İşte size bazı haberler!

Hafta sonu ne yapayım diye düşünen ve bana soracak bir Allah’ın kulu yoktur. Ben nereden bileyim?

Haberin Devamı

Gayet standart bir hayatım var, gece gezmelerim az, gündüz fink atışlarım sınırlıdır. Ama iyi sinemadan anlarım, ya da iyi kitaptan. Sanatın, benim için olduğunu düşünürüm, o yüzden fütursuzca fikrimi söylerim.

 

Değişik işler yapan insanları severim. Sıradan tiplerle görüşmekten kaçınırım, bir kaç tahtası eksik oldu mu karşımdakinin, bayılırım.

 

Ortamlara az giderim, ortalıkta öz gezerim. Buyrun efendim...

 

BİR FİLM: ASSASİN’S CREED

 

2000’lerde bilgisayar başında olan oyuncuların efsanevi oyunu, film olarak vizyona girer girmez sinema kapısındaydım. Aynen Tomb Raider oyununu Angelina Jolie sinemada hayata geçirince yaptığım gibi.

 

Haberin Devamı

Bir defa film pek kız arkadaş, sevgili filmi değil. Ancak çok ısrar edeceksiniz, olaya hakim olacak, oyunu bilecek, vs. Ama kabul etmek lazım, gamers - oyuncular için muhteşem bir film olmuş.

 

Michael Fassbender filme cuk oturmuş. Gerçi Assasin oyun karakterini tarihin içine atmak için pek bir zorlamışlar senaryoyu ama, teknoloji (CGI) o kadar gelişti ki, o kısımları da seyretmek bir ‘bilim kurgu hayranı’na büyük keyif veriyor.

 

Filmde Jeremy Irons ve Brendan Gleeson gibi çok sevdiğim oyuncular da var ve film başladığı gibi bitiyor. O kadar akıcı yani. Yok oyunu daha iyiydi, şöyleydi, böyleydi diye kimse laga luga etmesin hiç, adamlar iyi yapmışlar filmi. Dağılın beyler...

 

BİR KİTAP: ASSASİN’S CREED

 

Hayır, bir dizgi hatası yok yazıda. Zaten artık dizgi de yapılmıyor gazetelerde. Filmin adını kitapla da karıştırmadım.

 

Filmle beraber Assasin’s Creed kitapları da aynı anda piyasaya çıkmış. Yüzüklerin Efendisi serisinin kitaplarına hemen nasıl atlayıp arşivime koyduysam, bunlara da aynı şekilde atladım.

 

Haberin Devamı

Suikastçının İnancı şeklinde bir çeviriyle basılmış dört kitap var: Sırlar, Gizli Sefer, Yoldaşlık, Rönesans. Birinciden okumaya başladım. Resmen oyunu yaşıyor gibi bir hissiyat içerisindeyim şu an. Oyun kitapları genelde beni pek sarmasa da, Assasin’s Creed bu konuda bir istisna oldu. Yalan yok, beğenmesem de alıp arşive koyacaktım. Neyse ki güzel akıyor ve yatmadan önce okuyunca şahane rüya yapıyor, tavsiye ederim.

 

BİR BİLGİ: SCOPE MİAMİ ART SHOW’DA İSTANBUL’UN NADİRE KABİNELERİ

 

Yazımın bu bölümünü ne kadar da sofistike bir insan olduğumu anlamanız için yazmıyorum, gerçekten!

 

Ailemizin sanat güneşi, ince ruhlu, kreatif insan Nünü bazen beni kolumdan çekiştirerek bir sergiye götürür. Banyoya girmek istemeyen oğlan çocuğu gibi, önce büyük itiraz eder, sonra da sergiden çıkmak istemem!

 

Haberin Devamı

Bu sergi seyahatlerimizde gönlünü sanata vermiş sevgili Çağla Cabaoğlu ile tanışmıştım. Hayatını sevdiği işlere adayan insanlara büyük ilgi duyuyorum. Bir sonraki projesi olarak Miami’de bir Art Show’a katılacağından ayaküstü bahsetmişti. Bir kaç gün önce nette dolaşırken Scope Miami Art Show’da Çağla Cabaoğlu’nun da yer aldığını ve Art Show’un gazetesinde açılış günü kapağa çıktığını gördüm. Bir övgüler, bir övgüler, başka Art Show’lara davetler... O kadar küçük bir dünyada yaşıyoruz ki burada, kabuğunu kırıp dünyaya açılma cesareti gösteren bazılarımızın başarıları sanki masal gibi geliyor. Oysa bu yetenek ve güç bir çok sanatçımızda var.

 

Çağla Cabaoğlu 42 tane Türk sanatçısının eserini almış – ki aralarında 1943 doğumlu da var, 1993 doğumlu da – ve bir duvar enstalasyonu ile bir araya getirmiş. Şimdi bütün dünya bizim sanatçılarımızı konuşuyor, ne güzel!

 

Haberin Devamı

BİR ADAM: MURAT CEYLAN

 

Ben 1991 senesinde bayağı kendimde, değişmeyen fikirleri oluşmuş, Ankara’da üniversite okuyan biriyken; bir çocuk doğuyor İstanbul’da ve ben yıllar sonra onun şarkısını dinliyorum arka arkaya.

 

Yaptığımız iş itibariyle, çalıştığım stüdyoya gelen genç neslin kulaklıklarına bir tını olarak duyduğum ‘Yeni Nesil’ adlı şarkı bana biraz uzak geldi ilk önce. Sevmek için bir kaç kez arka arkaya dinlemek zorunda kaldığım Tarkan şarkıları gibi temkinli yaklaştım önce.

 

Yirmili yaşlarındaki gençlerle ne kadar ortak paydada buluşabilirdim? Oysa ki gençlik yıllarımda ‘Her şeyi kaybederim, müziği kaybetmem. En yeni müziği hep takip edeceğim, çocuklarımla aynı müziği dinleyeceğim’ diye kendime söz vermiştim. Justin Bieber ve benzeri şişirmeleri kendimle özleştiremediğim için büyük bir yenilgiye uğradım. Yapacak bir şey yok.

 

Haberin Devamı

Hele Murat Ceylan’ın Acun abimizin Survivor’undaki sakallı çocuk olduğunu görünce daha bir negatif yaklaştım. Bir baktım ki, Murat Survivor’dan sonra kozasından çıkmış ve boğum boğum, kıllı bir kurtken, nadide bir kelebek olmuş!

 

Klibi ilk kez bu hafta seyrettim. Zaten Nihat Odabaşı çekmiş. Klip kadar basit ki, o basitliği yakalamanın ne kadar zor olduğunu yıllardır bu işi yaptığım için biliyorum. Ellerine sağlık.

 

Murat Ceylan’ın sözlerinden bir MFÖ, Barış Manço anlam altyapısı beklemezseniz, müthiş bir şarkı. Başka bir ülkede yaşasaydı, dünya starı olma şansı olan bir ‘Yeni Nesil’ kardeşimiz. Tam da bu ‘Yeni Nesil’ işler beni aşar derken...

 

İyi hafta sonları dilerim.

 

*

 

Not: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam

 

Yazarın Tüm Yazıları