Paylaş
Zelzelenin şiddeti, iktidar oylarındaki düşüş ve yükseliş miktarına bağlı.
Seçime 2 hafta kala tablo olabildiğince belirginleşmiş durumda.
Fakat yine de öngörüler ve beklentiler arasında muazzam bir uçurum var.
İhtiyat payı dahi bırakılmıyor yapılan hesaplarda.
30 Mart akşamı sandıkta umduğunu bulamayanlar, bu yüzden derin bir şok geçirecek.
Hayal kırıklığının dozunu hafifletmek istiyorsanız, şimdiden kendinize şunu sorun:
Herkesin tarafı hem bu kadar belliyken hem bu derece belirsizlik nasıl olur?
* * *
Seçmen, oyunun rengini belli etmediği için mi, hayır değil.
Baksanıza, eşine az rastlanır keskinlikte bir siyasi cepheleşme yaşanıyor toplumda.
Arada gidip gelenler sınırlı. Kararsızlar, nihai sonucu tayin etmekten sayıca uzaklar.
Kahir ekseriyetin kafası gayet net. Başlarına tape de düşse, yollarına her neviden kafa karıştırıcı malumat da çıksa fikir değiştirmeyecekler.
Geriye şu seçenek kalıyor:
Demek ki seçmenin sandıkta kelek atacağına dair bir ümit, bir arzu, bir temenni tüm rasyonel göstergelerin önüne geçti, beklentileri o yönlendiriyor.
* * *
Meydanlardaki tabloya ve anket sonuçlarına rağmen bir deprem yaklaşıyor.
Sandıktan ne sonuç çıkarsa çıksın sürpriz değil, büyük sürpriz olacak.
Sarsıntının etkisini azaltacak tek şey, isabetli tahminlerle gerçekçi beklentilerdi.
Fakat şu ara kimsenin, ayağı yere basan öngörülere tahammülü yok.
Çoğumuz, kendi beklentilerine hitap eden anketlere inanıyor. Meydanların nabzı için de her kesim kendi arzusuna uygun izahlar peşinde.
Türkiye hızla duygusal bir kopuşa sürüklenmedi sadece, gerçeklikten de ciddi bir kopuş yaşanıyor.
2002 ve 2007 seçimlerinde bile bu raddeye varmamıştı.
Öngörülemezlik, seçmen tavrını kestirme zorluğu, belirsizlik, anket manipülasyonu, bindirilmiş kıta, taşıma kalabalık ve benzeri kavramlar, istenmeyen sonuçları kabullenemeyişin geçici sığınakları...
Ama sandıkta bozulmayacak mı bu rahatlık?
* * *
Galiba bu kez, AK Parti seçmeninden sağ gösterip sol vurması bekleniyor.
Yani meydansa meydanları tıka basa doldurmaya gelecek, anketse oyunu göstere göstere kime vereceğini söyleyecek ama 30 Mart günü sandığa gittiğinde tersini yapacak...
Seçmenin bu saatten sonra şaşırtacağına, ikili oynayacağına olan garip bir inanç hâkim etrafa.
Bunun bir örneği, 1982 California seçimlerinde yaşanmış. Son ana kadar bütün seçim anketlerinde önde göründüğü halde, siyahi aday Tom Bradley’in sandıkta feleği şaşmış.
Meğer ırkçılık yaftasından çekindiği için çoğu beyaz, anketörlere “Bradley” derken gerçek kanaatlerini sandığa saklamasın mı!
Yoksa siz de, Bradley Etkisi gibi literatüre geçecek bir ‘soğuk duş’a mı güveniyorsunuz 30 Mart’ta?
Paylaş