Yaşam inanmaktır

"Şimdi orada olmak vardı ya", dersiniz arkanıza yaslanıp televizyonda seyrederken dünkü maçı.

Bütün bir ülke adına mücadele eden takımınızı desteklersiniz, bazen Türkiye’nin bir ucunda, bazen İsviçre’deki bir Fanzone’da, bazen de Ernst Happel’de Hırvatlar’ın arasında..

Bazen Sabri’yi niye oynatmadı, diye kızarsınız Terim’e.. Bazen de niye oynatıyor, diye.. Bazen "defansif" bulursunuz onun kararlarını, bazen de Mehmet-Semih değişikliğinde olduğu gibi "cesur!"

Futbol; bazen Tuncay olup "delice" mücadele etmektir, bazen Hamit olup "beyninizin her hücresini" sahaya yansıtmak, bazen de Semih olup "golü" atmaktır. Bazen hakemin ters bir kararıdır üzerinizdeki gerilimi artıran, bazense Viyana-Zürih treninde bir sarhoşun yaptıkları..

Bazen 30 metreden atılan ve direği yalayıp dışarı çıkan bir şuttur sizi heyecanlandıran, bazen unutamayacağınız bir tramvay yolculuğu, bazense tren biletinizi kaybetmek. Bazen penaltılarda Rüştü’nün elleri olup 12 yıl öncesine gitmek, ilk Euro maçında Hırvatlar’a karşı oynamaktır anılarınızı canlandıran..

Hem basit, hem zor

Bazense sizinle aynı günde doğup, aynı okulda okuyan ve aynı yerde çalışan arkadaşınızla; aynı gün aynı şehirde yemek yedikten sonra aynı maçı seyretmenin keyfidir..

Futbol; bazen alnına her maçta darbe almasına karşın her defasında ayağa kalkan Emre’ye saygı duymaktır.. Bazense yıllarını insan eğitimine adamış biriyle ya da Viyana Metrosu’ndaki bir vatandaşla tartışma hakkını size tanımasıdır..

Bazen 4-4-2, 4-1-3-2, 4-3-3 falan filandır futbolu sudoku kadar karışık hale getiren, bazense üst direğinizde patlayıverir bir şut, boş kale yerine auta atar rakip topu. Bazen Viyana’da türbanlı ve türbansız kadınlarla bezenmiş tribünlerin Gençlik Marşı’nı söylemesidir tüylerinizi ürperten bazense kırmızı-beyaz giymiş birinin fotoğrafını çekmek. Bazen sadece bir 90 dakikayı yaşamak için karaborsadan bilet alır insanlar, bazense kalkıp San Fransisco’dan Viyana’ya gelirler..

Futbol; bazen 90 dakika, bazen 120 dakika, bazense daha fazlasıdır. Biraz taktik, biraz disiplin, biraz yetenek, biraz istemek ama çokça inanç, çokça mücadele ve çokça bırakmamaktır; tıpkı yaşam gibi!

Yazarın Tüm Yazıları