Paylaş
Egemen’in kafasında top, tıpkı geçen yılki Beşiktaş-D.Kiev maçında olduğu gibi, ağlarla buluşurken “İkinci Fenerbahçe” oyununun ödülünü almıştı.. Tıpkı Marsilya maçının 70 dakikasında, tıpkı Beşiktaş maçında; Almanya’da, Vaslui’de penaltı sonrasında olduğu gibi.. Ne yaptığını bilen, kazanmayı isteyen, sürekli topa sahip olan, rakibe savunmada açık vermeyen bir takım vardı sahada.. Gol; bu iyi oyunun ödülüydü..
Savunmanın hataları
“Birinci Fenerbahçe” sadece beni değil, kaleci Volkan’ı bile sıkıyordur herhalde.. Tıpkı Bursa’da olduğu gibi Fenerbahçe savunmasının arasından geçen her topa o hamle yaptı.. Kurtarışlarıyla bir “amacı” ayakta tutu.. Gruptan çıkma yolunda büyük avantaj sağladı.. Kötü Fenerbahçe’nin, “Örümcek Adamı” Volkan sanki.. Takım iyi oynarken zaten ona fazla gerek yok.. Ama kötü oynarken öyle öne çıkıyor ki “Biraz da milli maçlarda bunları yap” diyesi geliyor insanın..
Recep Niyaz kazanılmalı
Kocaman’ın Selçuk’lu planının çok eleştirildiğini biliyorum.. Duygusal ve inatçı bir teknik adam Kocaman.. Yolundan dönmüyor.. Ancak değişimin bu dünyanın en önemli gerçeklerinden biri olduğunu görmesi gerek.. Gençleri, başta Recep Niyaz’ı mutlaka kazanması gerek.. Zaten Kocaman’a inanıyor bu yönetim, bu takım.. Geriye taraftarın daha çok güvenini kazanması kalıyor.. AEL maçı bu yolda çok önemli bir adım..
Dost uyarılarına dikkat
Stoch, fizik olarak Krasic’in önünde.. Gökhan, hep istikrarlı.. Sow, çok istekli.. Kuyt, kötü oynadığı anlarda hamleler çabuk olmalı.. Bugünlerde “kötü oynayan” sırtta taşınabilir ama daha ilerki günlerde takım ters reaksiyon verebilir.. Galibiyet için yürekten bir tebrik.. Ama dost uyarılarına, “Birinci Fenerbahçe’den” bıkanların homurdanmalarına dikkat..
Paylaş