ARENA Stadı müthiş bir kompleksin içinde. 300 metre mesafede metro istasyonu var. Stadın içinden otoban geçiyor.
Elektronik, spor, giyecek, yiyecek ne ararsanız bu kompleksin içinde satılıyor. Maç günleri fan parklar kuruluyor. Maça gelenler ailece çok güzel vakit geçiriyor. Penaltı atıyorlar, direği vurmaya çalışıyorlar, oyuncaklar, maç biletleri, şapkalar kazanıp stadın yolunu tutuyorlar.. Hollandalı her şeyi düşünmüş de günün birinde kendi evinde misafir olacağını aklına getirmemiş sanırım. Maç öncesi stadın önünnde az miktarda turuncu, çokça kırmızı-beyaz giysili taraftarla vardı. Stadın içinde de bizim taraftarımız daha çoktu. Milli marşların coşkusu, top rakipteyken ıslıklarla protesto gibi eylemlerde de uzak ara yaptık. Ama iş tribün fanatizmine gelince yine öne çıktık, meşale yakıp sahaya atmadan duramadık. Üstelik tam da takımımız topa daha çok hakimken yaptık bunları.
Artılarımız çoktu
Oyun konsantrasyonumuz dağıldı, rakip iki-üç fırsat yakaladı. İşin futbol kısmı bana Basel’deki Almanya maçını hatırlattı. Herkesin mutlak favorisi Almanya önüne 9 eksikle çıkmış ve finali son dakikada kaçırmıştık. Arena’da da oyuna çok iyi başladık. İyi pas yaptık, sahaya iyi yayıldık. Savunmamızın önündeki 6 adamın 5’i oyunun iki yönünü de iyi oynadı. Sadece Sabri çok çalışmasına karşın top kayıpları ile dikkat çekti. Sağbek dışında çok başarılı olamayan Sabri’nin yerine İbrahim Akın, Yekta olsa veya Hamit o bölgede oynasa ileri daha olumlu giden bir takım olurduk. Gökhan da fazla hücuma çıkmadı, “Yeni Robben” olarak kabul edilen Affelay’ı durdurmaya çalıştı. Tribünlerdeki güzelliği bireysel hatalarla, yani meşale yakıp sahaya atmakla gölgeledik dün. İyi oyunumzu bozan da bireysel pas hataları oldu. O ana kadar iyi oynayan İsmail’in yaptığı hata artık üst düzey mücadelerde yapılmaması gereken cinstendi. Servet de kaçırmaması gereken adamı unutunca gol geldi. Futbol bu, hatalar oyunu diyebiliriz. Ama yıllardır bu bireysel hatalar yüzünden maç kaybediyoruz. Rakip en kötü gününde bile basit hata yapmamak için oynuyor. Yaptıklarında da değerlendiremiyoruz. Artılarımız da çoktu dün. Sahanın en iyisi Burak Hollanda savunmasını allak bullak etti. Umut biraz daha dikkatli olsa iki gol atabilirdi. Son 20 dakikada önemli fırsatlar yakaladık, rakibimiz kendi sahasına kapandı. Ama bireysel becerimizi etkili alanda sergileyemedik. Hiddink’in finallere gitmek için mutlaka gol sorununu çözmesi gerek. Dünkü maçtan sonra finalllere gidecek bir takımı şöyle kurguladım.. Volkan - Gökhan, Serdar, Ersan (İbrahim), İsmail - Selçuk İnan, Emre, Hamit, Arda, Nuri (Tuncay) - Burak (Umut).
BEĞENDİM Milli Takım’ın ilk yarıdaki sakin, pasa dayalı oyununu.
BEĞENMEDİM Hiddink’in üst üste iki pozisyon bulan Umut’un yerine aylardır gol atamayan, sahada çok ciddi oynamayan Kazım’ı almasını.