Paylaş
Takım iyi oynamıyor. Yıllardır “güneşte” seyrettiği derbiyi bu kez “gölgede” seyrediyor. Taraftar maça iyi hazırlanmış. Dev Türk bayrağıyla bir bütünlük örneği sergiliyor.
Beşiktaşlılar’ın maça gelişi adalet zeminini sağlamış tribünde. İlk maça giden Fenerbahçe taraftarının karşılığı olarak onlar da yerlerini almışlar Kadıköy’de. Meşalele yakmak, üstelik bunları hem rakip taraftarın hem kendi taraftarının üstüne atmak ayıp oldu. Açtıkları pankartı yakmak da cabası. Alex ortalıyor, Gökhan aşırtıyor, Yobo dokunuyor. Çalışılmış bir duran top golüyle avlanıyor ligin en etkili “kafalarına” sahip ekibi. Ama sahada istediği oyunu sergileyemiyor takım. Emre ve Gökhan hala sakat ve hazır değiller. Birer birer çıkıyorlar zaten.
Ve Sow. Hareketli, güçlü, teknik. Ama topla buluşamıyor. Gol kaçıracak, kaçıramıyor. Çünkü pas alamıyor. İlk maçında gol atacak, bunun heyecanını yaşıyor. Henüz takım ona o takıma yabancı. Futbolun dili bir ama Sow’u anlayan şimdilik az. Senegalli yıldız bu maçlık gölgede kalacak derken harika bir atak Fenerbahçe’yi de rahatlatıyor, Nihat Özdemir’i de, Ferit Şahenk’i de, Metris’i de.
Kredisi Kocaman
Alex topla buluşup faul aldırıyor, oyunu yönlendirmeye çalışıyor. Soğukkanlı. Ama üretken değil bu kez. Çünkü Toraman ona yakın. Pek “güneşte” oynamasına izin vermiyor Uyurgezer Dahi’nin. Onun yerine giren Caner bir futbol gerçeğini gözler önüne seriyor. Koşacaksın, takım olarak iyi paslaşacaksın ve son hareketlerde aklını kullanacaksın. Kocaman risk aldı oyunun sonlarında. Gölgede tamamlayabilirdi maçı. Ama Kocaman bir kredisi var artık F.Bahçe’de. Carvalhal’ın fazla pozitif hamle yapma şansı yoktu. Tanju’yu, “adamın içinden geçen” Miro’nun önüne koyup, bir yıldır futbol oynamayan Ersan’ı ilk onbire almasıyla gölgeledi kendini. Ernst, Holosko ve Mustafa müthiş oynadılar.
Özgür Yankaya’yı beğendim. Tarafsızdı. Küçük hatalarıyla büyük bir hakem olacağının müjdesini verdi. Kadıköy’de “güneşte” olanlardan biriydi.
Paylaş