Tümer’in golü muhteşemdi. Volkan çok iyiydi. Savunma ve orta saha iyi mücadele etti. Ama maçı tek başına 1.90’lık savunma adamlarıyla mücadele eden Hakan aldı.
HAKAN Şükür’ü çok tartıştık. İnançları yüzünden tartıştık.. Takım içinde kulis yaptığı iddiasıyla tartıştık.. Golcülüğünü tartıştık, futbolculuğunu tartıştık. Ardından bir de baktık ki Ukrayna maçında sahaya kaptan çıkan futbolcumuz 100 defa milli olmuş, 46 gol atmış bir yıldız.. Boyuyla posuyla, pres gücüyle 15 yıldır Türkiye’de alternatifi üretilmemiş bir oyuncu..
Eksikleri yok mu? Elbette ki var.. Bir profesyonel oyuncuya yakışmayacak kadar duygusal.. Bütün pasların kendisine atılmasını isteyecek kadar bencil ama gelen bütün topları kaleye vurmak yerine genellikle pas vermeyi tercih edecek kadar ürkek..
Herkesin seçimi
Yunanistan maçının bitiminde bütün stat, ertesi gün bütün medya Ersun Yanal’a, ‘Neden havadan oynadığımız halde Hakan yok. En azından ilk 18’de olmalıydı’ diye yakınmadı mı? Yanal’ın ipinin çekilmesinde Hakan’la olan gerilimi de rol oynamadı mı?
Ama teknik açıdan bakıldığında Yanal’ın elinde doğru bir neden yoktu. Feldkamp’tan Terim’e, Souness’tan Piontek’e, Denizli’den Güneş’e, Hagi’den Gerets’e eğer herkes Hakan’ı ilk onbirde oynatıyorsa bir bildikleri var demektir. Hiçbir teknik adam bindiği dalı kesmek istemez. Hakan’ın üstün yeteneklerini görmeseler kimse kalkıp da formayı sırtına giydirmez..
Danimarka maçında karşı karşıya kaçırdığı gol inanılmazdı. Ama Hakan özellikle yerden yaptığı vuruşlarda bu beceriksizlikleri
kariyeri boyunca tekrarladı. Havadan vuruşlarda çok etkiliyken kaleciyle karşı karşıya kaldığı anlarda hep gergindi. Geçen hafta İskoçya karşısında Vieri’nin kaçırdığı golleri izledim. Şampiyonlar Ligi finalinde kale çizgisinden Shevchenko’nun atamadığı gol aklıma geldi. Ve Danimarka maçında Hakan’ın varlığının bile rakip savunmanın dengesini bozduğunu gördüm.
Rakibi bozuyor
Ukrayna maçının kilitlendiği anlarda hep Hakan sahneye çıktı. İlk yarı yakaladığımız en önemli gol pozisyonunda Gökdeniz’e indirdiği kafa pası Hakan’ın en büyük özelliğini gösteriyordu. İkinci yarıda bu kez Tümer’e boşalttığı alan ve verdiği topuk pası bir dünya yıldızına yakışacak cinstendi.
Hakan 3 hafta önce ağır bir grip geçirdi. Henüz fiziki açıdan da hazır değil.
Ama iki önemli maçı rakip savunmaya sürekli pres yaparak tamamlaması önemli.. Fatih Terim iyi taktik verdi.. Tümer muhteşem bir gol attı.. Volkan süper kurtarışlar yaptı. Savunmamız çok dikkatiydi. Orta sahamız çok çalıştı. Ama Kiev’de maçı Hakan aldı.
Brezilya’yı seyrettiniz mi?
GEÇEN cumartesi gecesi Brezilya kendi evinde Şili’yle oynadı. Dünya Kupası eleme maçında daha 28. dakikada skor 4-0’dı. Sambacılar’ın şovu Şili’yi dağıtırken bir ayrıntı gözüme takıldı. Brezilya orta sahası topu ayağına aldığında sürekli 10-15 pas yapmaya çalıştı. Ceza alanına doğru yaklaşırken rakip savunmayı açmak için bu yola başvurdular. Top hep Brezilyalılar’ın ayağındaydı ve oyun çok yavaş oynanıyor görünümü doğuyordu..
Sezon başından beri Daum ‘Yavaş futbol oynatıyor’ diye eleştiriliyor. Evet, zaman zaman Fenerbahçe topu kazandığında atağa çok yavaş kalkıyor. Ancak rakip ceza alanına akıllıca yerleşip topu çevirmek, sürpriz adamları kanatlara veya savunmanın arasına sızdırmak her zaman gol getirebilir.
Avrupa Kupaları’nda mücadele edecek Galatasaray ve Beşiktaş’ın uzun boylu savunmalara karşı özellikle son 20 dakikalarda ‘Doldur boşalt’ oynamaktansa topu yere indirip kısa paslaşmaları denemesi de gerekiyor.
Tabii ki elinizde Robinho, Kaka, Ronaldinho, Cafu, Roberto Carlos gibi üst düzey yetenekler yok. Ama en azından oyun planı olarak topa sahip olma kavramını takıma yerleştirmeniz gerekir. Futbolun geleceği ‘Doldur boşalt’ ta değil.. Ya ‘Dar alanda kısa paslaşmalarda..’ ya da akıllı kontrataklarda..
Arnavutluk daha zor
MAÇTAN bir gün önce Fatih Terim’in basın toplantısı Hürriyet’te ‘Kimse kalesini açmaz’ ifadesiyle yer bulmuştu.. Fatih Hoca, ‘Ukrayna maçı verecek’ iddialarına karşın bu sözleri söylemişti. Ukrayna özellikle ilk yarıda ve maçın son 10 dakikasında çok baskılı oynadı, çok pozisyon harcadı. Hatta son saniyede Hüseyin’in kafasına çarpan top gol olsa hayallerimiz bitecekti. Kısacası Ukrayna’nın bize maçı verdiği falan yoktu. 100 bin seyircileri önünde namağlup olarak finallere gitme onuru hiçbir şeye değişilmezdi.
Ama şimdi aynı tehlike Arnavutluk maçı için geçerli. Üstelik Arnavutluk bize ters gelen bir takım. Eğer Ukrayna maçında gösterdiğimiz ciddiyeti göstermezsek elimize gelen şansı teperiz. Tabii bir de Kazakistan’ın Yunanistan maçındaki direnci de aklımızdan hiç çıkmamalı..