Burak Elmas ve yönetimi, G.Saray’da yönetsel olarak ibra edilmedi... Camiada zaten uzun süredir gündemde olan ‘ibrasızlık’ görüşü resmiyet kazandı. Bir anlamda malumun ilanı oldu. 9 ay görevde kalan başkan Burak Elmas’ın bu sonla karşılaşmasının birçok nedeni, sebebi var elbette.
İbrasızlığın gerekçesi olarak birçok konu sayılabilir. Ancak toplantıda yaşananları da göz önüne alırsak en önemli neden Işıtan Gün! Yönetim Kurulu üyesi Işıtan Gün’ün ortaya çıkan tweet’leri bir anlamda başkan Burak Elmas ile yönetiminin bu sonuçla karşılaşmasında büyük rol oynadı.
KRİZ YÖNETİLEMEDİ
Işıtan Gün’ün bu paylaşımlarına karşın Galatasaray’daki görevine devam etmesi, başkan Elmas’ın herhangi bir aksiyon almaması genel kurul üyelerinin en çok tepki gösterdiği nokta oldu. Hele ki kadın üyeler...
Başkan Burak Elmas bu krizi kritik toplantıda da iyi yönetemedi. Ortaya çıkan tweet’lere karşın Işıtan Gün’ü görevden almayan Elmas, toplantıda da yöneticisini ‘koruyan bir tavır’ sergileyerek tepki çekti.
Genel kurul üyesi Begüm Özkan'ın, Işıtan Gün'e gösterdiği tepki, yaptığı konuşma salondan büyük destek aldı.
SAHİPLENDİ TEPKİ ÇEKTİ
Özkan’ın konuşmasının hemen ardından stratejik hataya imza atan Elmas, genel kurulun tansiyonunu düşürmek ve eleştirilere hak vermek yerine “Işıtan Gün’e yapılan bu suçlamaları kabul etmiyorum” diyerek tepkilerin hedefindeki ismi koruyan bir sahiplenen tavır sergiledi. Bu da kendisine karşı oluşan geniş cepheyi zirveye ulaştırdı. Elmas açıklamaları ile daha uzlaşmacı bir yaklaşımda bulunabilirdi.
Galatasaray’da 19 Haziran’da seçilen başkan Burak Elmas ve yönetim kurulu içinde ilk kopma dün yaşandı. Salı akşamı statta alışılmışın aksine tansiyonu son derece yüksek bir yönetim toplantısı gerçekleşirken dün de başkan Elmas, Epözdemir’in bu görüş ayrılıkları sonrası “Beğenmiyorsanız gerekeni yapın” diyerek köprüleri attı. Bu diyalog ve yaşananların ardından da Epözdemir istifa kararı aldı.
İkili arasında özellikle son dönemde iletişim yöntemleri konusunda şiddetli bir anlaşmazlık söz konusuydu. Epözdemir, 6 haftadır TFF ve hakem hataları ile alakalı açıklama yapmak isterken Elmas bu süreci kendisi yöneteceğini iletip izin vermemişti. Salı günün yönetimde yaşananlar iyice incelen iplerin kopmasına sebep olan son olay oldu. Yarın Dedeman Otel’de basın toplantısı ile bu kararını açıklayacak olan Epözdemir, yaşananları, rahatsızlıklarını ve bu kararı almasındaki nedenleri de anlatacak. Dünkü divan sonrası kulüpte görev yaptığı profesyoneller ile vedalaşan Rezan Epözdemir, birçok isme de “Ben ayrılık kararı aldım” diyerek açıkça istifa imasında bulundu.
DEVAMI GELECEK Mİ?
Bu istifaların devamı gelecek mi, şimdilik soru işareti. Çünkü başkan Burak Elmas’ın “Gerekeni yapın” imasını 3 isme daha ilettiği öğrenildi. Kulislerde başta genel sekreter Köksal Ünlü olmak üzere 3 yöneticinin daha görevini bırakacağı konuşuluyor. Fakat henüz bu isimler böyle bir tasarrufta bulunmuş değil! Peki, salı günü son derece yüksek tansiyonda geçen ve Elmas’ın toplantıdan sinirli şekilde ayrılması ve Galatasaray'da sorun yaratan olaylar neler?
-CEO olarak Hande Ocak Başev’in göreve atanması...
-TFF ve MHK’ya karşı izlenen tutum, strateji...
-Fenerbahçe Kulübü ile kurulan dostluk ilişkisinden duyulan rahatsızlık.
DERNEK YÖNETİMİNE CEO ATANAMAZ
Dün, sosyal medyada en çok tartışılan konulardan biri bu sözlerdi. Yenibosna’daki işyerinde bir araya geldiği gazetecilerin sorularını yanıtlayan Albayrak, o sözleri söylerken ben de oradaydım. Her şeyden önce şunu belirtelim; Albayrak’ın amacı söz konusu futbolcularla ilgili provokatif bir söylemde bulunarak ortamı germek falan kesinlikle değildi.
SAMİMİ SÖZLER
Kameralar kapalı iken sohbet esnasında kendisine, “İrfan Can’a kırgın mısınız?” sorusu yöneltildi. Albayrak da samimiyetle yanıt vererek, “İrfan dahil hiçbir futbolcuya kırgınlığım olamaz. Biz Başakşehir’e verebileceğimiz maksimum rakamı önerdik. İrfan da Galatasaray’a gelmeyi çok istedi. Galatasaraylı olduğunu söyledi. Sadece İrfan değil, benim elimde birçok oyuncunun fotoğrafı var ama kimseye vermedim, vermem de!” dedi.
Bunun üzerine ben araya girip, Albayrak’a, “Sözünü ettiğiniz fotoğraf Mert Hakan’a mı ait?” diye sordum.
BU HOŞ OLMAZ
Albayrak ise, “Mert Hakan’ın da, gece 02.00’de ofisimden ağlayarak ayrılan Vedat Muriç’in de. Ancak bu konulara daha fazla girmeyelim çünkü başka takımlarda forma giyen oyuncular. Bu hoş olmaz” cevabını verdi. Kısacası Albayrak bu sözleri tamamen sohbet ortamında, dostane bir şekilde dile getirdi.
Önce Everton’dan daha sonra Monaco’dan kiralanan Onyekuru ile kulübün söz kestiği hatta ve hatta Ocak ayında sarı kırmızılı formayı giyeceği gündem olmaya başladı. Bir de Monaco’da aylardır forma şansı bulamayıp ayrılığı kesinleşince menajeri D’avila da çıkıp “Evet, Türkiye’den teklifler var. Galatasaray da bu opsiyonlardan biri” açıklamasını bizzat yaptı.
YAPTIKLARI UNUTULMADI
Fakat hemen belirtelim... Galatasaray ne Onyekuru ne de kulübü Monaco ile görüştü. Menajeri şu günlerde İstanbul’da olsa da yönetim, Nijeryalı oyuncu için bir girişimde bulunmadı. Ve bana göre bu kez Galatasaray, Onyekuru’yu transfer etmez... Yani Onyekuru, Galatasaray’a dönemez! Çünkü yönetim Temmuz’da yaşananları unutmadı, şu ana kadar da Fatih hocanın da herhangi bir talebi olmadı... Peki Nijeryalı neden dönemez? Kısaca gerçekleri, aktarayım.
NEDEN 1: OYNAYABİLİR AMA TRABZON MAÇINA ÇIKMADI
Monaco ile imzalanan kiralama sözleşmesi 31 Haziran 2020’de bitiyordu. Ancak pandemi nedeniyle ligler ertelendiği için Temmuz’da G.Saray kritik maçlara çıkıyordu. Fakat Fransızlar yeni sezon çalışmalarını öne sürerek, “15 milyon Euro yatırım yaptığımız oyuncu ya sakatlanırsa” diyerek İstanbul’dan ayrılmasını istedi. Pandemiden ötürü G.Saray’ın çağrıya olumsuz yanıt verip konuyu FIFA’ya taşıma hakkı da vardı. Bunun için tabii ki Onyekuru’nun da rızası gerekliydi.
İSTANBUL'DAN MAÇTAN 1 GÜN SONRA AYRILDI
İki kulüp görüşmeleri sürdürürken G.Saray, Trabzon ile 5 Temmuz’da çok önemli bir maça çıkacaktı. Onyekuru, Monaco’nun çağrısı üzerine eşyalarını topladı ve Fransa’ya gitmek istediğini iletti. Takımını yalnız bırakırken maçtan 1 gün sonra İstanbul’dan ayrılmıştı. Yönetim de bu olayı, ayrıntıyı hiç unutmadı. Bugün bile Onyekuru’nun adı geçtiğinde birçok isim “O bizi en kritik maçta yalnız bıraktı” ifadesini kullanıyor.
Herkes birbirine soruyor, “ Ne oluyor? Bu evraklar nasıl ortaya çıkar?” diye. Sarı kırmızılı kulübün üç yeni oyuncusu, üç ayrı belge, Türkiye’nin güvenilir ve gazetecilikleri ile kendini ispatlamış üç meslektaşımıza ulaştı. Sevgili ağabeylerim Tahir Kum, Atilla Türker ve Mehmet Ayan’a...
Tahir Kum dünkü köşesinde belge ile birlikte nasıl servis edildiğini de yazdı. Emre Kılınç’ın menajeri William D’Avilla’ya ödenen komisyon ve sözleşme detayları ile beraber, belgelerin nasıl eline ulaştığını. Belgenin ‘+39’ ile başlayan bir İtalya telefonundan, WhatsApp üzerinden gönderildiğini de ifade etti.
GALATASARAY'IN KENDİ İÇİNDEN ÇIKIYOR
Açıkça yazayım; İtalya numarası kaynağın gizlenmesi için kullanılan bir paravan. Bu belgeler Galatasaray Kulübü’nden İtalya’ya, oradan da Türkiye’ye gönderiliyor. Daha açık yazayım; Galatasaray’ın kendi içinden, kulübün kalbinden çıkıyor bu belgeler.
Çünkü sözleşmeler daha TFF’ye imzaya gitmeden, yani daha Galatasaray Kulübü Başkanı Mustafa Cengiz son imzayı atmadan sözleşme İtalya’ya gönderilmiş bile. Burada asıl soru “Kim gönderdi?” değil, “Kim hangi amaçla gönderdi?” olmalı. Bunun altını çizdim çünkü belge TFF’den değil, Galatasaray’ın kalbinden sızıyorsa, oyun büyük demektir. Sevgili Tahir Kum’un dünkü yazısının başlığında yer alan “Hedef Galatasaray mı, D’Avila mı?” sorusuna buradan yanıt vereyim: “Hedefte Galatasaray var. Menajer kimsenin umurunda değil.” Bir kaç gün bekleyelim, sular durulunca ya da dalgalanınca daha ayrıntılı bilgi de paylaşırız.
<iframe src='//www.hurriyet.com.tr/video/embed/?vid=41585812&resizable=1&autostart=true&playsinline=true&v_utm_source=haber_detay' width='580' height='326' frameborder='0' scrolling='no' allow='autoplay; fullscreen' allowfullscreen></iframe>
Tarih yazdınız, aferin çocuklar!.. Tuzlaspor maçı, Galatasaray’ın kulübesinde ışık olmadığını, forma bekleyenlerin defolarını, kalite eksikliğini dün akşamki 90 dakika net şekilde gözler önüne serdi. Gecenin tek artısı 16 yaşındaki Emin Bayram idi... Fatih hocanın dediği gibi, ‘ Yaşı küçük ama gerek fiziği, gerek tekniği, gerek de oyun görüşü olarak çok iyi durumda Emin Bayram! Yeni bir Ozan Kabak çıkar mı diye izledik Emin’i... Özgüveni yerinde, cesur, toptan kaçmıyor ve ayaklarına hakim bir stoper... Çalım attı ileri çıktı. Bir topu da direkte patladı! Ancak, orta saha hattı gibi Tuzlaspor’un attığı golde Emin’in de hatası vardı. Emin’in elbette kat etmesi gereken çok yol var ama dün gece Galatasaray formasının hakkını veren ender isimlerden biri idi genç delikanlı... Adın gibi kendinden emin yoluna devam et Emin!
EMRE FORMA ALAMAZ
Galatasaray o kadar kötü ve hücum aksiyonları sınırlı bir oyun sergiledi ki, 5-10 gömlek üstün olduğu Tuzlaspor savunmasını aşamadı! Saha içinde organize olamadı! Yedek oyuncularını sahaya süren Fatih Terim maç önü ‘Görmek istediğimiz oyuncular bize iyi geri dönerler’ dedi. Ama hocanın bu çağrısına anlaşılan kulübedeki oyunculardan kulak asan yok! Emre mor, Yunus Akgün, Jimmy Durmaz, Emre Taşdemir... Ligde forma bekleyen isimler doğru dürüst mücadele dahi etmedi. Yunus Akgün, yıllardır A Takımda ama gram gelişme yok! Ne oyun kalitesi ne fiziği... Yunus ‘ben oldum’ edasında idi ama umarım Fatih hoca bugüne kadar defalarca şans verdiği Yunus ile artık vaktini harcamaz! Bu tabloda formayı alamayan Emre mor bir daha da alamaz! Tuzlaspor, Galatasaray’dan daha çok mücadele etti, daha organize ve disiplinliydi.
Fatih Terim, maçın ardından oyuncularına net mesaj gönderdi...
GALATASARAY Kulübü’nden ‘ibrasızlıkla’ sonuçlanan mali genel kurulun üzerinden tam 10 gün geçti. Başkan Mustafa Cengiz ve yönetiminin düşüncesi ve görüşü şu: “2525 oy ile göreve geldik. Mali tabloyu düzelttik. Geçen yıl şampiyonluğa ulaştık ve bu sene de en önemli adayız. Galatasaray’ı terk edemeyiz, oy veren genel kurul üyelerine ihanet edemeyiz.” Bu düşüncede olan Başkan Mustafa Cengiz ve yönetimi, 20 farklı dava ile hukuksal mücadelesini başlattı. Divan tutanağına şerh koyduran yönetim, tedbir kararı aldırma hedefinde. Bu karar çıktıktan sonra ‘seçim’ konusunu ele almaya düşünüyor...
iKi BANKADAN KREDi iÇiN RET GELDi
İDARİ ibrasızlıkla sonuçlanan genel kurul sonrasında Galatasaray’da görev yapan isimler, deyim yerinde ise gemiyi yürütme derdinde... Hukuksal mücadelenin yanı sıra G.Saray’ın ayakta kalması ve bu süreçten zarar görmemesi adına yoğun çaba içindeler... UEFA’dan temiz kağıdı alındı, 14 milyon TL’lik vergi borcu da ödendi. Galatasaray’ın mayıs ayı sonuna kadar 100 milyon TL’ye yakın ödemesi var. Ve Galatasaray’a iki kötü haber birden geldi. Kulübün kredi adına başvurduğu iki bankadan olumsuz yanıt alındı. Şimdi başta Mustafa Cengiz ve Abdurrahim Albayrak olmak üzere yönetim bu süreçten G.Saray’ın zarar görmemesi adına yoğun mesai harcıyor.
iNAN KIRAÇ’TAN SÜRPRiZ TELEFON VE O ÇIKIŞ
GALATASARAY’da geçtiğimiz hafta yoğun bir telefon trafiği yaşandı... Ama bunların arasında en dikkat çekeni bana göre kesinlikle ikinci başkan Abdurrahim Albayrak ile Eğitim Vakfı Başkanı İnan Kıraç arasında geçen telefon görüşmesi idi... Birçok kişi basit mantık ile belki bu yaşananların arkasındaki ismin İnan Kıraç’ın olduğunu ortaya atıyordu. İnan Kıraç ise, Albayrak’ı telefonla arayıp yaşananları tasvip etmediğini söylüyordu: “Bu karar ve olay mahkemeden umarım döner. Beni de mahkemede şahit olarak yazın. Gelir konuşurum. Bu böyle olmaz. Her şeyin bir usulü var. Bu işin peşini sakın bırakmayın. Bu durum Galatasaray’a da, liseye de zarar verir. Benim de, başkanın ya da yönetimin tasvip etmediğim, yanlış bulduğum, tepki gösterdiğim yanları var. Ama bu yanlış! Herkese zararı var. Ben de gelip mahkemede konuşurum.”
ÇOCUKLARI TEHDİT ETMEK NE DEMEK?
SAYIN başkan Galatasaray’a Uefa’dan ceza aldırmayarak 40 milyon euro kazandırdınız... Mali olarak da yıllar sonra kulübü artıya geçirdiniz. Ve 391 kişiyi de Galatasaray Kulübüne üye yaptınız. Bu isimlerin sadece yüzde 36’sı genel kurula katılmış Bu kadar başarılıyken ve Abdurrahim Albayrak gibi bir değer yanınızdayken siz o salona 359 kişi koyamadıysanız çuvaldızı da kendinize batırmanız gerekli...
FARUK SÜREN’E ÖFKELiLER ÇÜNKÜ...
2-0 öne geçen G.Saray, maçı öyle bir hale getirdi ki, inanılır gibi değil!
Futbola saygı duymaz, rakibi küçümserseniz bedelini ödersiniz... G.Saray’ın yedek ağırlıklı takımı turu geçti ama ecel terleri ile.
Alkışlar ise Hatayspor’a gitti... Tüm Türkiye bu geri dönüşü konuşurken Hatayspor tarihine de bu maç altın harflerle yazıldı!
Tur, dün değil, ilk maçtaki 2-0’lık galibiyet, hatta daha da detaya girelim, Feghouli’nin uzatmalardaki golüyle geldi. Hatay’ın hakkını verirken, G.Saray’daki bazı oyunculara iki çift laf etmek gerekiyor... O formanın hakkını vermelisiniz! Hele ki kenarda Fatih Terim varken 2-0’dan sonra şalteri indirip maçı bırakmak da ne?
AZ KALMIŞTI...
2-0’a kadar sahada bazı oyuncular zaten yoktu ama Muğdat’ın golüyle bütün takım durdu... Hatay ise “Elensek de Galatasaray’ı yenelim” düşüncesiyle devam etti. Az daha da bu tarihi olayı başaracaklardı.
4. golde kaleci İsmail Çipe amatörlük yaparken Sinan ve Yunus yürümekle yetindi! 90 dakika boyunca dökülen Sinan, Yunus, Selçuk İnan ve tabii ki Mariano da gözden düştü.
Galatasaray adına tek güzel detay Emre Akbaba idi! Emre’nin dönüşü sadece takıma değil, Diagne ve Mitroglou’na da seviye atlatacaktır. Çünkü Emre gibi adam eksiltebilen, dikine pasları ile gol kapısını aralayan oyuncuya çok ama çok ihtiyaç var. Fatih Hoca, “Ligde neden 11 yabancı oynatıyorsun? İstiklal Marşı bile okuyamıyorlar’ denildiği bir futbol ikliminde sahaya 9 Türk ile çıktı. Kadro el verse 11 Türk ile çıkacaktı. Ancak ortaya çıkan manzarayı gördük. Futbolun tek doğrusu var: İyi olan oynar!