Zübükler paçozlar ve Necip Fazıl

“DOSTOYEVSKİ’nin Puşlost’u gibi, paçozluk iblisi tüm kurumları sardığı zaman sıkıntı başlıyor.

Haberin Devamı

Bunlar Başbakan’dan tutun, herkese akıl verirler. Böyle de küstahtırlar.
Herkesin herkesle yer değiştirebildiği, birisi gittiğinde hiçbir şeyin değişmediği, (liyakatin ölçü olmadığı, sıradanlığın ve kalitesizliğin hüküm sürdüğü) bir durumdur paçozluk...
Paçoz, kendi çıkarları için her yolu mubah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş... Dostoyevski ‘Puşlost’ (Poshlost) der...
Topluma musallat olan iblistir paçozluk...
Puşlost tüm bu kavramları içinde toplayan tanımlama. Bizde de Ömer Seyfettin’in Efruz Bey tiplemesi, Aziz Nesin’in Zübük’ü kısmen buna yakındır. Ama benim ele aldığım paçozluk süreci Puşlost’a daha yakın ve korkarım ki bu iblis Türkiye’ye yerleşiyor...”
Yerleşti bile, artık çok geç. Alev Alatlı’nın korktuğu başımıza geldi.
Yerleşmek ne kelime, en ziyade iltifata mazhar tip haline geldi.
Bilakis aranan özellik oldu...
Paçozluktan çok rağbet gören ne! İnanmayan açsın, Alatlı’nın kitabında teşhir ettiği vasatlaşma vasatımıza baksın.

* * *

Son kitabı ‘Beyaz Türkler Küstüler’i, Akşam gazetesine ‘paçozlaşmanın hikâyesi’ diye anlatmıştı Alev Alatlı.
Kitap çıktı, yaşadığımız ‘paçozlaşma ve eblehleşme’yi ayan beyan tasvir ediyor ama aldıran kim?
Bütün mahallelerimiz paçozların istilası altında, bütün meydanları eblehler bastı.
“Fikrin ne fahişesi oldum ne zamparası” diyen Necip Fazıl bugünleri görse konuşmaya tövbe ederdi.
Söz o kadar ayağa düştü, yerlerde...
Bedeli ödenmeden söylenmiş, karşılıksız söz kaale alınır mıydı?
Mazisiz zıpçıktıların söz meclisinde yeri dahi olmazdı. Gel gör ki boylarından büyük laflar etmeye yüz buldular. Teşvik de görüyorlar.
Çok ucuzladı söz, ağzı olanın dilinde haraç mezat gidiyor.
Sözünü yere düşürmemek, racon kabadayılarının bile kaygısı olmaktan çıktı.
Tezat şu ki alelade gerçekleri konuşmanın ise fahiş bir bedeli var bu pazarda.

* * *

Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Gazeteci gizli belge yayınlar ama kanunda cezası varsa bedelini de şerefiyle göğüsler” dedi.
‘Somun pehlivanlığı’ makbul değil, yani bedava kahramanlık.
Çok haklı...
Fakat ‘somun pehlivanlığı’ da bu dönemde parlamadı mı en çok?
Paçozluk hiç olmadığı kadar revaçta, hatta trend oldu, muazzam prim yapıyor.
Dün gazetecilerden Ahmet Şık ve Nedim Şener yetmez, falankes de filankes de tutuklansın diyen amigolar, bugün tribünlerde tam tersini satmıyor mu sular seller gibi?...
Nabza göre şerbetin maliyeti yok, para dahi ediyor...
Fikrin ne namusu kaldı ne şerefi...
Söz, bir yüzü ve geçmişi olmayan zıpçıktı paçozların elinde sudan ucuz...
Vicdansa artık hava parası bile etmiyor, beleşe...
Yere göğe konamayan o Necip Fazıl tavrı mı? Sizlere ömür...
Dünyaya hükümran olmaz elbette de paçozluk, alabildiğine borusunu öttürüyor bu devirde arkadaş, daha ne olsun!

Yazarın Tüm Yazıları