Paylaş
Çünkü 27 maçtır yenilmemişti.. Şampiyonluğun en büyük favorisi olduğu söyleniyor, kadrosunun çok güçlü olduğundan bahsediliyordu.. Çünkü bütün fırtınalara karşı ligde liderdi..
Bir ülkenin, bir ligin şampiyonuna bir bakış açısı buydu.. Diğer bakış açısı, ne yaparsa yapsın sahada dökülen alın terinin boşa olduğunu düşünmekti sürekli olarak.. Bir gazete haberi, bir televizyon tartışması futbolcuların ruh halini değiştirebiliyordu. Buna karşın kazanmak, yenilmemek zordu.. Dün bu yükün ağırlığı altında kaldı takım.. Alex’le Samsun’a 2 puan kaybedildiği maçta da kötüydü takım.. Kayseri deplasmanında da.. Ama dün kötü ötesiydi.. Sorun ne Alex’in yokluğu, ne sahanın kayganlığı, ne rakibin müthiş presi, ne Kocaman’ın oyuncu tercihleri, ne ilk golün ofsayttan gelmesiydi..
Asıl sorun 3 Temmuz
Asıl sorun Fenerbahçe 3 Temmuz’dan bu yana her gün daha da ağırlaşan yükünün altında darmadağın olmasıydı.. Emre’yi, Gökhan’ı bu kadar kötü hatırlamıyorum ben.. Caner geçen haftaki performansının çok çok gerisindeydi.. Savunma maçı iki golle bitirdiği için dua etti.. Bekir ve Mehmet Topuz dışında oyuna asılan, rakibe direnen yoktu sanki.. Son 3 dakikadaki baskı bile rakibin alan boşaltması ve geri çekilmesiyle geldi..
Bundan sonraki süreç önemli.. Fenerbahçe camiası bir bütün olarak kaldığı sürece şampiyonluk yarışında yine en avantajlı takım olur.. Ama üzerindeki baskıyı kaldıramazsa sıkıntı artar..
Paylaş