi neredeyse bir metreye kadar yaklaştırabiliyorsunuz. Teknik deyimle zum yapma özelliği çok yüksek. Varlık Mahallesi’nde kurulan ve uzay üssünü andıran kamera komuta merkezinde görev yapan herkes, önlerindeki bilgisayarlarla kameraları istedikleri yöne çevirip, zum yaparak her şeyi izleme imkanına sahip.
Birileri bizi gözetlemesin!
Kısacası evinizin balkonunda atletle çay içerken, yatak odanızın perdesini açık bırakıp rahatça uyumaya çalışırken ya da yolda sevgilinizle el ele dolaşırken devletin kameralarına yakalanmanız mümkün. Tabii ki buradan, komuta merkezinde görev yapan onlarca personeli itham etmiyoruz, edemeyiz. Ancak her ihtimali göz önünde bulundurmak gerekiyor. Art niyetli bir kişinin dahi kurulan bu sistem sayesinde neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum.
Denetim çok önemli
Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi yetkilileri de kurulan kameraların insanların özel hayatlarını ihlal etmemesi gerektiği görüşünde. Hukukçular, evrensel hukuk normlarına göre, MOBESE kameralarının faaliyetinin devam etmesinin, günlük yaşamda herhangi bir şüphe uyandırmamasının önemine dikkat çekiyor. Yani insanların kameralar nedeniyle tedirginlik yaşamamasının şart olduğunu ifade ediyorlar. Tüm bu nedenleri bir araya getirdiğimizde hem Ankara Valiliği’nin hem de Emniyet Müdürlüğü’nün tedbir alması gerektiği açıkça görülüyor. “Peki ama bu nasıl sağlanacak?” sorusuna şöyle cevap verebiliriz; Kamera komuta merkezi sık sık denetlenerek görüntü kayıtları bilirkişilerce izlenip özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediği incelenebilir.
Provalar sırasında koordinasyon eksikti
ANKARAKOL’da geçtiğimiz hafta 30 Ağustos Zafer Bayramı provaları nedeniyle sürücülerin ve vatandaşların yaşadığı trafik çilesine değinmiştim. Şehrin en önemli trafik arterlerinin kapatılması nedeniyle yüz binlerce Ankaralının yollarda mağdur edildiğini, törenlerin artık şehir dışına taşınmasının önemli olduğuna yer vermiştim. Bu konuyla ilgili birçok mesaj aldım. Ancak soruna farklı bir bakış açısı getiren Gökhan Ceceli’nin elektronik postasını olduğu gibi yayınlamak istiyorum: “Arda Bey 42 yaşımdayım. Ben okumaya başladığımdan beri evimize Hürriyet girer. Ankara ile ilgili yazılarınızı muhakkak okurum. 30 Ağustos Zafer Bayramı’yla ilgili yazınızdaki resimdeki kalabalık içinde kalıp bende işe geç kaldım. Ancak ben sorunun sadece yolların kapatılmasından kaynaklanmadığını düşünüyorum. Böyle özel günlerde trafik polisleri sadece yolları kapatıp, araç içinde oturmamalıdır. Trafiğin yönlendirildiği bölgedeki ışıklar düzenlenmeli ve kördüğüm olan kavşaklarda polisler görevlendirilmeli. Yani işin özü bir yol kapatılıp trafik akışı değiştiğinde yoğunluk yönünde akıcılık sağlamak amacıyla trafik polisleri yönetimi ele almalıdır. Koordinasyon eksikliği nedeniyle insanlar yollarda mağdur oluyor.”