Paylaş
Çünkü...
Havalar birden öyle ısındı ki, çevremizdekilerin ilk lafı belli ki, “of ya çok sıcak” olacak...
Klima üreticileri ve BEN hariç. Çünkü oldum olası üşürüm ve o yüzden çok severim sıcağı.
Kime “merhaba” desek, “Bu ne sıcak ya” diye şikayetlerine kulak misafiri olacağız.
Halbuki, daha bir ay önce “Bir türlü ısınmadı havalar, donuyoruz” diye şikayet ediyorduk ama o günleri asla hatırlamayacağız.
Çünkü insanoğlu böyle...
Nankörüz...
İsteriz, isteriz, elde edince tu kaka olur, değer de bilmeyiz.
Ancak, Allah insanoğlunun yaradılışına “nankör”lüğü koyduysa, vardır bir bildiği...
Ama hayvanların çoğuna vermemiş bu duyguyu...
Belki de o yüzden hayatında çok nankörlük gören insanlarda, fazlasıyla hayvan tutkusu olur...
Şikayet, nankörlük derken aslında konuyu “güzelliğe” getirmek istiyorum.
Valla konu bulamıyorsak bile, diyorum ki, güzel konuşalım, güzel olalım...
Hatta şikayet etmenin yanı sıra, şikayet de dinlemeyelim, “şikayet kutusu” gibi hissetmeyelim kendimizi.
Hani eski bir laf vardır ya, sadece laf olsun diye konuştuğumuz, “Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım” diye...
Bu pek ciddiye almadığımız lafı, biraz, hatta fazlasıyla ciddiye alsak ne olur.
Bana göre, hem ruhsal, hem fiziksel güzel kalmanın sırrı, güzel şeyleri konuşup güzel şeyleri paylaşmakta...
Ayna gibi hayat...
Milletin orasını, burasını, kötü gördüğünüz yerlerini konuşursanız, farkında olmadan o negatifliği üstünüze alırsınız.
Dedikoduyu sevseniz bile, “PEMBE” dedikodu da yapılabilir.
Yani başkalarının bir de güzel taraflarını konuşmayı deneseniz...
Tabi ki bu sözlerim hayata negatif bakanlara...
Bu güzellik, özellikle de önce yüzünüze yansır, ben buna inanıyorum.
Güzellik sırrının bir numaralı kremi, “güzel söz” bence...
Markası yok, tanıtımı yok ama “güzel söz”ün, aslında kalbimizde yeri çok.
Yüreğimizle beynimizdeki hat arasında kalan “gözlere” sadece “güzel bak”, yine alt komşusu olan “dudaklara”, “güzel konuş”, yan komşu “kulaklara” da “güzel şeyleri duy-dinle” talimatı verirsek, “sırrı” çözmüş oluruz...
Ben böyle bildim, böyle öğrendim, böyle de kalmak istiyorum.
Çevremde ne kadar bozmaya çalışanlar olsa bile...
Eviniz mis gibi bahar koksun
Bahar mevsimini ne kadar sevdiğimi herkes bilir.
Bana her yıl olduğu gibi yine öyle güzel geldi, öyle enerjime enerji kattı ki, evde duramaz oldum.
Her dakika dışarı çıkmak, dolaşmak, mis gibi bahar havasını içime çekmek istiyorum... İçim içime sığmaz oldu...
“Hadi Ajda evde durma, at kendini sokağa” dememle kendimi dışarıda buluyorum.
Evde de yapılacak işler olduğunda bu durum sekteye uğrayıveriyor baktım, hemen bu duruma da bir çözüm bulmak için kolları sıvadım.
“E dışarıda bu kadar güzel bahar mevsiminin coşkulu kokusu varken evde bunu hissetmemek olur mu hiç” dedim ve evim için harika bahar kokuları edindim.
Mumlar, tütsüler, spreyler...
Doldurdum eve ne bulduysam.
Çok da iyi yaptım, öyle güzel şeyler buldum ki...
Yepyeni ürünler çıkmış...
Tropikal meyvelerin canlandırıcı kokuları, ferahlık saçan deniz kokuları...
Misafirler de bayılıyor bu duruma.
Anlayacağınız evime de baharı getirdim...
Çilekli kremalı kurabiye tarifi
En sevdiğim meyvedir çilek...
Güzel çilek bulduğumda kaçırmam.
Lezzetlidir lakin çabuk bozulur çilek.
Vaktinde tadına varmak gerekir, kendisine geç kalınmasını sevmez.
Çilekli ne olursa severim ben, hele de çilek mevsimiyse, ‘çilekli kremalı kurabiye’ye bayılırım.
Mutfağa girer bir güzel kurabiye hazırlarım kendim ve konuklarım için...
Hep bana mı kalacak leziz tariflerim, biraz da sizlerle paylaşayım dedim...
Siz de deneyin
3.5 su bardağı unu, 1.5 paket kabartma tozunu, bir tatlı kaşığı karbonatı, bir tutam tuzu, çukur bir kabın içinde eliyorum.
Ayrı bir kapta iki su bardağı esmer şekeri ve 2/3 su bardağı kanola yağını karıştırıyorum.
Bir su bardağı ince doğranmış çileği, yarım su bardağı yoğurdu ve iki adet yumurtayı bu karışıma ekliyorum ve her iki karışımı da birleştirip bir güzel karıştırıyorum.
Ve sonra hazırlamış olduğum hamurumun üzerini kapatıyorum ve biz nasıl ki yorulduğumuzda dinlenmeye ihtiyaç duyuyorsak, hamur da duyar diyerek hamurumu 30 dakika soğutuyor, dinlendiriyorum...
Daha sonra dinlendirdiğim karışımımı bir kaşık ya da krema torbasıyla ceviz büyüklüğünde toplar halinde, kalıba diziyorum ve önceden ısıtmış olduğum 180 dereceli fırında 10-12 dakika pişiriyorum.
Sonra, “Hadi Ajda, var mısın biraz daha çilek kokusuna” diyorum ve fırından kurabiyemin enfes kokusu burnuma gelirken, dolgusunu hazırlamaya başlıyorum.
Bir su bardağı çileği mutfak robotunda püre haline getiriyorum.
Beş adet yumurta akını ve 1.5 su bardağı şekeri benmari usulüyle eriyene kadar çırpıyorum.
Ocaktan alıyorum, iki su bardağı tereyağını parça parça ilave ederek kıvama gelene kadar çırpıyorum ve ardından püre haline getirdiğim çilekleri karıştırıyorum. İki kurabiyeyi aralarına dolgu kremasını sürerek sandviç haline getiriyorum ve soğuduktan sonra enfes kurabiyelerimi servis yapıyorum.
Deneyin, sizler de bu tarifi çok seveceksiniz.
SMS’i unuttuk mu dersiniz
Öyle çok sosyal medya kullanır oldum ki, telefonun özelliklerini neredeyse unutur oldum.
Eskiden SMS gönderirdik birbirimize, şimdi her şeyi internet üzerinden yapar olduk.
İnternet üzerinden konuşmaya, görüşmeye öyle alışmışım ki, telefonumdaki SMS bölümüne bakmak aklıma gelmez oldu. Çevrem de böyle... Sosyal medya üzerinden iletiliyor artık her şey. Siz de aynı şekilde cevaplıyorsunuz tabi...
“Mesajı gördü mü, okudu mu, iletildi mi, telefonu çekiyor muydu, okumuş mudur” derdi yok artık.
Raporlama istediğiniz anda ekranınızda... Mavi tık adeta hayat kurtarıcımız, en yakın dostumuz oldu... Kullanımı kolay, ekonomik anlamda da büyük avantaj.
Kendisinden vazgeçmek şimdilik çok zor...
Sağlıklı yaşam için organik ürünler
Dalından koparılıp hiçbir katkı maddesi olmadan sofranıza konuk olacak tazecik ürünler gibisi var mı?.. Sağlığımdan taviz vermeyen biri olarak evimden organik ürünleri hiç eksik etmem ben. Organik sebze ve meyve, organik kuruyemiş, organik salça...
Tatlarını, kokularını, renklerini hiçbir şeye değişmem.
Yapay ürünlerden öyle farklılar ki. Üstelik istediğiniz ürüne ulaşmak artık çok kolay.
Organik ürünler satan marketlerden ya da güvenilir markaların internet sitelerinden vereceğiniz siparişle, istediğiniz ürünler kapınıza kadar geliyor.
Günümüzde gıda sağlığının önemi giderek artarken, sizler de sağlığınızdan ödün vermeyin, organik ürünler kullanmaya özen gösterin derim..
Paylaş