Paylaş
Yuvarlak bir cisim, iki direk ve oyuncular. İşte size futbol! Peki nedir bu milyarların ilgisi, akan paranın büyüklüğü, adeta hayatın durması derseniz, orası bir muamma. Hele bir de günlerden derbiyse, düşünün o renklere gönül vermişleri. Kız istemeye giden aile gibi hazırlanırlar maça, formalarını giyip kaşkollarını takarlar.
Dün Galatasaray’dı, daha önce Beşiktaş ya da Fenerbahçe. Derbi olunca maçın adı, heyecan da büyük beklenti de. Galatasaray oyuna iyi başlayan taraf. Güzel bir sağ kanat akını sonrası öne geçiyor ev sahibi. Eboue’nin gücü, Elmander’in kuvveti derken ağlarda top. Taraftar da, kulübe de, oyuncular da rahatlıyor. Favori öne geçince, ilginçtir, Beşiktaş da rahatlıyor. Savunma yapmak yerine öne çıkmaya çalışıyor.
İlk yarının kalitesi düşük. Derbi seviyesinin çok altında. Çünkü güçlü gözüken golünü atmış, avantajı eline geçirmiş.
İkinci yarı şok gollerle başlıyor. Tembel star Quaresma bir asistle arkadaşlarını ayağa kaldırıyor. Ama futbolun en temel özelliklerinden biri devreye giriyor o dakikalarda. Gol attığın veya yediğin dakikaların hemen sonrasına, takım konsantrasyonun dağılmamasına çok dikkat edeceksin. Yoksa Melo gelir, tek başına cezalandırır ofsayt taktiğini.
Ve son bölüm. İşte derbi, işte futbol denilen anlar. Futbolun neden “dünyanın sporu” olduğunu anlatan kareler. Kaçan fırsatlar, gel-gitler, dağılan savunmalar. “Kazandık” diyenin kaybettiği, “yedik” diyenin attığı
anlar. Böylesine bir maça yakışan bir son. Kazanan her zaman haklıdır futbolda. Ama bu maçn tüm ligin ders çıkarması gerek. Terim’in çalıştırıcılığından alınması gereken önemli dersler de var. Top, bazen hata bile yapsa kazanmayı hak edenin yanında duruyor. Son saniyede de olsa, daha iyi olan için yuvarlanıyor. Elmander’in, Melo’nun zamanı dünyada. Bunu fark eden Terim ligi forse ediyor. Fark edemeyenler; mücadele gücü düşük Portekizlilerle, Brezilyalılarla geride kalıyor.
Paylaş