Ah Mandela ah

GEZİ Parkı’ndaki Y kuşağı bilmez, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü verdik de beğenip almadıydı.

Haberin Devamı

Hatırlamazlar neler ettiğini, yaş itibariyle...
92 senesinde rahmetliyi ödüle layık görmüştü devletimiz. O ise elinden ödül alınmaya layık bulmadı bizim devleti.
Mazimizde kapanmayan bir yaradır Mandela...

* * *

İkiletmedi kimseyi, gitti Nobel Barış Ödülü’nü aldı, Sovyet Lenin Nişanı’nı aldı, ABD’nin Özgürlük Madalyası’nı dahi aldı ama bizimkini hiçe saydı, nişanımızı küçük gördü.
Atatürk adına ihdas edildiyse de Atatürk değildi refüze ettiği, sağa sola saptırılmasın. Türkiye’deki demokrasinin gelişmişlik seviyesi, Mandela nezdinde kabule şayan olamadı.
Demokrasimizin ne kadar gelişkin olduğunu, ödül jürisine bakarak dahi anlardınız oysa.
Reisi başbakandı. Azası, genelkurmay başkanıyla MGK genel sekreteri başta, bazı generaller, bakanlar ve sair devletli zevattan müteşekkildi.
Az daha zorlanıp başına cumhurbaşkanı bir kişi konsa MGK’nın kendisi olup çıkacak derecede demokrat bir jüri...
Plaket takdim edecek bir seçici kurula bile milli güvenlik kurulu ciddiyetiyle yaklaşırdı devlet-i âlimiz.
Sivilleri başıboş koymaya gelmezdi. İşini şansa ve tesadüfe bırakmayan sağlamcı bir askeri demokrasimiz vardı.
Devlet ciddiyeti gereği, bazı yıllar ödüle layık kimse bulunamayıp boş bile geçilirdi.
Her sene bir Kenan Evren Paşa, bir NATO genel sekreteri, bir Alman cumhurbaşkanı, bir Japon prensi, bir Haydar Aliyev nereden temin edeceksiniz?
Eline ödül tutuşturacak adamı fellik fellik arayıp da Afrika’da bile bulamadığımız yıllar oldu.
2000’den sonra da unutulmaya
yatırdık mevzuyu, ne kimse sordu
ne biz söyledik...
En son bu sene yeniden düzenlediler yapısını, tüzüğünü değiştirdiler, ‘Ayıp olmasın, bari 5 yılda bir verelim’ diye.
Hiç itiraf etmedik ama Mandela’dan sonra bütün cilası gitti, kışla hakisi bir renge büründü ödülümüz, daha da düzen tutturamadık.

* * *

Haberin Devamı

Y kuşağı hatırlar hatırlamaz ayrı, geçen seneye kadar umudunu kaybetmedi medyamız. ‘Mandela çok pişman, gelip de ödülü almak için can atıyor ama bunu nasıl söyleyeceğini bilemiyor, çark etti de yüzü tutmuyor, belli etmeye utanıyor’ gibi bin bir rivayet yazıp çizmeye devam ettiler.
Dünkü terörist değil miydi o? Kim oluyordu, kendini ne zannediyordu, iki günde burnu kalkmış da havalara girmemiş miydi hani de neyse!..
Kafa bulandırmayalım şimdi...
O ‘dünkü terörist’in arkasından bugün dünya karalar bağlıyor.
‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ ilkesi ete kemiğe bürünmüş ‘Yurtta Mandela, cihanda Mandela’ olmuş sanki. Bütün kıtalarda, Amerika dahil...
Tek doğru isimdi, bir tek o almadı velhasıl ödülümüzü. Ömrü vefa etmedi, etseydi de 2015 jürimizi görseydi?.. Belki mi?..
Uğurlar olsun!

Yazarın Tüm Yazıları