BU sezon ilginç maçlar seyrettik.. Trabzonspor-Beşiktaş, Kayserispor-Galatasaray, Trabzonspor-Sivasspor, Fenerbahçe-Trabzonspor, Galatasaray-Fenerbahçe, Bursaspor-Beşiktaş, Beşiktaş-Bursaspor ve dünkü Sivasspor-Fenerbahçe..
Puan cetvelinin ilk sıralarını paylaşan takımlar arasındaki 8 zevkli, çekişmeli, mücadele dolu karşılaşma.. Ve önceki hafta seyrettiğimiz efsane maç; Chelsea-Liverpool Şampiyonlar Ligi çeyrek final rövanşı.. Bizdeki, zirveyi ilgilendiren 8 çok önemli maçta atılan toplam gol sayısı "sıfır".. İki İngiliz takımı arasında oynanan tek maçta atılan gol sayısı ise "sekiz"..
Kısır kuşak
Futboldur, olabilir.. Temkinli oynamak da var futbolda, direklere takılmak da.. Hesap kitap yapıp oyunu kilitlemek de sanat olur bazen.. Ama bu kadar "kilitlenen" maçlar sonrası çıkıp Bosna’nın 7 attığı Estonya’ya gol atamıyorsanız.. Finali Kadıköy’de yapılacak UEFA Kupası’na kalabilmek için çekiştiğiniz D.Kiev ağlarını 180 dakikada hiç havalandıramıyorsanız.. Bir yerlerde bir arıza var demektir..
Fenerbahçe tur atlamış, finale çıkmış. Üstelik 26 yıldır kazanamadığı bir kupada, ligin liderini eleyerek başarmış bu işi. 7 eksiğinin olması, rakibin formu da cabası.. Ama Türkiye Ligi’nin en önemli marka değerleri maçlarını bu kadar kısır oynar, bu kadar yaratıcılıktan uzak teknik adamlar tarafından yönetilir, iş bu kadar "direklere" bırakılırsa gelecek adına kaygılanmak gerekir..
10 yıl öncenin UEFA Genel Sekreteri Gerhard Aigner, "Futbolu televizyonlar yönetiyor" demişti.. Demek istediği televizyonda seyirci bulamayan takımların, liglerin, kupaların diğerleriyle rekabet şansının olmayacağı idi. Oyunun mücadele, agresiflik, disiplin, hırs taraflarında büyük aşama kaydettik.. Ama Rıdvan’ları, Oğuz’ları, Tanju’ları, Uğur’ları, Ünal’ları, Aykut’ları, Şifo Mehmet’leri, Feyyaz’ları, Metin’leri hatırladığımızda "futbol zekası" yönünden ne kadar kısır bir kuşak oluştuğunu daha iyi anlıyoruz..
Beşiktaş’ı yenip kupayı da alabilir Fenerbahçe.. Ama ligin son üç basamağındaki takımlara kaptırılan 5 puanın hesabını kim verecek? Alınacak bir kupanın arkasına saklanıp bu sezonki "hantallığın", "hastalığın" göz ardı edilmemesi gerek..
Oyunun iki tarafını da oynayan hem mücadeleci hem çabuk oyuncuların kazandırılması gerek.. Josico, Maldonado"alacakaranlık kuşağının" bitip, yerel başarılar yerine Avrupa’da kupa kazanmayı hedefleyen bir takımın oluşması için.
Sivas’a gelince.. Gol yemiyorlar, müthiş özveri ve disiplin içinde oynuyorlar.. Ama iş kapanan takımları açmaya gelince "lider" takım gibi oynayamıyorlar. Ama onların çok geçerli bir nedeni var; hedefleri "Büyükler’den" birinin Avrupa Kupası kazanması kadar büyük!