· Kupa Canavarı...
· Futbolcu Fabrikatörü...
· Pes etmeyen Adam...
· Korkusuz...
· Ve daha niceleri...
BU adama o kadar lakap takıldı ki saymak imkansız... 26 yıllık Manchester United kariyerini, büyük başarısını yazmaya kalksak her halde ödüllük bir roman haline getirebiliriz. Ama az da olsa bu gerçek efsaneden biraz bahsedelim... Gerçek adı: Alexander Chapman Ferguson. 1941 doğumlu. 16 yaşında amatör Queen’s Park takımında forvet oyuncusu olarak futbola başladı ve ilk maçında golünü attı. 1960’ta kariyerinin ilk transferini yaparak St. Johnstone’a gitti. 1967’de nihayet Glasgow Rangers ile söz kesti. Her gittiği takımda iyice piştikten sonra 1974’te futbolculuk yaşantısına nokta koydu.
Dünya futboluna damga vuran bir futbolcu olamadı ama 1977 yılı bir efsanenin doğuşunu simgeledi. Ülkesinin Stirlingshire takımında menajerliğe başladı 40 sterlinlik maaşla (112 TL). Ve yıl 1986. Ferguson’un ManU kariyeri başladı. İngiltere’de 19 yıldır şampiyonluk sevinci yaşayamayan bir United vardı. Old Trafford’daki ağır yenilgiler, peş peşe gelen kötü sonuçlar İskoç hocanın üzerindeki baskıyı giderek artırmaya başlamıştı. Lig, 11. sırada bitirilse de yönetimin ‘arkandayız’ dedi.
ACIMASIZDI
Galatasaray Kulübü'nün ve Türk futbolunun nam-ı değer beyefendisiydi...
Efsane Başkan, 22 Mart 2010'da yaşadığı rahatsızlık nedeniyle Bursa Acıbadem hastanesinde hayatını kaybetmişti.
* * *
Üzerinden tam 3 yıl geçti.
Tarih: 7 Mayıs 2013
Türk futbolunun beyefendiliği ile ön plana çıkan bir başka ismi,
Bursaspor Kulübü'ne tarihi bir başarı yaşatıp Süper Lig şampiyonluğu yaşatan,
Carlos Carvalhal, Beşiktaş'a gelmeden önce ben adını sadece bir kere duydum.
O da, 2001 yılında Portekiz'in 3. Lig takımlarından Leixoes ile Avrupa Ligi'ne katılınca UEFA.com'un attığı manşet hala aklımda: "MUCİZE ADAM"
O zaman fazla araştırmamıştım.
Ancak, Beşiktaş'a geldikten sonra özellikle maç sonrasında Ömer Güvenç ile girdiği hoş sohbetler nedeniyle oldukça sempatik geldi.
Milliler zor bir grupta mücadele ediyor, kötü düşünüp, kötü yazmak istemiyorum ama kusura bakmayın “benim sabrım taştı”.
Daha A Milli Takım kadrosu açıklandığı ilk gün söylemiştim “Tutku Açık’ın kadroya alınmaması büyük hata” diye.
Maalesef ki ben haklı çıktım. Aslında maalesef de değil. Tutku’nun milli takıma nasıl katkı sağlayabileceğini geçen yıl Galatasaray maçlarını izleyen herkes görebilirdi.
Ancak sen gidip de Ender Arslan’ı, Kerem Tunçeri’nin alternatifi olarak alırsan işte böyle ruhsuz oynamaya devam edersin.
O söyledi bu cümleyi, ben de ondan çalıyorum.
"Biz zamanında futbolu ruhumuzla oynuyorduk, şimdikiler para için oynuyor".
Çok güzel bir laf değil mi?
Galatasaray'daki son durumu tamamen açıklayan, her şeyi ortaya koyan bir cümle.
Adnan Polat geçtiğimiz gün basın toplantısında açıkladı.
"15 Ocak'ta Seyrantepe'de açılışımızı yapacağız" dedi.
Yapma Başkan (!)
Eğer bu takım böyle oynamaya devam edecekse;
Belki bu maçı kazanırız da bir şeyler düzelir diye bekliyorlardı.
Maçta istenilen olmadı ama statda beklenen oldu.
Kırılan koltuklar, "Adnan'lar istifa edin" sesleri ve daha fazlası..
Adnan Sezgin için bir şey diyemem ama Adnan Polat istifa etmesin...
Ne olursa olsun o Galatasaray Kulübü Başkanı..
Takım ne durumda olursa olsun onun omuzlarında Galatasaray ismi var.
Galatasaray'ın başına bir başkan seçimle geldiyse seçimle gitmeli..
Ancak Polat'ın bir an önce bir seçime giderek güven oyu tazelemesi gerekir.
Önce feribot sonra kara ulaşımı...
Güzel bir yemek ardından futbol keyfi...
Bekledik, çok istedik ama olmadı...
Bursa'nın kaybetmesinin, hatta berabere kalamamasının yanında bir başka bir şey daha var...
Türk futbolunun da en büyük aşklarındandır Fenerbahçe - Galatasaray derbisi...
Oynandı ama bitmedi...
Gündemde Pino var, Yobo var, Volkan'ın maç sonrası açıklaması var ve tabii ki yıllar sonra Kadıköy'de alınan puan var...
Maç sonrası her şey "her zamanki gibi" konuşuluyor...