CHP’nin güvencesi madem ki Bahçeli

MHP lideri, AK Parti ile CHP arasındaki koalisyon sürecine kritik müdahalelerde bulunuyor, stratejik dokunuşlar yapıyor. Şüphem kalmadı, bu koalisyon kurulursa baş mimarlarından biri Devlet Bahçeli olacaktır.
Zamanlaması ve içeriği iyi planlanmış hamlelerle kaytarma yollarını kesiyor, ince taktiklerle yan çıkışları tutuyor. Sürecin gizli kurmayı olarak tarihe geçti bile.
Geçmiş emeğine bakıp şimdi, hemen bugün son bir hamle bekliyorum Bahçeli’den. Davutoğlu’yla Kılıçdaroğlu’nun saat 14.00’teki görüşmesinden önce, başladığı işi tamama erdirecek bir altın vuruş.

* * *

‘Bahçeli bu rolü niye üstlendi’ sorusunun kesin bir cevabı yok.
Fakat kesin olan şu; partisi de olası koalisyon senaryolarında aktör adaylarından biri olduğu halde kendisi, rejisörlüğü seçti. Kamera arkasından oyunu yönetmeye talip oldu, kamera önüne geçip oynamayı değil.
Belki Anasol-M koalisyonuna girmenin bedelini 2002’de barajın altında kalarak ödediği içindir. Belki o koalisyon deneyiminde yaşadığı travmayı hâlâ atlatamadığındandır. Benzer bir felaketi bir daha yaşamaktan çekiniyordur belki de...
Artık her ne sebepleyse, kendisi de bir koalisyonda yer alabilecekken AK Parti ile CHP’ye koalisyon yaptırmak için olağanüstü bastırıyor. İki tarafı da sıkıştırmak, üzerlerinde baskı kurmak için başvurmadığı zorlama yöntemi kalmadı.
Davutoğlu’yla Kılıçdaroğlu’nun bu koalisyonu oldurmak için iyi niyetli gayretlerinden, samimi çabalarından, yapıcı katkılarından söz ediliyor ya... En az onlar kadar, hatta belki daha fazla bu işin olmasını istiyor; samimiyetle koalisyonu kurdurmaya uğraşıyor Bahçeli.
Son kez, pazartesi günkü Davutoğlu-Kılıçdaroğlu oturumundan hemen önce devreye girmişti.
MHP’ye güvenerek, nasıl olsa seçim şartıyla azınlık hükümetine destek verir deyip masadan kalkmaması için AK Parti’yi uyarmıştı.
“Erken seçim gündemleri tedavülden kalkmıştır” ihtarının adresi tabiatıyla AK Parti’ydi.
‘Aklınız erken seçimde kalmış olabilir, şansınızı denemekte ısrarcı olabilirsiniz, fakat MHP’ye güvenip de CHP’yle yürümezlik yapmayın sakın, bizden size fayda yok, bilesiniz ha’ demeye getirmişti.
İşte benzer bir ihtar, şimdi de CHP’ye lazım.

* * *

Bunu niye yapıyor Bahçeli, AK Parti ile CHP’yi koalisyona sokma misyonuna niye soyunuyor, çıkarı ne, mantığı nedir, siyasette yeri ve örneği var mı? Ayrı bahis. Siyaset teorisyenlerinin alanına girer, inceleyeceklerdir muhakkak...
Garabetini bir kenara bırakırsak, Bahçeli’nin izlediği stratejinin önünde son bir engel duruyor. O da AK Parti gibi CHP’nin de MHP’nin sırtından şartları zorlamasını engellemek.
Davutoğlu’yla Kılıçdaroğlu bugün final oturumu için bir araya gelecek. 40 saati bulan koalisyon mesaisini bir sonuca bağlayacaklar.
CHP, son müzakere pozisyonunu deklare etti. Koalisyon olacaksa ufku 4 yıllık olsun, reform odaklı olsun diyor.
AK Parti’nin son müzakere pozisyonuysa ancak kısa vadeli ve seçim ufuklu bir ortaklık modeline sıcak bakacakları yönünde.
Yalıncası; biri icraat hükümeti, diğeri seçim koalisyonu istiyor. Tıkanma burada.
Birçok başlıkta uzlaşabilmişken koalisyona ömür biçmekte anlaşamıyorlar. Hale bakın...

* * *

Madem bu koalisyonu yaptırmaya azmetti, madem bu yola baş koydu, gün bugündür. Tam da bu aşamada, Sayın Bahçeli’den son bir müdahale bekliyorum. Bir altın vuruş.
CHP’ye, ‘Sen sen ol, öyle MHP’ye güvenip de ya hep ya hiç kumarına gireyim, AK Parti’ye dayılanıp işi bozayım falan deme’ mesajını vermesi yetecektir.
Kapıları tutup AK Parti’yi CHP’yle masaya oturmaya mecbur eden aslında MHP değil miydi?
CHP’nin işine karışmak hakkıdır öyleyse.
‘Bu kadar yaklaşmışken süresinde, kapsamında diretmeyin. 4 yıllık yerine, varsın sınırlı süreli olsun. Büyük reformlar gerekirse seçimi beklesin. Küçük adımlarla başlayın. Varsın, muayyen takvimli seçim koalisyonu olsun. Hem neye benzeyeceği hakkında da bir fragman izletmiş, bir ön fikir vermiş olursunuz millete. Aman ha masayı bu yüzden dağıtmayın’ demek bal gibi de yakışır Bahçeli’ye.