Dikkat fil çıkabilir

Hani, şu ‘Platin saçlı’ Julian Assange’ın ifşa ettiği Amerikan diplomatik yazışmaları vardı ya, orada geçiyordu işte.
Ergenekon soruşturmasına bakan polisler, sefaretteki FBI görevlisiyle konuşurken yargının ne yapacağını kestirmenin zorluğuna dikkat çekiyorlar: ‘Öngörülemez bir yargı düzeni...’
Doğruluğunu yanlışlığını bilmem, günahı vebali, o polislerle ABD sefaretindeki kontaklarının boynuna...
Ama bildiğim bir şey var, şu an tam da tarif ettikleri yerdeyiz.
Yargıyı öngörmek mümkün değil...
O görüşmeye istinaden... Ankara’daki sefaret de, Washington’a geçtiği telgrafta, ‘Yargı belli olmaz, Türk yargı sisteminin tuhaflıkları’ gibi çıkarsamalarda bulunuyor.
5 yıl sonra bugün hâlâ ne suçlanan güvenebiliyor ne suçlayan, ne iktidar ne muhalefet... Suçun mağduru da sanığı da adaletine inanmıyor, davalı da davacı da terazisinden şüpheli...

* * *

Bir savcı, kendi ülkesinin istihbarat operasyonlarını deşifre etmek ister mi, istemez.
KCK’yı çökerteyim derken MİT’in KCK’ya sızma operasyonunu çökertir mi, elbette yapmaz.
Silah kaçakçılığının önünü alayım derken MİT’in Suriye operasyonunun önünü keser mi, ne münasebet, tabii ki kesmez.
Milli güvenlik siyasetini baltalamak, devletini El Kaide işbirlikçisi gibi gösterip dünyaya gammazlamak zinhar kaçınacağı şeydir.
Hele hele “Bak bizimkiler Suriye’deki uzantınız PYD’ye karşı Türkmenleri, Nusra cephesini ya da bilmem kimleri donatıyor” diye PKK’yı fiştekler mi? Haşa...
ABD’yi, İran’ı, Rusya’yı işkillendirip ayaklandırma, PKK’yı kışkırtıp Türkiye’ye saldırtma fikri hayaline uğrasa kendinden şüphe eder. Rüyasında görse hafakanlar basar, kan ter içinde uyanır kâbustan, irkilerek kendine gelir...
Ya nedir derdi?
İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “Herkes işini yapacak” dediği şeyi yapmak. Yani işinin hakkını vermek...
Hatay Reyhanlı’dan kalkıp Kırıkhan üzerinden Suriye istikametine seyreden MİT eskortlu yardım TIR’ını çeviren savcı bilaşek işinde, gücünde...
Ama ortada dolanan bir fil var, TIR’ın teröristlere kaçak silah taşıdığı ihbarını o yapıyor. Bütün hınzırlık onda...
Aslında TIR’ı filan değil Türkiye’yi ihbar ediyor, teşhir edip küçük düşürüyor. Bir şey diyemiyoruz, fil işte...

* * *

Sıradan bir muhbir değil ki... Hafiyecilik oynuyor, casusluk filmlerine taş çıkaracak karşı-istihbarat hamleleriyle tozu dumana katıyor.
Vaktiyle, ‘Başbakan’ın oğluna suikast düzenleyecek’ gibi düzmece bir ihbarla gazeteci Nedim Şener’e kanca attıran ispiyoncu file de benziyor profili.
MİT’i adım adım izliyor, gece gündüz ensesinde...
Ne zaman harekete geçse önüne çıkıyor.
Zücaciye dükkânına girmiş hemcinslerinden beter, serazat dolanıyor sistemin içinde.
Nereden, ne zaman çıkacağı, neye çarpıp devireceği belirsiz.
Yargıyı öngörememek, dehşet verici... Sebebi bu fil, odanın içinde fink atıyor ama görmüyoruz, göremiyoruz onu.
Adaletin ayağına dolanan da, MİT’e çelme takan da fildir fil... Muhbir fil...