Paylaş
Yüzde yüz haklılar.
Nasıl oldu da bir göçmen çocuğunu Londra’ya belediye başkanı seçebilen İngilizler, göçmen karşıtlığı yüzünden AB’den çıkmaya karar verdi?
İngiltere hükümetine, ardına bakmadan AB’yi terk etmek için elini çabuk tutmasını söyleyen Merkel, tabloyu soğukkanlıca tahlil etmeli.
Bu tür durumları açıklayan bir deyim var, “Hubbu Ali’den değil buğzu Muaviye’den” derler. Ali’ye muhabbetten değil Muaviye nefretinden...
Ayrılma kararı da yalnız kalma sevgisinden değil, AB düşmanlığı ve göçmen sevmemekten...
Bunu Ankara görebiliyor.
***
Putin’le Trump’ı ağızları kulaklarında sevindirdiğine göre... Kapıyı çarpıp çıkan da arkadan sepet havası çalan da yanlış yolda.
Putin AB düşmanlığından, Trump’sa göçmen nefretinden İngiltere’yi destekliyor. İngiltere’yi sevdiklerinden kutlamıyorlar çıkma kararını.
‘Güçlü, istikrarlı ve birleşik bir Avrupa için kara bir gün’ esprileriyle nanik yapıyorlar. Dağılıp çökse bayram edecekler.
Sevinçleri, hubbu Ali’den değil buğzu Muaviye’den.
İngiltere’yi çok düşündüklerinden değil. AB değerleri ve göçmen karşıtlığından...
İngilizlerin iyiliğini umursadıklarından değil. AB’nin ve göçmenlerin kötülüğünü istediklerinden...
Bunu da net görüyor Ankara.
***
Tespit doğru...
AB liderleri, üye ülke vatandaşlarının hoşnutsuzluklarını dikkate almadıkları, seslerine kulak vermedikleri için başlarına bu geldi.
Biriken memnuniyetsizlik, İngiltere’de aşırı sağı patlattı.
AB ve İngiliz hükümeti alttan alta büyüyen bu öfkeyi zamanında görseydi, gafil avlanmazlardı.
Ankara, AB’ye eleştirilerinde haklı ama kendisi bu görüşle ne kadar amel ediyor...
MHP’nin kurultay süreciyle ilgili gelişmeleri alın.
Gezi olaylarında en sık dile getirilen yakınmalardan biri neydi? Menmuniyetsizlerin siyasette temsil bulamaması değil mi?
Bunun için CHP ağır eleştirilere maruz kalmadı mı?
CHP’nin temsil etmekte yetersiz kalması yüzünden gayrimemnunların seslerini sokakta duyurmak zorunda kaldıkları yazılıp çizilmedi mi?
Muhalefet aciz ve başarısız olmasa sandıktan umudu kesilenlerin, iktidara karşı sandık dışı yollar denemeye kalkmayacağı analizleri yapılmadı mı?
AK Parti sözcüleri bile hâlâ demokrasimizin ciddi bir muhalefet sorunu olduğunu söylemiyorlar mı?
Muhalefet boşluğu diye bitmez tükenmez bir şikâyetimiz yok mu bizim?
2002’den beri muhalefet partileri, Türkiye’nin geçirdiği değişime ve dönüşüme ayak uyduramamakla suçlanmıyorlar mı?
Kendilerini yenileyemedikleri için yerden yere vurulmuyorlar mı?
Her seçimde yenilen, oylarını arttıramayan liderlerin yerinden kımıldamaması, kıyasıya tartışılmıyor mu?
Kendisini yenileyemediği için kitlesine iktidar umudu veremeyen muhalefetten yaka silkilmiyor mu?
Öyleyse biri söylesin, MHP’de yenilenme isteyenlerin üstüne neden masabaşı karalamalarla gidiliyor, mizansen manşetlerle saldırılıyor?
Bahçeli, niçin kendi kurultay delegelerine karşı korunmaya alınıyor?
Düne kadar koltuğa yapışmakla suçlayanlar, Bahçeli’yi kutsamak için niye yarışıyor?
Değişim isteyen MHP delegelerinin iradesi neden yargı engeline takılıyor?
Neden şer odaklarının Bahçeli’ye darbe vurduğu, dış güçlerin muhalifleri ayağa kaldırdığı, MHP’yi içten çökertme projesinin uygulamaya konduğu filan gibi safsatalarla demokratik mücadele kanalları kirletiliyor, tıkanıyor?
***
Hoşnutsuzluk, kendini siyasette ifade imkânı bulamazsa neler olacağını artık biliyoruz.
Öyleyse AB’den beklediğimizi neden önce biz yapmıyor, memnuniyetsizlere kulak vererek örnek olmaya başlamıyoruz.
MHP’de değişime karşı MHP dışında başlatılan cansiperane direnişin Bahçeli aşkından, kurultay delegelerinden çok ‘başbuğ’a bağlılıktan, MHP’lilerden çok MHP sevgisinden, 40 yıllık ülkücülerden çok ülküye sadakatten değil... Temsil kabiliyeti yüksek bir muhalefet istenmemesinden kaynaklandığını görmek, iyi bir başlangıç noktası olmaz mı?
Paylaş