Paylaş
Bu sene 87’ncisi düzenlenen Akademi Ödülleri yine çok ihtişamlıydı, yine ünlüler büyüleyici tasarımlar içinde kırmızı halıda boy gösterdi.
Benim favorim, Elie Saab imzalı elbisesiyle göz kamaştıran Emma Stone oldu. Stone, daha önce Golden Globe Ödülleri’nde Lanvin tulumuyla alışılmışın dışına çıkmıştı. Lanvin’in iddialı tarzını taşımak bana göre cesaret ister. Ancak soluk yeşil elbisesiyle onu kırmızı halıda izlemenin tadı da bir başkaydı.
Elbette Emma Stone’un “Birdman”deki performansı da bahsetmeden geçilmemesi gereken bir konu.
Kendisi son zamanlarda keyifle izlediğim bir oyuncu. Stone’u izlerken zaten keyif almamak mümkün değil. Komik, eğlenceli tavrıyla bir yandan rolün üstesinden gelirken bir yandan da izleyicinin yüzünde hoş bir tebessüm bırakıyor.
Bu hafta sonu biraz tebessüm için, Emma Stone’un oynadığı bir filmin DVD’si, biraz kahve, biraz da çikolata öneriyorum.
Bu arada, Akademi Ödülleri’yle bir kez daha müziğin her yerde olduğuna tanıklık ettik. Anna Kendrick, törenin açılışında, konukları da interaktif olarak dahil ettiği müzikal tadındaki bir şov sundu.
Gerçekten muhteşem bir performanstı. Müzik, farklı sanat dallarıyla bir araya geldiğinde o sunumun tadına doyulmuyor.
YENİ BİR SES
Geçtiğimiz haftalarda bir arkadaşımın bana ilettiği bir link sayesinde dinledim Emir Yargın’ı... Emir 1988 doğumlu çok genç bir yetenek. Albümünün adı “Geri Dönüşüm Kutusundaki Anılar”... Artık anıları geri dönüşüm kutusuna yolladığımız gerçeğini duygusal bir dille anlatan Emir’in şarkıları dinlemeye değer.
HAFTANIN SÖZÜ
“Kalabalığa karışmak için hiçbir özellik gerekmez. Ama yalnız ve dik durmak için gerçekten çok şey gerekir!”
- Charles Bukowski
Benim Oscar’larım kimlere gitti?
HER ŞEYİN TEORİSİ: Tek başına Eddie Redmayne için bile izlenebilecek yapıt! Oyunculuk mükemmel, hikaye mükemmel. Her Şeyin Teorisi, zihnin sınırlarının olmadığını gösteren bir film olmuş. Stephen Hawking’i tanımak ve bilimin değerini
anlamak, filmin en büyük hediyesi...
BIRDMAN: Hollywood içinde Hollwyood, oyun içinde oyun. Edward Norton’u ayakta alkışlıyor, Birdman’i kült olacak filmlerimiz
arasına ekliyoruz.
GONE GIRL: Beni tam 12’den vuran Gone Girl, Akademi’nin kazananı olmasa da benim kazanan filmim. Bu film hakkında çok fazla konuşmaya gerek yok sanıyorum. Sonuç olarak, kadınlar için bambaşka anlamlar ifade ettiği bir gerçek.
Bu aralar çarşamba günleri program yapmama nedenim
Son zamanlarda Türk dizileri arasında harika prodüksiyonlar, senaryosu sağlam, kurgusu çok profesyonel işler çıkıyor. “Poyraz Karayel” de bunlardan biri... Ve o dizi, çarşamba akşamları evden çıkmama nedenim haline geldi!
“Poyraz Karayel”in senaryosu kadar oyunculukları da çok başarılı. İlker Kaleli, Burçin Terzioğlu, Musa Uzunlar gibi yetenekleri bir arada izleme şansını bu diziyle yakalıyoruz. Bu arada küçük Ataberk Mutlu’yu da es geçmemek lazım. Onun olduğu sahneleri açıkçası ayrı seviyorum.
Bir diğer favori dizim ise “Şeref Meselesi”!
Kerem Bürsin, Yasemin Allen ve Şükrü Özyıldız gibi genç yetenekler, iyi bir senaryonun hakkını veriyorlar. Sıcak hikayesiyle izleyiciyi kendine çeken “Şeref Meselesi” ekibini de ayakta alkışlıyorum.
Türk dizilerinin bu sınırları aşan başarısını takdir ediyorum, devamını diliyorum.
UNUTMAYALIM
Bu soğuk havalarda sokakta yaşamak zorunda olan, sevgiye en az mama ve su kadar ihtiyaç duyan küçük dostlarımız için sokağa bir kap su ve mama koymayı, varsa imkanımız kartondan da olsa sığınacakları bir alan yaratmayı unutmayalım.
Paylaş