Şanlı Krampon

Samandıra’da kalıyor. Sakatlık nedir bilmiyor. Tribünlerin sevgilisi. Takımın ateşleyicisi. Örnek profesyonel. En sevdiği 3 şehirden biri Milano. Menajeri Erdinç Şehit hayat hikayesini yazacak.

ALKMAAR maçında önce 1-0 sonra 3-1 geriye düştü Fenerbahçe.. Taraftar oynanan oyundan, futbolcuların mücadele arzusundan hiç memnun değildi. Bir kişi hariç.. Bu kişi Tuncay Şanlı’ydı.. Yaptığı presle, inanılmaz mücadelesiyle tribünleri ve takımı öylesine ateşledi ki başta Tümer olmak üzere bir çok oyuncu onur mücadelesi verdi ve Fenerbahçe 3-1 geriden maça ortak olmayı başardı.

Tuncay maçla ilgili, "Kazanma adına ortaya koyduğumuz bir mücadele vardı. Ben de bunu yapanlardan biriydim. İyi bir ekiple oynadık. Ben kazandığımızı düşünüyorum, mücadele anlamında. Rakibimiz, yenilmeyecek bir ekip değil. 3-1 yenik duruma düştükten sonraki mücadelemizi sergilersek, turu geçeceğimizi düşünüyorum. Deplasmanda daha iyi oynayacağız" yorumunu yapıyor..

Fener’in rekortmeni

Maçın yıldızı Tuncay Türk futbolunun son dönemde yetiştirdiği en büyük yıldız olma yolunda. Bir anlamda Hakan Şükür’ün en büyük veliahtı. Sol kanatta oyuna başlamasına karşın sahanın her yerine ayak basan genç yıldız bu sezon hem Milli Takım’a hem de F.Bahçe’ye çok önemli goller kazandırdı.

Şu anda 12 golle Fenerbahçe tarihinin Avrupa Kupaları’nda en çok gol atan oyuncusu unvanını da elinde bulunduran Tuncay Şanlı’nın hayatı tam bir ders konusu..

Gece hayatı yok.. Ailesi Sakarya’da oturduğu için kendisi transfer olduğundan bu yana Samandıra Tesisleri’nde genç arkadaşlarıyla kalıyor. Oda arkadaşı bu sezon başında çıkış yapan Kerim.. Yemek ayırmıyor ama maçlardan sonra arkadaşlarına verdiği çiğ köfte partileriyle tanınıyor. Adapazarı’nın ıslama köftesi de favorilerinden..

15 yaşından beri abi-kardeş ilişkisi içinde olduğu Erdinç Şehit menajerliğini üstleniyor. Başarısının arkasındaki en önemli isim olan Şehit, Tuncay’ın her sorunuyla yakından ilgilenmeye çalışıyor. Ayrıca milli futbolcunun hayatındaki önemli kilometre taşlarını not edip bir de kitap yazma hazırlığında Şehit.. Kitabın adı da büyük ihtimalle Şanlı Krampon olacak..

"Söz, manşet olacak"

Kendisini yetiştiren Sakaryaspor’un şu andaki durumuna çok üzülen Tuncay’la 2003 Konfederasyon Kupası’na dayanan bir anımız var. O zaman henüz 19 yaşında olan genç yıldızla ve Erdinç Şehit’le birlikte kupaya gitmeden önce konuşmuştuk. Şehit, "Fransa’ya gol atıp L’Equipe Gazetesi’de manşet olacak" demişti.. Tuncay, Erdinç’in sözünü tuttu, golünü attı, bir de imzalı forma getirdi bana..

16 Ocak 1982 Sakarya doğumlu Tuncay Şanlı’nın Galatasaray’ın eski yıldızı Cevad Prekazi’ye benzer biri yönü de var. Tuncay sadece 40 numara ayakkabı giyiyor. Yani ayakları küçük ama futbolu, kişiliği büyük..

Adapazarı’nda oturan ailesinin medyaya malzeme olmamasına çok özen gösteriyor.. Evliliği şimdilik düşünmüyor.. Cuma namazlarına gitmeye özen gösteriyor.. Ümit Özat’tan sonra takımın ikinci kaptanı. Ümit’in olmadığı maçlarda kaptanlık pazubantını o takıyor. Yurt dışı maçlarında hakemlerle diyaloğa girebilmek için İngilizcesi’ni ilerletmeye çalışıyor. Forma satışlarında en çok tercih edilen isimlerin başında geliyor. Genç kızlar da Tuncay’ın tarzına, sevimliliğine bayılıyor.

Gelelim işin teknik yönüne.. 4.5 sezon boyunca Werner Lorant, Oğuz Çetin, Tamer Güney, Christoph Daum ve Zico’yla çalıştı. Önce forvet olarak başladığı kariyerinde şimdi orta alanın solunda görev yapıyor. Sakaryaspor Genç Takımı’nda frikik ve penaltıdan attığı gollerle de tanınan Tuncay Fenerbahçe’de bu işi Alex’e bırakmış görünüyor.

Sarı lacivertli formayla 4.5 sezonda 225 maç oynayıp 87 gol atan ve 31 asist yapan Tuncay hemen her maçta sahanın en çok koşan, efor sarf eden oyuncusu.

Futbola başladığı günden bu yana ciddi bir sakatlık geçirmeyen (Allah nazardan saklasın) Tuncay nasıl bu kadar koşabiliyor?

Ateşlemek için koştum

Bakın bu soruya genç futbolcu nasıl yanıt veriyor: "Bazı maçlar vardır takımı ateşlemek için gerekenden fazla koşmanız lazımdır. Ben de Alkmaar maçında gereğinden çok koştum. Bazen fuzuli gibi gözükebilir ama bu takımı ateşleme amacını taşıyordu. Futboldan önce atletizmle uğraşmadım. Ama çok büyük futbol yeteneğim olduğunu düşünmüyorum. O yüzden sahada sürekli mücadele ederek, çalışarak görevimi yerine getirmeyi düşünüyorum.."

Peki ya bu direnci gösteremeyenler, yani yüreğini sahaya tam olarak koyamayanlar için Tuncay ne diyecekti?

"Biz buraya kadar bir takım olarak geldik. Kötü bir dönem geçiren arkadaşlarımızla sürekli toplantılar yapıyoruz. Onları asla yalnız bırakmıyoruz. Taraftarın da onlara sahip çıkması lazım. Çünkü sahada 11 kişiyiz.."

Milano hayranı


Tuncay daha imzayı atmadı. Sezon sonunda F.Bahçe’de kalıp kalmayacağı belli değil.. Ama o oyunuyla, konuşmasıyla kafasında imzayı çoktan atmış görünüyor ve herkese bir mesaj gönderiyor.. Ben sonuna kadar yüreğimi oynadığım takım için ortaya koyarım.. Hangi takıma gider bilemem ama en sevdiği üç şehrin Adapazarı, İstanbul ve Milano olduğunu çok iyi biliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları