Gül’ün hakkı Gül’e

ABLUKACILARA geçmiş olsun, paralel nizamcılara geçmiş olsun, paralel nizama geçen bölük pörçük muhalefetin cümlesine de geçmiş olsun, Köşk’ü kuşatma siyaseti işe yaramıyor.

Haberin Devamı

Ufukta belirdi artık, Abdullah Gül çizgisini bozmayacak...
Rüya düzeni alan bütün paralel romantiklere haber salın, muhasara çöktü!
Şek ve şüphe kalmadı artık, Çankaya düşmeyecek...
Başka bir deyişle:
Cumhurbaşkanlığı makamını, Meclis çoğunluğunun üstüne süremeyecekler.
Bir başka deyişle:
Abdullah Gül’ü, kendi amaçları için Tayyip Erdoğan’la çatıştıramayacaklar.
Şöyle de söylenebilir:
internet ve HSYK düzenlemelerini veto etmesi için sıkıştıranların dolduruşuna gelmeyecek Köşk. Dört bir taraftan cendereye alınmışken bile...
Ne söylenirse söylensin.
Cumhurbaşkanı Gül demokratik meşruiyetin dışına çıkmayacak, Meclis’in yasama yetkisine nahak yere müdahale etmeyecek.
Hülasa edersek; Budapeşte’de sağlam ipuçları verdi...
Beyanlarından, Gül’ün her iki yasayı da ‘olduğu gibi’ onaylayacağı sonucunu çıkarmak yanlış...
Ama sözlerini, ‘baskılara papuç bırakmayacağına, doğru bildiğinden şaşmayacağına’ yoran tüm çıkarsamalar isabetli.

* * *

Haberin Devamı

Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı performansı için çeşitli görüşler ileri sürülebilir fakat biri hariç; mutlaka kendini herkese beğendirmek gibi gerçekleşmesi imkânsız bir hayale kapılmadı.
Populizm yaptı, ayrı şey, ama gerçekçi bir populizm... Hem hakkı da var, ‘cumhur’un reisi olarak her gönüle hitap etmesi normal.
Yeri geldi, hükümetle de ters düştü... O da hakkı, her konuda kayıtsız şartsız mutabakat eşyanın tabiatına aykırı...
Başbakan’la aralarında zaman zaman dil ve görüş farklılıkları da baş gösterdi. Ben daha çok ‘makam farkı’na yordum, başbakanlıkla cumhurbaşkanlığı makamlarının icapları ayrıdır manasına...
Fakat teslim edelim, kırmızı ışıkta durmak gibi populist basitliklere, eve mutfak alışverişi yapmak gibi şark işi ucuzluklara da tevessül etmedi.
Her daim yüzünde gülücüklerle etrafa mavi boncuk dağıtacağını zannediyorlardı...
Abdullah Gül bir ‘demir yumruk’ değildi, keskin ve köşeli tavırlara mizacı yatkın değildi...
Kadife yumruğunu hesaba katmayanlar, sonunda keskin köşeleriyle de tanıştı.

* * *

Kimseye ‘Hayır’ diyemeyeceğini düşünüyorlardı...
‘Yumuşak başlı bir idare-i maslahatçı’ olduğuna bahse giriyorlardı...
Tutturamadılar...
Devlette paralel bir yapılanmanın varlığını devlet başkanı olarak yalanlayacağını umanlara ‘Hayır’ dedi, ‘Yargıda ve poliste paralel yapı var, ne göz yumulabilir ne müsaade edilebilir, gereği yapılmak zorunda...’
İnternet düzenlemesinin lüzumunu inkâra zorlamak için mektup üstüne mektup döşenenlere hakkaniyetten taviz vermedi. ‘Hayır’ dedi, ‘Şantaj ve tehdit kasetlerine bir tedbir şart’...
HSYK’daki paralel organizasyonu dağıttırmamak için psikolojik saldırı başlatanlara eyvallah etmedi. ‘Hayır’ dedi, ‘İhtiyacı reddedemeyiz, mücadele edilecek ama hukuk içinde...’
Saray darbesi planlayanlara karşı kapı gibi durdu, Gül’ün hakkı Gül’e...

Yazarın Tüm Yazıları