Paylaş
Yani ‘karargâh’la ‘rahatsız’ sözcüklerini yan yana getirmeseydi...
‘Karargâh rahatsız’ gibi bir başlığı iç sayfasında dahi geçirmeseydi...
Askeri vesayet dönemlerinin örtük muhtıra manşetlerini çağrıştıracak bir kalıptan editör kaçınsaydı...
Sadece manşetteki ‘7 eleştiriye 7 yanıt’ başlığıyla kalınsa... İçeride de ‘İddia ve eleştiriler 7 konuda askeri yıpratıyor’ başlığıyla yetinilseydi...
Gerisi sorun olmayacak mıydı, mesele kalmayacak mıydı yani?
İçerideki bir başlığı bağımsız okunduğunda, sanki ‘Hükümetle TSK arasında sorun varmış gibi gösteriliyor’ izlenimi uyandırmasa...
Askerin siyasi eleştirileri muhatap aldığı bir haberde başka sorun görülmeyecek miydi?
SORUNLU BAŞLIĞI DÜZELTELİM O HALDE
Aslına bakarsanız, ‘Karargâh rahatsız’ başlığındaki asıl sorun, içeriğini tam olarak yansıtmaması...
Çünkü karargâhın neden rahatsız olduğunu anlatmıyor.
Genelkurmay’ın sahiplendiği içeriği doğru yansıtacak ifade, ‘Karargâh muhalefetten rahatsız’ şeklinde olmalıydı.
Ya da ‘Karargâh eleştirilerden rahatsız’ denmeliydi.
Hem haberin hakkını verecek hem de yanlış anlamaları önleyecek şey bu olabilirdi.
Ne kimse aşırı anlam yükleyebilir, ne farklı taraflara çekeceklerin işi kolaylaşır ne de çarpıtılmaya müsait hale gelirdi.
Genelkurmay’ın şikâyet ettiği gibi ‘amacından saptırılmaya’ da elverişli olmazdı, istismara açık kapı bırakmazdı.
Haberin maksadı, okuru hiç yormadan başlığa çekilmiş olurdu.
Anlayacağınız, o başlığa benim de itirazım var, uygun düşmedi. Ama fazla değil eksik durduğu için.
Araya bir kelime daha ilave edilse arızası giderilmiş olacaktı.
Bunca sıkıntı ve alınganlığa da yol açmayacaktı.
Peki ama bütün günah başlıkta mıydı?
İçeriğini hakkıyla yansıtan en yalın başlığı bulduğumuzda hallolacak mıydı yanlışlık? Masumlaşacak mıydı olay?
Madalyonun tersinden acı acı sırıtan gerçekle yüzleştirmeyecek miydi bizi?
DEMOKRATİK SİYASETTEN MURAT
‘Karargâh rahatsız’ yerine ‘Karargâh eleştirilerden rahatsız’ denseydi...
Kapanacak mıydı olay, lafı dahi edilmeyecek miydi?
Asker, siyasetin içine çekilmemiş mi olacaktı?
Sivil-asker ilişkileri, rayına mı girmiş sayılacaktı?
‘Karargâh rahatsız’ başlığının altında kötü niyet arayanlar, ‘Karargâh muhalefetten rahatsız’ başlığını iyi niyetli mi bulacaktı?
15 Temmuz’un medya kahramanı diye göklere çıkarılan gazeteci arkadaşımız, 15 Temmuz’da onun yaptığını yapmayı akıl dahi edemeyen meslektaşları tarafından yerin dibine batırılmayacak mıydı?
FETÖ darbesine direnişin demokrasi şampiyonu bir medya grubundan, yine de antidemokratik arayışlara kapılan vesayetçi ve darbeci medya çıkarılmayacak mıydı bir günde?
Kime yaradığı, kime yarandığı üzerine mi kurulu bizim demokrasi anlayışımız?
Bu muydu askeri kışlasında tutmaktan murat, bu muydu vesayetle mücadeleden kasıt?
MUHALEFETE AYAR VERMEK SERBEST Mİ?
Askerin muhalefete müdahalesi, siyasete karışmak anlamına gelmiyor mu?
‘E, muhalefet de askeri konuşmak, kendini savunmak zorunda bırakmasaydı’ demeyin sakın...
Geçmişte siyaseti dizayn ve hizaya sokmaya dönük bütün müdahalelerin arkasına saklandığı mazeretti bu, unuttuk mu?
Hedef muhalefet olduğunda, vesayetçilerin mazeret kalıplarına sığınmak, darbe çığırtkanlığına girmiyor mu yoksa?
Dün iktidarlara karşı kullanılınca yanlış olan, bugün muhalefete karşı kullanıldığında doğru olabilir mi?
Ordunun iktidarla arasından su sızmaması, çatlak yaşanmaması ilişkilerin normalleşmesidir elbette.
Muhalefetin askeri politikalara eleştiriler yöneltmesi, Genelkurmay’la sorunlar yaşaması da anormalleşmeye işaret etmez.
Ama olması gereken, Genelkurmay’ı savunma işini, bağlı olduğu siyasi makamların üstlenmesi değil midir?
Haberini yapana çıkışmadan önce askere ‘Sen bu toplara girme, cevap yetiştirmeyi hükümete bırak’ denmeli değil mi arkadaş?
SON 24 SAATTE NE OLDU? - HÜRRİYET TV
Paylaş