Paylaş
Ortamızda İbrahim Tatlıses.
Bir yanında ben...
Diğer yanında Muazzez Abacı...
30 yıl öncesinden bir kare.
Muazzez Hanım’la daha önce birlikte konser verdik diyordum ama bu fotoğrafı görene kadar nerede olduğunu çıkaramıyordum.
Görünce hatırladım:
Bebek Belediye Gazinosu’nda...
Bebek Belediye Gazinosu’nun son yıllarıydı, İbrahim Tatlıses ve Muazzez Abacı’yla birlikte sahneye çıkmıştık.
1983-84’ler... Darbe sonrası Türkiye’nin zor, eğlence hayatının yeni yeni hareketlendiği dönemler…
Sanıyorum benim Süperstar3 albümü çıkardığım yıllar...
Şimdi bu fotoğraftan yıllar sonra yeniden birlikte sahneye çıkıyoruz Muazzez Hanım’la...
17 Temmuz’da Açıkhava’da bu fotoğraftan yıllar sonra birlikte ilk konseri vereceğiz.
Zamana tek direnen şey şarkılardır.
Daha kaç kadın ölecek?
Kimi evli, kimi nişanlı.
Kimi boşanmış, çocuklarıyla yaşıyor.
Kiminin tek çocuğu var, kiminin üç...
Bu hafta içinde erkekler tarafından öldürülen kadınlar bunlar.
Trafik canavarı diyoruz...
Terör belası diyoruz...
Ve insanımızın canını alan her sorunu ortadan kaldırmak için çalışıyoruz.
Kiminde sonuç alıyoruz, kiminde yavaş ilerliyoruz ama kanı durdurmak için devlet gayret gösteriyor.
Bir tek kadın cinayetleri hariç!
Her hafta haberler gelip geçiyor, her hafta kadınlar öldürülüyor ama kimse bu kıyıma ciddiyetle yaklaşmıyor.
Trafik canavarı varsa...
30 yıl süren terör belası varsa...
Kadın katliamı da var bu ülkede.
Daha kaç kadın ölmesi gerekiyor bu işi kökünden çözecek neşteri vurmak için...
Kaç anneyi, kaç eşi daha toprağa vereceğiz.
Terör yüzünden analar ağlamasın diyorduk...
Şimdi kadın cinayetleri yüzünden analarını kaybeden çocuklar ağlıyor.
Tablo bu!
Aşağıdaki rakamları bu hafta Hürriyt’te Gila Benmayor’un köşesinde okudum.
Sabancı Vakfı’nın Toplumsal Gelişme Hibe Programı’nı anlattığını yazısında yer vermiş...
Türkiye’de kadınların yüzde 71’i çalışma hayatında değil.
Yüzde 28’i 18 yaşından önce evlendiriliyor.
Yüzde 42’si şiddet mağduru.
Gençlerin yüzde 62’si iş gücüne katılmıyor.
Yüzde 30’u ne okuyor ne de çalışıyor.
Engellilerin yüzde 78’i iş gücüne katılmıyor.
Yüzde 30’u okuma yazma bilmiyor.
Sadece yüzde 2.4’ü yüksek öğrenim görmüş.
Türkiye’nin nüfusu 76 milyon...
Bunun 37 milyonu kadın, 12.5 milyonu genç, 8.5 milyonu ise engelli...
İstediğimiz kadar kişi başına düşen milli gelir artsın...
IMF’ye borç sıfırlansın.
Dolar milyarderi sayımız artsın.
Biz güçlü, büyük bir ülkeyiz diyelim.
Bu tabloyu değiştirmekten sonra dünyada hiçbir zaman 1. Lig’de oynayamayız...
Parasız da zayıflanır
Son dönemde bakıyorum sanki bir tek parası olanlar zayıf olabilirmiş gibi bir algı var.
Spor salonları paralı...
Fitness’lar paralı...
Pilatesler paralı...
Özel hocalar paralı...
Sanki para vermeden zayıflanamazmış gibi...
Parası olan versin tabii, itirazımız yok.
Ama zayıflamak için illa da paraya ihtiyacımız yok.
Biraz yediğinizi içtiğinizi azaltın...
Biraz dışarı çıkıp yürüyün…
Biraz evde kendi kendinize çalışın…
Daha az yiyip daha çok hareket edin.
Bir ayda zayıflamazsanız bana gelin.
Yeterki iradeli olun.
Çünkü zayıflamak için ihtiyaç olan tek şey para değil irade.
Acımasız olmak marifet mi oldu
Serdar Ortaç’ın genç yaşta yakalandığı hastalığa çok üzüldüm, kendisine geçmiş olsun diyorum.
Eminim Serdar eşinin ve sevenlerinin desteğiyle bu hastalığın üstesinden gelecek ve daha uzun yıllar şarkılarıyla bu ülke insanını eğlendirmeye devam edecek.
Beni en çok kahreden insanların özellikle sosyal medyada Serdar’a karşı takındıkları tavır oldu.
Acımasız eleştiriler, hasta birine asla yapılmaması gereken can yakıcı, kırıcı sözler.
Bu kadar mı kendini bilmez olduk.
Sağlık gibi çok önemli bir konu üzerinden reklam mı olur arkadaşlar.
Lütfen yapmayın.
Marifet acımasız olmakta değil, merhametli olmakta, insan olmaktadır.
Paylaş