Eksiği ve fazlasıyla kabine

İl ve bölge dengesi de gözetilmiş. Mesela Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu. Erdoğan değil Trabzon kontenjanından listede sanki.Fakat toplamda kabine, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘uyum’ beklentisini karşılıyor.Binali Yıldırım yeniden Ulaştırma Bakanı. Berat Albayrak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı. Bekir Bozdağ, Adalet Bakanlığı’na döndü vesair... Bu isimleri Erdoğan etkisinden ayrı değerlendirmek zor.

* * *

Başbakan Davutoğlu’nun koyduğu ağırlığa gelince, ilk bakışta hissediliyor. Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanı ama halefi Lütfi Elvan onun üstünde Başbakan Yardımcısı. Ali Babacan yok ama ondan boşalan yeri aynı ekolden Mehmet Şimşek dolduruyor. Ve diğer örnekler...Babacan’ın takımdan çıkması, Maliye Bakanı olarak Naci Ağbal’ın girmesi dışında ekonomi kadrosu muhafaza ediliyor. Bu dizayn da Davutoğlu’nun ağırlığına işaret.

* * *

Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Numan Kurtulmuş, Cevdet Yılmaz, Nabi Avcı ve Mevlüt Çavuşoğlu gibi klas isimler eski yerlerini koruyor, sürpriz de değil. Ancak Babacan’la birlikte Cemil Çiçek, Recep Akdağ ve Beşir Atalay klasmanındaki AK Parti hükümetlerinin kimi değişmez yüzleri dışarıda. Bu ‘ağır abiler’ düz milletvekili kalırsa epey şaşırtıcı olur...

* * *

Hükümet semalarında iki yeni yıldız görünüyor.Grup başkanvekili Mahir Ünal beklediğim bir isimdi, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gelmesi tam isabet...Hakeza, ekonomi bakanlığı için emektar grup başkanvekili Mustafa Elitaş, biçilmiş kaftan...Bir de önceki kabinenin parıltısını kaybetmeyen parlak siması var. Çağatay Kılıç, umulduğu üzere Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda berdevam...

* * *

İlk kez Diyarbakır kabine dışında. Bakan vermedi bu sezon. Mehdi Eker, bir dönem dinlenmeye bırakılmışa benziyor. Tarım Bakanlığı’nı iktidarın sabitelerinden Faruk Çelik ondan devraldı.

* * *

Kabinenin şekillendirilişine hâkim olan model, uyum ve denge...Aynı zamanda hangi dengeden, hangi kontenjandan gelirse gelsin, kimin gözdesi olursa olsunlar artık her biri Davutoğlu Hükümeti’nin bakanı...Bu ikisi birlikte nasıl çalışacak, tıkır tıkır işleyecek mi, zaman gösterecek. Hayırlı olsun.

Şeytangillere çarpılmayalım da

LONDRA’dayım. Güne, bir Rus jetini Suriye sınırında düşürdüğümüz haberiyle başladım. Batı’yla Rusya arasındaki Esad makası kapanırken bizimkini biraz daha açacak bir gelişme...Paris katliamının paniği Londra sokaklarında hissedilmiyor. Fakat sokağa yansımayan IŞİD korkusu, siyaseti çoktan etkisi altına almış durumda.

* * *

2013’te Avam Kamarası’ndan Esad’ın kimyasal silahlarına karşı hava harekâtı yetkisi alamamıştı. Başbakan Cameron, bu sefer IŞİD’i Suriye’de vuran koalisyona katılma iznini almayı başaracak gibi. Paris katliamı, onun ikna gücünü de tahminlerin ötesinde artırmış.İngiliz gazetelerinde IŞİD’i Hitler, Putin’i (dolayısıyla Esad’ı da) Stalin yerine koyan makaleler çıkıyor. Churchill’in, ‘öncelikli tehdit’ Hitler’e karşı Stalin’le ittifakı savunduğu, ‘Gerekirse şeytanla bile işbirliği yaparım’ argümanını kullandığı, cayır cayır işleniyor. ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ vecizesi gırla gidiyor analizlerde. 

* * *

IŞİD’i yok etme mücadelesi, Esad’ı baştan def etme kararlılığının çok önüne geçti. Fransa’dan sonra İngiltere de IŞİD’e karşı Esad’a yaklaşıyor. Ortak düşmanı yenmek için birlikte savaşma eğilimindeler.Putin’le ihtilafları bir kenara bırakma, Esad’ın kalıp gitmesini kafaya takmama moduna girmişler bir defa. Zihinsel hazırlık tamam. Entelektüel lojistik tamam. Siyasi ikmal yapılıyor. Sırada şeytanla iş tutmak var.

* * *

Paris katliamıyla çekilen operasyon, Batı’da Esad’a düşmanlık politikasını değiştirdi, kabul edelim.Hava Esad’dan yana döndü. Dün Suriye’de herhangi bir askeri harekâta karşı çıkan İngilizler... Bugün IŞİD’e müdahaleye razı, hatta istekli ve hatta ateşli taraftar halinde.Esad için sırada, bütün muhaliflerini IŞİD’le aynı pakete sokup terörist diye kabul ettirmek var. Bütün katliamlarını da terörle mücadele kapsamında gösterdi mi yırttı işte...Sadece koltuğunda kalmayı değil, dünyada itibarının iadesini, hem de terörle mücadele kahramanlığı gibi muzaffer bir konumda aramıza geri dönmeyi garantileyecek bu gidişle. Gazi nişanıyla taltif edilmesi işten bile olmayacak.

* * *

Uçak düşürme krizi, tam üstüne geldi. Aman dikkat, iyi yönetilmezse şeytanla işbirliğine çarpılma tehlikemiz var.