ÇOK turnuva izledim, çok maç seyrettim ve futbolla ilgili kesin kararımı verdim. Futbolu oynayan futbolcudur ama ona o özgürlüğü veren camiadır.
Quaresma, Galatasaray’ın Hagi’si, Fenerbahçe’nin Alex’i olabilecek potansiyelde. Dünya Kupası’nda Portekiz Milli Takımı’na çağırılmamış olması saçmalık. Bu kadar kolay adam eksilten, bu kadar tehlikeli kanat ortası yapan, her iki ayağıyla şut çeken, en önemlisi sürekli yer değiştiren çok fazla oyuncu alamıyoruz artık. Alınca da değerlerini bilmiyoruz. Anelka’da, Dos Santos’ta, Keita’da olduğu gibi...
Schuster’in ağırlığı
Dünkü maç benim için Beşiktaş’ın bu sezon kapalı defansları nasıl açacağını görme açısından önemliydi. Schuster, 5 ofansif oyuncu ile oynadı. Tıpkı geçen sezon Rijkaard’ın yaptığı gibi. Ernst, orta sahada yalnızdı. Rakip zayıftı. Beşiktaş’ın hücum oyuncuları istekliydi ve herşeyden önce Schuster’in takım üzerinde büyük bir ağırlığı vardı. Bu takım Avrupa Ligi’ne kalır. Bir futbol mucizesi olmazsa, Türkiye Kupası’nda gruplardan da çıkar. Guti’nin gelişinden sonra şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi olacakları da ortada. Ama iki önemli soru işareti var. Yabancı sayısını saha içinde nasıl dengeleyecekler ve formsuz golcülerini özellikle, deplasmanlarda nasıl kullanacaklar.
Heyecan getirmiş ama
Geçen sezon, Bobo, Nobre, Nihat ve Holosko, fazla katkı yapamadı. Delgado ve Tabata hiç yoktu. Quaresma’nın gelişi Guti’nin alınışı onlara da heyecan getirmiş. Bakalım Schuster, geçen sezonun Rijkaard’ı mı olacak, yoksa Beşiktaş kendi çizgilerinin dışında yeni bir çağdaş Beşiktaş modeline doğru mu adım atacak. Hep beraber göreceğiz.