Paylaş
İnsanlara, birbirimize olan yoğun güvensizliğimiz neden?
Ama ben güvenmeyi seçtim.
Söze, söylenene, kişiye güveni seçtim.
Yanılmıyor muyum zaman zaman?
Tabii ki yanıldığım oluyor, herkes gibi.
Vardığım sonuçlar hep nedenler üzerine, insanı anlamak üzerine.
Birini yanıltma hakkına sahipsiniz elbet.
Bunun için nedenler yaratmak da kolay.
En zoru, kendimizle ve sessizliğimizle baş başa kaldığımızda yaşayacağımız hesaplaşma.
İşte benim mutluluğum, bu hayatta keşkeler bırakmayışım.
Sevdiklerim için her şeyi karşılıksız ve beklentisiz yaparım.
Geçmişe dönüp baktığımda, keşke diyecek bir şey bırakmamaya özen gösteriyor ve bununla mutlu olmaya çalışıyorum.
Siz de öyle yapın.
İnsanlara güvenin...
Siz, kaybeden olmayacaksınız eminim.
Anlamayı deneyin.
Ne yazık ki, sizi gerçekten anlamayı denemeyenler için, söyleyecekleriniz hep fazla gelir.
Nobel ödülü
2015 Nobel Kimya Ödülü’nü bu toprakların yetiştirdiği, Mardinli bilim insanı Prof. Dr. Aziz Sancar’ın alması ülkemizi gururlandırdı.
Hepimizin içinde umutlar yeşerdi.
Geleceğe önem veren bir ailenin çocuklarına bırakacağı yegâne şey eğitim...
Şimdi ülkemin en ücra köşesindeki gençlere seslenmek istiyorum.
Sen eğer, istersen başarabilirsin!
Sakın yılma, bir gün sen de orada, o kürsüde ülkeni ve aileni temsil edebilirsin.
Bunun için çok çalış ve vazgeçme.
Hayal ettiğin her şey mümkün!
Aziz Sancar, hepimize bunu kanıtladı.
Öfke ve şiddet
Sevgili Ahmet Hakan’a çok geçmiş olsun diyorum. Şiddet, fikirsel olarak seni alt edemeyen kişilerin, ilkel duygularının bir dışa vurumu.
Hangi düşünceyi, ne kadar hararetle savunursak savunalım, karşılıklı hak çizgilerimizi bu kadar kolay ihlal edemeyeceğimiz bir dünya diliyorum.
Oktober Fest
Münih’te kutlanan Oktober Fest, Almanların özgün festivallerini dünyaya nasıl pazarladıklarının iyi bir örneği.
1810 yılından beri düzenlenen bu festivale, dünyanın hemen her ülkesinden, farklı profilde turist geliyor.
Festival, Doğu ve Batı Almanya’nın birleştiği gün olan, 3 Ekim’i de kapsayacak şekilde kutlanıyor.
15 gün boyunca geleneksel kıyafetli Almanlar, yarışmalar ve dev çadırlarla renklenen şehirler, turizm için büyük katkı sunuyor.
Tüm bunları düşündüğümde, dünyaya pazarlayacağımız böylesi bir festival neden yaratmıyoruz diye sormadan edemiyorum...
Kendinizin efendisi olmak
Bugünlerde düşünce teknikleriyle ilgili kitaplar okuyorum.
İnsanın, yeniliğe ne kadar açık olursa olsun, bilinçaltı düşünce kalıplarını kıramadığını düşünüyorum.
Bu konuda yenilikçi yaklaşımlar, araştırmalar ilgimi çekiyor.
Gerçekten düşüncelerimizi istediğimiz şekilde yöneterek, farklı bir yöntem geliştirmek mümkün olabilir mi?
Sıradan ve kendini tekrar eden düşünce modellerinden sıyrılıp, yeni düşünce modelleriyle kendimizin efendisi olmak, hayatı olumlamak ve istediğiniz şekilde yönetmek durumu ilgimi çekiyor.
İnsanoğlunun tüm bu süreçleri, kısa sürede başaracağına inanıyorum.
Şafak vaktine kadar kokan çiçek
Çok uzun zaman önce, hafızamda yer etmiş, bir ‘yasemin çiçeği’ hikayesi anlatmak istiyorum.
Bu hikayeye göre, bir Hint Prensesi Güneş Tanrısına umutsuzca âşık olmuş.
Umutsuzluğun beslediği ve gün geçtikçe derinleşen sevdasını, Güneş’e belli etmiş.
Güneş Tanrısı “Olmaz” demiş, “Ben bal, sen sirke. Ne yapsak yine denk olamayız birbirimize...”
Aşkından harap olan prenses oracıkta kıyıvermiş canına.
Narin bedeni yakılmış, külleri yeryüzüne bambaşka diyarlara savrulmuş. Küllerin savrulduğu her toprak parçasından, bir tutam yasemin çiçeği filizlenmiş.
Bu küllerden doğan çiçekler, gündüz açmayı reddetmiş ve sadece gece, şafak vaktine kadar koku vermiş. Hintliler bu çiçeğe “İlahi Umut” adını vermişler.
Yani bu hikaye de umutla bitiyor.
Bu hafta tüm sevenlerime, beni olduğum gibi görüp, kucak açan dostlarıma teşekkür etmek istiyorum.
Onlar benim yasemin çiçeklerim.
Günüme umut saçan, farklı kokuları ve renkleriyle yaşam enerjimi yükselten, hayatın neresinde olursa olsunlar, egolarını arkada bırakmayı bilen samimi dostlarım... İyi ki varsınız...
Haftanın şiiri
Basit biri değilim
Gözlerimi kanatırcasına ağladığım gecelerim var
Ve kahkahalara sarılmış anılarım
Herkes kadar dertli, bazılarından fakir, çoğundan zenginim
Taşıdığım hayallerim, söylenecek şarkılarım, paylaşılacak dostluklarım var
Sevilmeyene sevmeyi öğretecek kadar büyük bir kalbim
Gidene beddua edemeyen bir dilim var
Yüreğimi korkak büyütmedim
Kaybettiklerim, dağıttığım servetimdir
Can Yücel
Paylaş