Esin Sabur isimli okurum, uzunca bir mektup göndermiş, yazdığım konuların altından girip üstünden çıkıp şöyle bir dertleşmiş benimle:
‘Hemen hemen her gün görüyorum ki, çok iyisiniz maşallah. Bugünkü yazınızla ilgili küçük birkaç nokta belirtmek istedim. Okuduktan sonra bunları ben zaten biliyorum derseniz eğer, vaktinizi aldığım için peşinen özrümü de sunuyorum. Önce Okan Bayülgen. Malumunuz kendileri Very Important Person (VIP), canlı yayınlara alkollü çıkılabileceğini savundu ve sanatçılar topluma örnek olmak zorunda değiller savını dile getirdi. Bu açıklamaları tipik bir kişisel savunma mekanizmasının harekete geçmesi. Bir eylem olumsuzluk içeriyorsa ve sen de zaman zaman bu eylemi gerçekleştiriyorsan, beyin hemen savunmaya geçer. Kendi yanlışını irdelemek yerine, otomatik savunma mekanizmamız o içinde bulunduğumuz eylemin doğruluğunu savunur. Bunun aksini kişisel gelişim konusunda yol katetmiş insanlar başarabilir, yani ruhunu terbiye edebilmek için çaba sarf edenler. Okan Bey’in yolunun çoook uzun olduğunu vurgulamak istedim.
Seda Sayan-Nihat Doğan vakası için de söylemek istediğim birkaç bir şey var. Nihat Doğan ile ilgili bir tespit yapmak çok işe yaramayacak, çünkü o konu mankeni. Ama içinde olduğu konunun da tadını çıkardığını düşünüyorum. Seda Hanım ise, öncelikle yazmış olduğunuz gibi 41 yaşında değil. Doğrusunu biliyorum ama hanımların yaşı söylenmez! Bir de birlikte olduğu erkeği ortalıklara atmışsa iş bitmiştir. Bu durumu Mahsun Kırmızıgül, Gökhan Şükür ve başka örneklerde de yaşadık. Seda Hanım aşk ilişkisini hiçbir zaman malzeme yapmadı. Malzeme yaptığında ise o artık aşk ilişkisi değildi. Konuyu bir de bu açıdan irdelemeniz ,belki sorularınıza cevap verebilir. Çünkü yazınızda konuyu anlayamadığınızı belirtmiştiniz.
Hocam, siz gerçekten çok iyi niyetlisiniz. Magazin dünyası sizi bozar diye hayıflanmıyor değilim. Çünkü Sezen Aksu’nun resmini otel ilanına basmamasının nedenini çok masumca yorumlamışsınız. Ya da ben öyle anladım. Bu konuda mutlaka farklı bir sebep vardır. Ya avans alınamamıştır, ya ücrette anlaşma sağlanmamıştır, ya birden fazla teklif vardır ve Sezen Hanım açısından bayram için durum kesinlik kazanmamıştır. Ya da bu isimlerle yan yana gelmemesinin yalnızca yakın çevresinin bildiği başka bir sebebi vardır. Jüri arkadaşınız Pakize Hanım’ın bilgisine bir başvursanız bu konuda derim.
Epey kafanızı şişirdiğimin farkındayım. Ama bildiğim bazı konularda yazdığınız zaman size ışık tutmadan duramıyorum. İnanın kısa kestim. Sağlıklı ve mutlu kalın.(Esin Sabur)
Yorum: Valla ne diyeyim, siz iyisini bilirsiniz, her şeyi de biliyorsunuz zaten bu durumda bize ‘İyi ki kısa kesmişsiniz’ demek düşer. Bir de uzatsaydınız korkarım bizim evin önündeki park sorununa kadar el atacaktınız.
Niye sizi seçti ki..
Diğer bir okurum çok meraklı...
‘Merhaba hocam, dünkü Radikal gazetesinde Hakkı Devrim Bey sizin hakkınızda olumsuzluk kokan bir yazı yazmış. Acaba niçin medyadaki sayısız kişi arasından sizi hedef seçti anlayamadım. Güzel bir gün geçirmeniz dileğiyle’ (Samim Saygın)
Not: Hakkı Bey benden hoşlanmadığını milyonlarca kişinin önünde, televizyonda belirtti. Bir insanın söylediği ile yaptığı tutarlı olmalı değil mi?