Ferhan Şensoy’un yeni kitabı Hacı Komünist’i bir çırpıda okudum.
Şensoy Hacı Komünist’te bir yandan Şans Kapıyı Kırınca filminin perde arkasını anlatıyor bir yandan da Küba’nın tarihini özetliyor. Şensoy anlatımı her zamanki gibi çok akıcı, yaptığı dil oyunları da insanın beynine ziyafet çektiriyor. Son zamanlarda Ferhan Şensoy üzerine yaptığım yorumlar onu sinirlendirmiş olacak ki, Hacı Komünist’te yer alan anılarında bana da ‘selam çakmayı’ unutmamış:
‘Reklam izlemiyorum. Reklam niye meşhur oluyor, onu da tam çakabilmiş değilim. Ali Atıf Bir Hoca’nın reklam eleştirisi yazmasına gıcık oluyorum. Ayrıca kendisinin bu ve her konuda biricik olması da sinir dağlayıcı. Ali Atıf İki Hoca, ya da bir sürü hoca olsa daha şenlikli olacak ortalık ve ben sinirimi yelpazelemek zorunda kalmayacağım. Herkes ‘hoca’ olunca genel bir huzura ereceğim ve öğrenci olarak sıfırdan başlayacağım hayata. Reklamın, reklamı çeken şirketle, reklamı yaptıran arasında bir toplantıdan başka ne eleştirisi olabilir? İsterse Ali Atıf Hoca o toplantıya b.k yedibaşı olarak katılabilir.’
Ferhan Şensoy ‘reklamı, reklamı çeken şirketle reklamı yaptıran arasında bir toplantıdan ibaret’ gördüğü sürece bana ‘gıcık’ olmaya devam edecek. Yapacak bir şey yok.. Gıcık etmeye devam..
Yüzde 1 mi 450 bin mi
Televizyon eleştirmeni arkadaşlarımız köşelerinde izlenme oranlarını (rating) yüzde şeklinde vererek hata yapıyorlar. Anlamlı olan o yüzdeye karşılık gelen kişi sayısını vermek. Eğer anlamlı bir şey söylemek amaçsa tabii ki.. Ayrıca bir program yüzde 1 rating aldı demek yerine, o programın her dakikasını 450 bin kişi izledi demek daha adil bir yöntemdir. Kişi sayısı verilirse izleyici demokrasisi yara almaz, yüzde verilirse küçük balıklar büyük balıklara yem olur.
Örnek verelim: Şubat’ın bir haftasında en fazla izlenen program Kurtlar Vadisi olmuş. Ratingi yüzde 21.4. Yani Kurtlar Vadisi’nin her dakikasını ortalama 8.335.698 kişi izlemiş. Aynı hafta Yabancı Damat yüzde 11.8 rating almış. Yani Yabancı Damat’ın her dakikasını ortalama 4.584.012 kişi izlemiş. Size hangileri anlamlı geliyor? Rakamlar mı, yüzdeler mi?
Eyşan’ın gafı
Güneri Cıvaoğlu, pazar günleri Kanal D’de yayınlanan Şeffaf Oda programında keyifli sohbetler yapıyor. Geçen haftanın konuğu Tuncay Özilhan ve Eyşan Özhim’di. Tuncay Özilhan Çırak programı ile ilgili ayrıntılar verdi. Eyşan Özhim ise ‘markalaşma’ üzerine konuştu. Programın bir yerinde Cıvaoğlu, Eyşan Özhim’e ‘Ne kadar sürede giyiniyorsunuz’diye soru sordu. Özhim, ‘Yerine göre, önemine göre, 2 dakika da sürüyor, 2 saat de’ diye yanıt verdi. Cıvaoğlu ‘Peki, buraya gelirken ne kadar sürede hazırlandınız’ diye sordu. Özhim ‘2 dakika’ yanıtını verdi. Daha sonra hatasını anladı ama iş işten geçmişti. Yapma Eyşan... Benim tanıdığım Cıvaoğlu 2 değil 22 saat hazırlanmayı hak eder.
Kutlarım..
Yaşamdan Dakikalar’da Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu, Sunay Akın ve Nebil Özgentürk şiir tadında program yapıyorlar. İzle izle doyamıyorsun. Ağızlarından bal damlıyor. Bir üç saat daha olsa gidecek.. Kutlarım.
Baydı..
Dizi tekrarları gerçekten baydı. Yarım Elma’nın tatil köyündeki bölümünü, Sihirli Annem’in yılbaşı gecesini, Meltem’in de Haluk’u romantik yapmaya çalıştığı Çocuklar Duymasın’ı son haftada beş bininci kez zaplamak zorunda kaldım. İnsaf! Kanallar kandan, gözyaşından, aldatmadan, bardak kırma ve kol jiletlemeden geçilmeyen programlara kafa yoracaklarına, doğru dürüst gündüz kuşağı dizisi yapmaya kafa yorsalar da kumandalar rahat etse!
Garipsedim..
Ebru Gündeş’in erkek arkadaşına uyguladığı ‘Sadakat Testi’ni garipsedim. Dışarıda, o kadar çok güvenen bir hava veriyor ki.. İçerde bu kadar güvensizlik garipsenmeye değer. Neden korkuyor acaba?