Paylaş
Ana akım muhalefet anlayışı, mutlaka bir ülkenin dış politikasıyla senkronize konuşacak, ağız birliğine, söylem birliğine gidecekse o kendi ülkesi olmalıydı.
Hale bakın...
ABD, PYD’yi PKK’dan ayrı bir örgüt olarak değerlendiriyor ve terör örgütü saymadığı için bu ayrıma dayanarak havadan silah mı indiriyor!...
CHP de aynı paralelde yaklaşıyor mevzuya. Hatta PYD’yi o kadar tutuyor ki rakip gördüğü Peşmerge’ye terör örgütü muamelesi çekecek utanmasa.
Hakeza... ABD, 10 bin kilometre öteden gelip PYD üzerinden burnumuzun dibindeki Kobani’de alan mı kapatmaya kalkıyor!...
Buna mukabil Türkiye, oraya Peşmerge ve ÖSO güçlerini de sokup kendi sınır hattındaki hâkimiyeti PKK-PYD ekseniyle ABD’ye bırakmamak için direniyor mu!...
Müzmin muhalefet Amerikan stratejisinden yana, Türkiye’nin oyunbozuculuğuna karşı... Peşmerge’yi niye Kobani’ye geçirdi diye hükümeti yerden yere vuruyor...
Amerika ve Avrupa kamuoyunda, IŞİD’le mücadele duyarlılığı kullanılarak Türkiye’ye karşı sistematik bir mücadele yürütülüyor. IŞİD’e düşmanlık maskesi altında Türkiye’ye karşı hasmane karalama kampanyaları düzenleniyor.
Bizim muhalefet de, bunların hesabı nedir diye sorgulayacağına bu dış kampanyanın içerdeki ayağı, payandası gibi hareket ediyor.
* * *
Bu kafadaki bir muhalife bezdirmecesine sorulacak soru şudur:
Yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın kaça patladığını sor, ihale sürecini soruştur, inşaat maliyetlerinin şişirilip şişirilmediğini irdele, bütün bunlar görgüsüzce bir büyüklük taslama, şatafat ve şaşaayla güç gösterme merakından mı diye sorgula, şeffaflık eleştirisi yap, ihtiyaç var mıydı münakaşasına gir, israfa kaçılıp kaçılmadığını kurcala, mimari estetiğini kritik et... Yapma, etme, soruşturup sorgulama diyen yok. Hatta hepsinin üstüne, tut hükümetin Kobani politikasını da hesaba çek ama bunları neden yerli bir tavırla yapmıyorsun? Tapulu, ruhsatlı, iskanlı cumhurbaşkanlığı binasına ‘kaçak saray’ diyerek, yok bilmem diktatör Çavuşesku’nun sarayına benzeterek kendi ülkene psikolojik harekat çekenlerin ağzına bir tezvirat malzemesi daha verdiğinin farkında değil misin? ...
“Edirne’ye Enver gireceğine Bulgar girsin” hesabından mı? AK Parti’ye yarayacağına PKK’ya, ABD’ye yarasın da varsın Türkiye’ye yaramasın mantığından mı?
* * *
Siyasi menfaatlerini, ABD’nin çıkarları ya da PKK’nın emelleriyle bir görüp tevhit etmeyecek bilinçte AK Parti karşıtları da var muhakkak.
AK Parti ve Tayyip Erdoğan nefretinden körelmemiş gözleri açmaya şu kadarı da mı yetmez:
Amerikan basını Türkiye hakkında şayialar çıkarıyor, “Vay Beyaz Saray, Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın yanında ancak onun küçük bir müştemilatı olabilir” gibi patırtılar koparıyor...
Aşağıdaki resme bakın ve hangisi hangisinin eklentisi olur, siz karar verin.
Beyaz Saray’ın kendisi 6 katlı bir yapı. 130’dan fazla odası var. Çalışan nüfusu içinde, tek başına teşrifatçı sayısı bile 100 civarında.
Ebatları buysa haklılar, haliyle bizimkinin yanında bücür kalır.
Fakat Beyaz Saray kompleksi, başkanlık rezidansı da denilen bu yapıyla kalmıyor. Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanlığı ana binası kadar büyük müştemilatları var yanıbaşında.
Resimde gördüğünüz, yüzyıl önce inşa edilmiş bir bina mesela. Beyaz Saray kompleksi içinde yer alan idari ofis binalarından biri. Koridorlarının uzunluğu 2 kilometre deniyor. 500 küsur odalı Eisenhower binası...
Bizim Cumhurbaşkanlığı ana binasının epeyce heybetli bir muadilini yüzyıl önce yapmış, bugün başkanlık rezidansının mütevazı bir müştemilatı olarak kullanıyor adamlar. Sonra da “Türkiye’deki sarayın dünyada muadili yok, Beyaz Saray’dan bile büyük” diyorlar.
Hâlâ mı uyanmıyorsunuz mevzunun ‘saray’ olmadığına?
Paylaş