Paylaş
Paralel devletin Cemaat’teki izdüşümü...
Şudur yani; birileri devlet içinde devlet olmaya çalışıyorsa şayet... İşte onlar Cemaat değil, Cemaat içindeki bir cemaattir...
* *
Cumhurbaşkanı Gül’e yolladığı mektupta Gülen Hocaefendi ne diyordu:
“Efendim...
Devletin kanun çerçevesinde yürüyen işleyişi hususunda emir verme, müdahale etme ya da memurları bir noktaya sevk etme konumunda bulunmadığım Zât-ı alinizin malumudur. Bununla birlikte, sohbetlerimde tansiyonun düşürülmesi adına dost, muhip ve sevenlerimize itidal tavsiye etmemin faydalı olacağı kanaatine sahip iseniz, bu hususta elimden gelen gayreti ortaya koymaya amadeyim...”
Hükümete yapılan operasyonda en ufak bir dahlinin olmadığını söylüyor Hocaefendi.
Devamında da, operasyona katılanlar için ‘Kanuni görevlerini yerine getiren memurlar’ ifadesini kullanıyor...
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın bir evvelki açıklamasıyla birlikte ele alın. ‘Devlet içinde başına buyruk hareket eden otonom yapılar tespit edilirse temizlensin tabii ki’ meyanında bir kontra ataktı...
Cemaat’e dost düşman herkesin, hatta gören her gözün, düşünen her aklın ortak kanaati o ki, devlette var böyle yapılar...
Ama Cemaat de mustarip, devlet içinde devletçilik oynayan mikro-organizasyonlara onlar da şiddetle karşı, kesinlikle aman verilsin istemiyorlar.
Demek ki Cemaat otoritesinin de kontrolü dışında iş çeviriyor bunlar. Oranın merkezi hiyerarşisine de uymuyorlar. Kafalarına göre takılıyorlar...
* *
Sözgelimi, birkaç savcıyla birkaç polis kafa kafaya verip hükümete komplo kurdu diyelim. Aralarındaki kapalı devre ilişki ağı ispatlanırsa icabına bakmak hükümetin işidir...
Cemaat’le bağı gün gibi ortada olan bir kadronun dijital ve konvansiyonel medya üzerinden yürüttükleri ‘paralel’ saldırılar, hem organize hem de buram buram husumet kokuyor farz edelim.
Koordineli hareket ettikleri sabitse Hocaefendi’nin iradesini çiğnedikleri manasına gelir.
Gereğini yapmak, o zaman da Cemaat’e düşer...
Alın size mis gibi bir uzlaşma noktası, buyursun el sıkışsınlar.
* *
Emir komuta zincirleri devlette olmayan memurların kendi aralarında çeteleşmesine ‘Devlet içinde devlet’ deniyor...
Direktif ya da işaret aldıkları merkez Cemaat’in manevi otoritesi olmayan mensupların örgütlü faaliyetlerine de ‘Cemaat içinde cemaat’ tabiri yakışır o halde.
Elde bir ‘paralel devlet’imiz vardı, oldu mu şimdi size bir de ‘paralel cemaat’...
Aynı olgunun biri devlete, diğeri Cemaat’e bakan iki ayrı yüzü bunlar.
Birini tasfiye etmek hükümetin boynuna borçsa diğerini zapturapt altına almak da Cemaat’in vazifesi.
Devletle Cemaat’in kesişme alanında at koşturan bu paralel örgütün sorumluluğu, üstlenmediği sürece nasıl Cemaat’e yıkılamazsa...
Komploya karıştığı ya da paralel yapılanmaya gittiği somutlaşmadıkça da kimse suçlanamaz...
Paylaş