Paylaş
Hadi benim yerime geçin de siz cesur olun öyleyse.
Cemaat, vitesten atmasa bu yolsuzluk operasyonu gerçekleşir miydi?
Dürüstçe cevap verin.
‘Hükümete kumpas kuruluyor’ şayiası sanki hiç ayyuka çıkmamış, ben uyduruyorum...
Kalkıp diyecekmişim ki, ‘Bu masum bir yolsuzluk operasyonudur, hırsız ve yolsuz kovalamaktan başka bir gayesi yoktur’.
İntikam operasyonundan hak ve adalet çıkarmış gibi...
Gelin de siz bundan yana olun bakalım.
* * *
Ortaya saçılanlar, soru işaretleri barındırıyor...
Hal böyleyken diyecekmişim ki, ‘Ortada şüpheli, şaibeli hiçbir durum yoktur, soruşturmak yersiz’.
Hadi benim yerime geçin de isnatları siz görmezden gelin...
Yetmezmiş gibi üçüncü bir ayağı daha var olayın.
Dün aynı yöntemlerle başkalarının canı yanarken hükümet oralı olmuyordu ya...
‘Şimdi şikâyete hakları yok... Oh olsun, beter olsunlar’ diyen, başka da bir şey diyemeyen kısır bir muhalefet var.
Hocaefendi’nin bedduasına, koro halinde ‘Amin’ sesleriyle iştirak ediyorlar.
İçlerini rahatlatmaya bakıyorlar. Tek yapabildikleri, hükümetten dünün öfkesini, acısını, hıncını çıkartmak...
Sanki memleket, hükümetle cemaatin tapulu malı, batarsa batsın, onlara dokunmayacak ucu.
Biri de çıkıp demiyor ki, ‘Yahu CHP daha ölmedi, hükümetin alternatifi cemaat olamaz, siyasetdışı iktidar oyuncularına mahkûm değil bu millet, iktidar seçeneği olarak biz buradayız, devrilecekse sandıkta biz deviririz hükümeti, polis ve yargıya rehin aldırtmayız...’
Hadi siz önden buyurun da ilkel rövanşizm duygularından yana olun şimdi. Olun da göreyim...
* * *
Türkan Saylan’dan İlker Başbuğ’a, Hanefi Avcı’dan Ahmet Şık ve Nedim Şener’e, Baykal’a kaset darbesinden MHP’ye kurulan şantaj tuzağına... Dünün yanlışlarına bile bile sessiz kalmadım.
Yerli yersiz tutuklu yargılamaları da, uzun tutuklulukları da, şafak baskınlarını da, sızdırma kampanyalarıyla hayatların paramparça edilmesini de eleştirdim.
Rövanş kokan her muameleye itiraz ettim, kanun namına yapılsa bile.
‘Müstahaktırlar, geçmişte yapıp ettiklerine saysınlar, beter olsunlar’ demedim.
Hukukun siyasi hesaplaşmalara alet edilemeyeceğini savundum durdum.
Radikal’deki yazı arşivim erişimde, girer bakarsınız.
Hadi gelin de kendinizi benim yerime koyun şimdi.
Dün rövanşizme taraftar olmadım. Bugünün histerik rövanş çığlıklarına mı arka çıkayım? Sevinçten zil takıp oynayanlara mı katılayım?
Kendilerine gün doğduğunu zannederek ‘yalancı şafak’ coşkusuna kapılanların zavallılığına mı ortak olayım?
Hem bugünün de bir yarını olmayacak mı?
* * *
Hülasası... Umudunu tombala çekilişine bağlamış, ‘Anamuhalefet rolünü cemaate kaptırmam’ diyemeyen bir siyasi muhalefetten yana olamam.
Kusura bakılmasın...
Vesayetsiz, mesayetsiz gerçek bir demokrasi istiyorum. Ve hür bir medya...
Bunu sağlayacak her görüşe taraf olmaya varım...
Ama yok, cesaretten anladığınız öbürüyse kalsın, ben almayayım.
Paylaş