Paylaş
90 yıllık ramazan klasiğiydi halbuki, ‘Oruç yediği için dövüldü’ haberleri iftar soframızdan eksik olmazdı.
Geride kaldı...
* * *
Ne oruç tutarak tutmayanları kötü hissettirdiği için horlanan, ne tutmayarak tutanları huzursuz ettiği için tacize uğrayan...
Tutmak, tutmayan üzerinde ister istemez psikolojik baskı kurmak gibi görülmüyor; tutmamak da tutana saygısızlık addedilmiyormuş meğer.
Erzurum çarşıda lokantalar yine ramazan münasebetiyle kapalı, Kayseri’de tek tük açık yer bulmak mümkün, İstanbul’da gün ortası yemek içmek ise vakayı adiyeden.
Bir eşik geçildi, yeni bir eşikteyiz.
Sokakta kimse kimseye ilişmiyor, birdenbire bir aydınlanma geldi sanki, vukuat raporları bıçak gibi kesildi.
Erzurum’da oruç yediği için sopadan geçirilen, İstanbul Fatih’te uluorta sigara içtiği için hırpalanan, Bağcılar otobüsüne şortla bindiği için sıkıştırılan genç kız ve oğlan haberleri unutuldu.
Kaçak Kuran kursu ihbarları, sabi sübyana merdiven altı din eğitimi, zorla başı kapatılan küçük kız çocukları, üfürükçü hacı hoca skandalları, türbelere çaput bağlama hurafecilikleri, sahte şeyh muhabbetleri değişmez ramazan temalarıydı, bitti gitti.
Devir değişti...
Ramazan geldi mi sürmanşetten din promosyonuna asılırdı ekseri medya.
Herkese Kuran-ı Kerim ve Türkçe meali, 40 soru ve cevapta namaz hocası, menkıbe kitapları, şu kadar kupona Mevlid-i Şerif CD’si dağıtan gazeteler, bir yandan oruçlu okura gel gel yapar, bir yandan da bas bas bağırırdı ‘Taciz var, mahalle baskısı var, dayatma var’ diye...
Cızırtısı duyulmuyor, mübarek ayda oruçlu ağzı dahi bozan eski yaygaraların.
* * *
Uydurma değil de gerçek bile olsa, tekil olayları genelleyerek bir kendini bilmezin densizliği yüzünden bütün oruçluların ağız tadını kaçırma dönemi geçti.
Yeni eşik, orucu bozan ve bozmayan şeyler konusunda Ümmet-i Muhammed’i dürterek uyandırmak.
İslam fıkhında hocaların hocası sayılan Hayrettin Karaman’ın fetvalarını beğenmiyor yalnız çağdaş yaşam uleması.
Ne o öyle eşini niyetliyken öpersen, dokunmadan seyre dalıp bel suyunu getirirsen, rüyada boşalırsan, gusül abdesti almadan cenabet cenabet imsak vaktini geçirirsen ya da işte bildiğin unutarak yahut kazara yer içersen, ne bileyim dişinin arasında kalmış nohut tanesinden küçük bir artığı yutarsan oruç bozulmaz ahkâmı...
Ivır zıvır Haydar Dümen külliyatı sanılıyor bunlar, küçümseniyor, alaya alınıyor, Hayrettin Karaman Hoca’nın eski ramazanlarda yazdığı bir yazı yeniymiş gibi dolaştırılıp kıs kıs gülünüyor arkasından.
Cahil cühelanın kafayı taktığı gayriciddi, müstehcen ve abes sorulara cevap verilir miymiş hiç? Ayıptır, yazıktır, günahtır, yaşını başını almış bir din âliminin ağzına yakışır mıymış?
Ya ne?
Yepyeni bir ilmihal yazılıyor gazete köşelerinde.
Anlıyorsunuz ki kabir azabından kurtaracak asıl soru şu olmalıymış:
Gıybet bozmaz, yalan söylemek bozmaz ama hacı, zemzemle yıkanmış çatı adayı varken Tayyip Erdoğan’a oy vermek de mi bozmaz orucu; Allah’ına, kitabına ondan haber ver sen...
* * *
“İstismar ediliyor, sömürülüyor, din siyasete alet ediliyor” kampanyası da nalları dikti böylece.
Çağdaş yaşam uleması, boynuna ramazan davulunu asmış, gümbürdete gümbürdete kalk borusu çalıyor; uyan derin uykundan ey oruç ehli Müslüman, sahur vaktidir, pardon yani seçim vakti, uyan!
Hoş geldin ya şehri ramazan!
Paylaş