Büyük bir hastalık: Kibir

Geçen bir arkadaşımız; çok sevdiğimiz, sevgiyle cana yakın bulduğumuz, içimize sokasımızın geldiği, ekranlardan tanıdığımız bir ünlü için ‘ben yakından tanıyorum, çok kibirli bir insan’ deyince resmen yıkıldım!

Haberin Devamı

Çünkü kibir tek bir kişiye yönelik bir davranış biçimi değil. İnsanın içinde yaşayan, kişinin derinliklerine yerleşen, habis ruhlu bir tümör.

Size üzücü bir haberim var, maalesef bir kişi bile sizi kibirli buluyorsa, kesinlikle kibirlisiniz.


Kimi otoritelere göre bu bir rahatsızlık. Hubris Sendromu da deniliyor.

Eğer tanıdığınız birileri;


- Her hareketinizden önce kendi imajını geliştirme peşindeyse,

- Kendini yaptığı işlerle bir tutuyorsa,

- Kendinden bahsederken yüceltme anlamında ‘biz’ ifadesi kullanıyorsa,

- Kendinden olmayanı ötekileştirme eğilimi varsa,

- Yaptığı bir adli hatada, herkes gibi sıradan bir mahkemede değil, ancak Tanrı gibi bir üst iradeye hesap vereceğini düşünüyorsa,

- Gerçeklikle bağın bazen kopuyorsa,

- İşlerin ters gidebileceğinden yoksun, aşırı bir özgüven içindeysen, hemen oradan uzaklaşıyorsunuz. Aşırı kibirle karşı karşıya olabilirsiniz!


Belki de siz kibirlisiniz!

Haberin Devamı


Çok zorlama bir örnekle, bir gün bir adaya düştüğünüzü hayal edin. Sizde kibire yol açan sahip olduklarınızı yanınıza alamadığınız bir yer. Sahip olduğunuz gücü taşıyamadığınız bir yeni mekan. Adada güç tanımı farklı olacaktır. Daha atletik olma, daha çok yemek bulabilme, barınak inşa etme gibi basit işleri diğerlerinden iyi yapamadığınızı düşünün. Hemen adada değersizleşeceksiniz. Şehir hayatının size sunduğu mevkiinin getirdikleri ve sizde oluşan kibir, adada hemen bir başkasına geçecektir. Yani adanın kibirlisi fiziken sizden daha güçlü olan olacaktır. Tuhaf ama, siz de otomatikman takipçi konumuna geçeceksiniz.


Acun’un Survivor’ında yaşananlar da bunu göstermiyor mu? İstanbul’da bambaşka kafadaki tiplerin dünyanın bir ucunda girdikleri havalar, tuhaf kaprisler, başkalarını küçük görmeler, sürekli bir ötekileştirme durumu size insanın ‘yazık’ halini göstermiyor mu?


Demek istediğim, kibir çevresel etkenlerle güçleniyor. Dış faktörler değiştiğinde de aynı kibirli insandan eser kalmayabiliyor. Üzücü ama, adada süper star, İstanbul’a dönünce havlu atar!

 
Kibirdeki en büyük problem, sahibinin kibirli olduğunu bilmemesi.

 

Haberin Devamı

Bizimkilerden örnek vermeyeyim de birilerinin kibirinin hedefi olmayayım, aman!

 

Diyelim ki Hollywood’da dünya çapında ünlü olmuşsun, milyonlarca dolar para kazanmışsın, sokakta yürüyemez hale gelmişsin. İyi de, toplam üç tane filmde oynadın be hacı? Tüm olayın budur yani!

 

Durduğun yerde ayakta kalmak zor, evet. Buraya kolay gelmedin, evet. Kafan süper çalışıyor, evet. Çok da yakışıklısın, tamam. Peki, peki, anladık. Sen neymişsin be abi!

 

İnsanlar da sana tapınıyorlar gibi, görüyoruz. Ama sürpriz! Bütün bunlar senin hiper özel bir insan olduğunu göstermiyor.

 

Her zaman bir ‘adaya’ düştüğünü düşüneceksin. Her şeyin farklı olduğu yer. Gerçekten fiziksel güçlünün gücü elinde tuttuğu bir yer. Eğer örnekte zorlanıyorsan ‘ada’ kelimesini ‘hasta yatağı’ ile değiştirebilirsin. Paragrafın başına dönmen yeterli.

 

Haberin Devamı

Sen bir insansın ünlü arkadaş. İşini yaptın, diğer insanlar seni beğendi, çok meşhur oldun. Hepsi bu.

 

Kamera önünde söylenen yanlış bir cümleyle tamamı bir günde yok olabilir. Art arda verilen iki, üç hatalı karar kariyerini mahvedebilir. Bir hızlı hastalık insanı elden ayaktan düşürebilir. İnsanlar senden daha iyisini bulduğunda onun peşine düşebilir.

 

Kibir öyle vefasızdır ki, seni o an terk eder. Tabi yanında şakşakçılarıyla beraber.

 
O kadar çok kibirli insan tanıyorum ki. Siz de tanıyorsunuzdur. Bir zerresi bile insanı değiştirir, başkalaştırır, sevimsizleştirir.

 

Albert Einstein, benim ego taşması olarak yorumladığım kibir için şöyle demiş: ‘Ego yükseldikçe bilgi azalır, bilgi yükseldikçe ego azalır’.

 

Haberin Devamı

Oysa biz ‘sıradan insanlar’ arasında ‘ata binince bey oldum, aşa girince yağ oldum’ havasında olmak doğal karşılanıyor!

 

- Tabi abi, sen müdür oldun, tanımazsın artık bizi!

 

- Adam uçtu gitti baba, mahallemizden geçmez artık.

 

- Ayakları yere değmiyor hocam, normal tabi. Ben olsam...

 

İki başarı yakalayınca insanların havalanması sıradan hale gelmiş, hem de yüzyıllardır. Her güç sahibi bu hataya düşmüş, azıyla çoğuyla kibir hastalığına yakalanmış. Takım elbiseyi çekip, özel arabaya binen, korumayla gezen ve avanesine üstten bakanla; geçmişte ipek entarilerle örtünüp, tahtırevanla gezen arasında bir fark yok. Hepsi aynı hastalıktan muzdarip. BEN!

 

İnsanın kumaşı bu. Yakıcı bi gerçek. Gücü yakalayan sorgulanmayı reddediyor. Kibirlide insanın en temel ihtiyaçlarından biri olan kabul görme ihtiyacı artık oluşmuyor. O yüzden kendi gerçekleriyle hareket ediyor. Bir de yanında bundan nemalanan varsa, tamam işte!

 

Haberin Devamı

Kibir bir hastalık olarak bulaşıcı değil, ama önce çevreye sonra bünyeye çok zararlı. O yüzden kibirliden hemen uzaklaşacaksınız.

 
Anlayacağınız, kafamdaki imajı bambaşka olan o arkadaş için çok üzüldüm. Çünkü, kibirin sonu hiç bir zaman iyi olmuyor. Yazık...


Not: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam

Yazarın Tüm Yazıları