EXPO fısıltısı

- Yarışma yapıldı. Ardından kazanan kule projesinin maliyeti bakanlık bütçesinden yüksek geldi. Sonra proje yeniden restore edildi.
- Sembol çiçeği seçerken yarışma düzenlendi; tartışmalarla zirveye oturduk... En sonunda ‘şakayık’ dedik...
- Botanik alan olacağı için dünyadan ağaç türleri toplamak için ülke ülke geziler yapıldı... Sonra da en çok zeytin ağacı ekildi... Adı da çeşit çeşit ağaç oldu...
- Birileri tarafından 100 ülke katılımcı hedefi kondu... Sonra ilginin olmadığını görünce katılımcı ülkelere destek sağlanacağı açıklandı. Yani 100’lük hedef tutmadı...
- Daha fuar alanına ulaşım yokken, biri aylar kala açılış tarihi 23 Nisan diyerek açıklama yaptı. Alelacele kavşak inşaatları ve son model olduğu söylenen tramvaylar için adım atıldı. Öyle acele ettik ki kavşak bile unutuldu!..
- Herkes 'EXPO ne kardeş?’ sorusunun yanıtını bulamazken, biri de çıkıp 8 milyon ziyaret/ziyaretçi hedefi koydu... Turizmciye, kentteki esnafın ağzına bal çalındı.
- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve diğer yetkililerin katıldığı aylık toplantılarda EXPO sadece dolu dolu cümlelerle konuşuldu. Bir heyecan, bir heyecan sormayın!..

- Sonra birden Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, EXPO projesini himayesine aldığını açıkladı. Aldı mı herkesi şimdi ayrı bir telaş? Bakan dahil, Antalya’da da yetkililerin uykuları kaçmaya başladı. Birden EXPO gece-gündüz uykuları kaçıran bir şantiye alanı oldu.
**
Peki sonuç? 

23 Nisan’da ihtişamlı bir açılış yapıldı. İyi ki Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, projeyi himayesine aldı da hem proje yetişti hem de böylesine ihtişamlı bir açılış yapıldı. Yoksa bu projenin yetişmesi imkansızdı.
**
- Malum hedef; 8 milyon... Dolmuyor ki koca alan... Hal böyle olunca konserlerle renklendirildi. Ücretli/ücretsiz konserler, film festivali, piyano festivali... Ve en son bir iddiadır ama düşündürüyor işte... EXPO alanında her gün çalışanlar, ziyaret/ziyaretçi olarak kaleme
girmiş!..Bu kadar da oldu; varsın bu da iddiadaki gibi olsun... Sırf organizasyondaki eksikliği kapatmaksa, bunu başardınız
ama kendinizi kandırmaktan ötede değil bu durum!..
- Şimdi de kapanış ve ardından kime verileceği tam bir muamma oldu; gitti.
Acun mu? Katar şehi mi? Yoksa adı açıklanmayacak olan bir zengin mi? Neyse açıklanırsa göreceğiz yakında...
Eğer ‘EXPO Antalya’nın yüzakı projesiydi’ diye içinden geçiren varsa yazımı yeniden okusun lütfen.
**
Şimdi yani bugün açılışın üzerinden 6 ay geçti ve kapanış gününe saatler kaldı. 8 milyon hedefi için bugün Tarkan ücretsiz konser verecek. Geçen ay 4 milyonu geçen ziyaretçi sayısı Tarkan konseriyle hedefe doğru uzanması planlanıyor...

BİR ÖNERİYDİ

Ülkemizin yüzakı olduğu savunulan bu projede daha önce önerdiğim ve dosta düşmana birliğimizi göstereceğimiz bir etkinlik yapılabilirdi. Antalya’ya ülke genelinde düzenlenecek bir kampanya ile 29 Ekim kutlamaları yapılmasını isterdim. Tüm kentlerden Antalya’ya akın akın insanların karayoluyla EXPO sergi alanına meşaleler ve Türk bayraklarıyla yürüdüğünü düşünsenize... Önde temasını taşıyan çocuklarla ve ellerinde, başlarında çiçek çelengleriyle arkalarında büyükleriyle Türk bayrağı vurgusuyla Fener Alayı
düzenleseydik... Kapanışı da daha önce açılışa gelen Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile ihtişamlı bir şekilde yapsaydık.
İhtişamlı bir kapanış bir ses olmaz mıydı?

***

BAŞKAN TÜREL BİZİ DE UNUTMASIN

BURDUR ve Isparta’da alkışlanacak proje... Neden mi bu alkış?
İki şehirde hizmet veren taksiler yenileniyormuş.
Kararı uygulayanlar, ÖTV vergisi bile ödemeyecek. Bu kararı alan Isparta ve Burdur’daki yetkilileri tebrik ediyorum.
**
Umarım bu iki ilde alınan karar en kısa zamanda Antalya’ya da örnek olur; otobüslerdeki gibi ‘tek tip’ uygulamasıyla standardizasyon
getirilir. Sorunlarıyla minibüs esnafından geri kalmayan bu araçlarda, klimalar, temizlik, güvenlik ve daha bir çok konu çözüm bekliyor.
Yani toplu ulaşım planıyla, güvenlik, eğitim ve kıyafet başta olmak üzere bazı kriterler oluşturulmalı.
**
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Menderes Türel’in minibüslerde olduğu gibi Antalya’daki taksicilerin de sesine kulak vermesi gerektiğini düşünüyorum. ‘Başkan Türel bizi de unutmasın’ diyen bu grup esnafın, kentte minibüs esnafı gibi 7/24 halka hizmet ettiğini yetkililere hatırlatmak isterim.

Bu arada unutmadan Antalya’da bir taksi hattı kaç liraya satılıyor acaba? Bugün dudak uçuklatan bu plakaları ve duraklardaki hatları
satan/satın alanlar acaba Maliye Bakanlığı’nın kıskacına giriyor mu?
- Madem dudak uçuklatan rakamlarla hatlar ve plakalar satılıyor; peki neden bazı taksilerin lastikleri küçük ebatlı...
- Ya da neden ilçe plakalarıyla taksimetre açıyorlar? Bu durumda ya taksicilerin gözü çok aç ya da ekonomide kontrolsüz olarak seyrediyorlar. Bu esnafın araç plakaları kanatlanıp uçtu ama her nedense
lastikleri yere basıyor... 

- Biri bu çelişkinin tanımını yapsın artık!..