Paylaş
Bir terslik yok mu bunda?
Var... Var ve adını da koyalım.
‘Barzani gelmesin’ diye kıvranmalarında bu çarpıklığın da büyük payı var...
***
Marx okuyan Kürt’le namaz kılan Kürt’ün arasını nasıl yapacaklarını Öcalan gösterdi halbuki.
Bir Demokratik İslam Kongresi toplayacaklardı Diyarbakır’da.
Yapmadılar... Ya inanmadıkları için ayak dirediler yahut da projenin kerametini anlayamadılar.
Barzani açılımı olunca da ‘kaptırıyoruz’ sancıları tuttu, hazırlıksız yakalandılar.
***
Cami cemaatinin sola çekeni makbul BDP’ye.
Namaz kılan Kürt’ün Marx okumuşunu arıyorlar. Sanki mesele, Marx’la namazın yıldızını barıştırmak...
Haliyle açıla açıla, HDP üzerinden Kayserili İhsan Eliaçık’a açılabiliyorlar.
O da ‘abdestli kapitalizm’ sloganlarını keşfettiği ve Kuran’ı radikal soldan yorumladığı için...
Ya da mesela, belediye seçimlerinde vitrine isim sürmek gerektiği zaman Rizeli Mehmet Bekaroğlu geliyor akıllarına.
Cipli başörtülüyle durakta otobüs bekleyen başörtülü ayrımını o bulduğu için...
Muhafazakârların arasına sınıf çatışması sokma siyasetinin pratisyenlerindendir kendisi.
Kısacası, BDP’lilerin muhafazakâr isimlere teveccühü, Marxist çözümlemeye yatkınlıklarına bağlı. Ne kadar sınıf şuuruna yatkınlarsa o kadar iyi...
Namaz kılanla Marx okuyanı buluşturacakları yerde, namazla Marx’ı kendinde buluşturanlara yöneliyorlar. Antikapitalist Müslüman gençler örneğindeki gibi...
***
Öcalan, İmralı’daki dört duvar arasından daha iyi görüyor vaziyeti.
‘Türkiyelileşmek’ diye bir hedef koyuyor BDP’lilerin önüne.
Bunun için bir İslam Kongresi yapıp dindar Kürtlerle yakınlaşmalarını öneriyor.
Bir de, ortak çatı altında Türk soluyla güçlerini birleştirmelerini...
İstiyor ki BDP, hepsini kucaklayacak bir partiye dönüşsün.
Onlarsa BDP’yi Doğu’ya hapsedip Batı’ya açılmak üzere HDP adıyla bir parti daha kuruyorlar.
Türk solunun oyunu almaya giderken cami müdavimi Kürt’ün oyunu ıskalıyorlar.
Birleşecekken dağılıyor, büyüyecekken ufalıyor, Türkiyelileşecekken giderek bölgeselleşiyorlar...
***
Öcalan’ı içlerinden biri anladı,
doğru da anladı ama sözü geçmiyor onun da.
Altan Tan, diğerlerine anlatamayınca gitti derdini ta BBC’ye anlattı:
“Doğru olan proje, hâlâ Kürtlerin yarısının oy verdiği AK Parti’ye giden oylarımızı geri alacak projedir. Onun için ben, İmralı’dan gelen ‘Türkiyelileşmek’ perspektifinin doğru olduğuna inanıyorum ama yapılanın ona aykırı ve dar bir proje olduğunu söylüyorum.”
Neymiş o aykırılık:
“Biz de kendimize göre bir İslamcılık ortaya koyalım, kontrol edebileceğimiz dindar Müslümanlarla ittifaka girelim ve mümkünse bunları da bir süre sonra PKK’lileştirelim. Bu yanlış bir proje. Herkesin PKK’li yapılmasına gerek yok...”
Dinlemiyorlar Altan Tan’ı.
Sonra da Barzani’ye kızıp bozuluyorlar, niye Başbakan’la Diyarbakır’a geldi diye.
Sınıf bilincinden midir bu da!
Paylaş