Paylaş
Maruzatları da pek masum; altı üstü başkalarına ait özel hayat sırlarının ifşasına serbestlik istiyorlar...
Velev ki mahkeme kararıyla dinleme yapıldı, soruşturulan suçla ilgisi yoksa, konuşmalar özel hayata ve haberleşmenin gizliliğine gireceği için kanunen imhası gerekirdi ya...
Hayır işte, mektupçular, ifade özgürlüğünden dalıp kamu yararından çıkıyorlar, kayıtların tamamı yayınlanabilsin diye.
Demokratik bir ifade biçimi olarak şiddeti savunanlar görmedik mi bu ülkede?
Kendilerini yumurta atarak daha rahat ifade edenler, derdini taş ve sopayla daha iyi anlatanlar vesair...
Bir telekulak özgürlükçülerimiz eksikti, onlar da içlerini böyle döküyor şimdi.
***
Devlet gücüyle yapılan yasal görünümlü ama aslında yasadışı kayıtların internette yayılmasını fütursuzca savunuyorlar. Katmerli suçtur demeden hem de, göğüslerini gere gere...
Baykal ve MHP’lilere kaset operasyonunda milim şaşmadan, doğruca içeriğini tartışmayı reddetmiştim.
Ortada bir suç ve ahlaksızlık varsa o da insanların özel hayat mahremiyetine alçakça saldırılmasıydı.
Kasetzedeler, suçun ve ahlaksızlığın mağdurlarıydı, suçlu ve ahlaksız onlar değil...
Ne kamu yararından dem vurdum, ne ifade özgürlüğünden. İçeriğini değil kaset tuzağının kendisini sorguladım.
Hatırlamıyorum, bugünkü mektupçulardan da ‘Ben kendimi belden aşağı daha güzel ifade ediyorum’ diyen olmadı.
Bugünse demokratik bir hak, meşru bir özgürlük talebiymiş gibi dinleme sızıntılarını alenen sahipleniyorlar.
Alacaklı olsanız, böyle teklifsiz dayanmazsınız borçlunun kapısına.
Çatır çatır haklarını arıyorlar Çankaya’da...
İnternette özel hayatı teşhir eden bir kayıt çıktı diyelim, müdahalenin gecikmesinde sakınca var, gören gördükten sonra telafisi olmayacak...
Fakat bu kaydın bir gün, bilemediniz 2 gün geç izlenmesinde ne sakınca olabilir değil mi?
Değil işte...
‘Çok zararım ziyanım olur, bir an önce sansürsüz izlemeliyim o kaydı’ diyenler ayakta.
Özel hayat sırrı değilse, umumun menfaatineyse zaten er geç mahkemeler devreye girecek, üzerindeki örtüyü kaldıracak.
Yani, TİB kendini paralasa mahrem bir haberleşmenin ya da maceranın ifşası kamu yararına olduğu sürece önleyemeyecek, ancak geciktirebilecek...
Fakat hayır, bir gün sonra izlerse hak kaybına uğrayacağını söyleyenler Köşk’ün kapısında...
***
AB’sinden HRW’sine, IPI’sından CPJ’sine, ıdısından dıdısına kimler bindirilmiyor ki paralel hat dolmuşuna...
Hadi başına gelmediği için, bilip bilmeden konuşuyor TÜSİAD...
Fakat hayret edersiniz, ikisi de kasetzede olduğu halde CHP ile MHP dahi şantaj kasetlerine özgürlük cephesinde.
Gül’e organize tazyik uyguluyorlar, internet yasasını veto etmesi için.
İfade özgürlükleri kısıtlanıyormuş.
Bel altı vuruşlara hiç bu kadar meşruiyet kazandırılmamıştı.
Arabuluculuk içeren sulhnamelerin vakti geçti, ara bozucu tasallutnameler, taciz mektupları yağdırılıyor...
Ortada durması karın şişlerini indirmiyor artık, kendileriyle bir olup iktidarı cezalandırmalı Cumhurbaşkanı.
Umut fakirin ekmeği, Abdullah Gül’den o gün bugündür hâlâ bir Ahmet Necdet Sezer performansı bekliyorlar.
Hay aklınızla bin yaşayın emi!
Paylaş