Paylaş
Hükümet yıkacaklar ya, aşağısı kurtarmıyor.
Kıran kırana gitti, bütün rekorları aştı, açık arttırma kızışınca rakamlar uçtu... Firmalar kapıştı da devlet şöyle kazandı, sermaye vuruştu da millet böyle kâr etti denilen köprüydü, havalimanıydı, Marmaray’dı ne kadar büyük ihale varsa... Hepsinin bedellerini alt alta toplayın, yolsuzluğun boyutunu buluyorsunuz...
Bir de demiyorlar mı, niye hep siyasi komplo kısmını konuşuyorsunuz diye.
E, boyutları çok büyük, sıradan bir yolsuzluk operasyonu gibi konuşmak ciddi haksızlık olur da ondan...
Kantarın topu öyle kaçırıldı ki neresinden tutsanız komploya çıkıyor ucu, baksanıza!
İzmir’e Binali Yıldırım aday oluyor, 3 yıldır İzmir’de bekleyen soruşturma dosyası seçime 3 ay kala raftan indiriliyor, hedefinde ise Binali Yıldırım...
Asıl hedef, yolsuzlukları yakalayıp cezalandırmak olsaydı sabah akşam yolsuzlukları konuşuyor olurduk. Ama buna izin verilmiyor...
Gerçekleri, ortaya çıkarmak yerine kurgulama yöntemi seçildi...
Amaç hükümeti gözden düşürüp alaşağı etmek olunca hakikate daha uygun, akla daha yatkın suçlamalar ufak geldi haliyle.
Bire bin katıp üfüre üfüre şişirdikleri zaman da civcivler yemiyor, ne yapsınlar lokma büyük...
* * *
Başına ‘Büyük’ sıfatı getirilmeyecek bir yolsuzluk ve rüşvet operasyonu, kesmemiş çılgın projenin sahiplerini.
İpin ucu kaçmış bir kere, atılıp tutulanlardan ne indirim yapsanız makulleşmiyor...
Mübalağa, mizahın aracı oysa, gerçekler abartıldıkça güldürür...
Başbakan’ın ya da bakanların çocuklarına yolsuzluk isnat etmekle kalmayıp bir de çetecilikle suçladığınızda, elinizdeki nispeten sağlam iddiaları bozdurup harcamış olursunuz.
O bomba yolsuzluk iddiaları, bir anda hukuk ve adaletin mizanından çıkıp absürd bir komedi malzemesine dönüşür.
Rüşvet yediler iddiasıyla yetinmeyip Başbakan’ın oğlunu, damadını, bir dostunu ve bir bakanını ayrı ayrı suç örgütlerinin elebaşısı yapıp... Bütün örgütlerin bir üst örgüte bağlandığı şemalar çizer, başına da getirir Başbakan’ı koyarsanız... En başta elinizdeki rüşvet iddialarını çarçur etmiş olursunuz.
Çünkü inandırıcılığınız, şipşak bir hareketle kaybolur.
Davanız karikatürleşir, komik duruma düşersiniz.
Abartı payınız ne kadar fahişse o kadar güldürürsünüz kendinize...
* * *
Çetecilik suçlamasıyla haddinden fazla abartıldı soruşturmalar, astronomik bile değil delice şeyler...
En ciddi isnatlar dahi ciddiyetsizleşti, gülünçleşti...
Yolsuzluğa, usulsüzlüğe, görevi kötüye kullanmaya, rüşvete belki geniş bir kamuoyunu ikna edebilirdiniz... Ama hükümetin aslında bir suç örgütü olduğunu söylerseniz, üç-beş fanatik taraftardan başka kim inanır size?
Kılıçdaroğlu, ‘Devlette çete arıyorsan kabineyi topla bak’ diyor Başbakan’a.
Yolsuzluğun boyutunu 247 milyar lira olarak bulan matematik hesabından başka ne sonuç vermesi beklenirdi ki!
Fakat ciddiye alınmayı da bekliyorsa harbi harbi çıldırmış olmalı...
Paylaş