Paylaş
Nedir bu heyecan, ne oluyor bana?
Önce bir iştahsızlık başlıyor...
Sadece ve sadece o buluşma gününü düşünüyorum, heyecanlanıyorum.
Provaydı, kostümdü, dekordu... Hepsi bahane...
Zaman hemen geçsin ve bir an önce toprak kokan, Marmara kokan o güzelim sahnede en büyük aşkım sizlerle buluşayım.
Kıyametler kopsa umurumuzda olmasın.
Aşk var ya aramızda, uçsuz bucaksız deniz gibi enerjiniz beni içine çeksin.
Çeksin de ben daha da derine varmak için çabalayayım...
İşte bu aşk başka aşk.
Binlercenizle buluştuğum o büyük anın heyecanını başka hiçbir aşk adına buluşma yaşatamadı bana.
İçimi titreten, sıcacık, çıkarsız bir sevgi bu...
Haydi aşkımıza tavan yaptıralım, 23 Haziran akşamı Harbiye Açıkhava’da meşk edelim...
Hem bilet hem de cep kitabı
Brezilya’da ünlü bir yayınevi, hem Dünya Kitap Günü’nü kutlamak, hem de Brezilyalıları daha çok kitap okumaya teşvik etmek için “Ticket Books” adıyla harika bir kampanyaya imza atmış.
Yayınevi, 10 cep kitabından oluşan ve her biri aynı zamanda 10 geçişlik metro kartı görevi gören küçük ama çok etkili bir koleksiyon hazırlamış.
“Nasıl yani Ajda?” diye sorduğunuzu duyuyor gibiyim...
Şöyle;
Kitap kapaklarının içine, dışarıdan bakıldığında fark edilmeyecek şekilde yerleştirilen kartlara 10 geçişlik biletler yükleniyor.
Metroya binerken turnikedeki tarayıcıya kart basar gibi kitabı basıyor ve rahatlıkla geçiyorsunuz.
Kitabınızı da aynı zamanda biletiniz olduğundan, elinizden atmıyorsunuz.
Aksine, yolculukta elinizden düşürmediğiniz bu sevimli kitapla yol arkadaşı oluyorsunuz ve onu seyahatiniz boyunca doya doya okuyorsunuz.
Üstelik kitaplardaki kartlar internet üzerinden tekrar doldurulabildiğinden, okumanız bittiğinde arkadaşlarınıza devredebiliyorsunuz.
Bilen bilir, ben kitap okumayı çok seven bir insanım. Bana böyle yaratıcı bir hediye gelse, ne yalan söyleyeyim bayılırdım!
Bu arada kitapların kapak tasarımları da pek şahane olmuş.
Her biri büyük bir özveriyle klasik metro haritalarından esinlenilerek hazırlanan kitaplar, daha görür görmez sizi kendisine çekiyor. Bence dünyanın her yerinde insanları kitap okumaya teşvik edecek yaratıcı projelere ihtiyaç var.
Sizce de hoş olmaz mı?
Müziğin gizli kahramanları
Can Algeç, Mert Tünay ve Emre Atabay...
Üçünü de ayrı ayrı tanıtacağım size ama önce ortak noktalarını belirtmek istiyorum.
Belki isimlerini ilk kez duyuyorsunuz ama onlar müziğin gizli kahramanları. Üçü de müthiş yetenekli.
Can Algeç ile 2006 yılında 10 yıl ara verdikten sonra çıkardığım “Cool Kadın” albümünde tanıştım.
Pırıl pırıl bir yetenek.
Sevgili Sezen Aksu’nun sözlerini yazdığı “Cool Kadın” şarkısını besteledi ve 9 yıl sonra, yani şimdi “Şarkılar” ismini verdiği kendi albümüyle “Müzik piyasasında ben de varım” diyor.
Hep ol Can, senin gibilere gerçekten ihtiyacımız var.
2000 yılında çıkardığım “Diva” albümünde yer alan “Düşünme Hiç” isimli şarkımı şimdilerde Mert Tünay söylüyor.
Mert, son yıllarda melodisi ile hafızalarımıza kazınan birçok reklam filminin müziklerini yapan ve onlarca ödül alan bir isim.
Sanatçılara verdiği besteleriyse saymakla bitmez.
Sessiz, sakin ama derinden ilerliyor.
Öyle çok tanınmak gibi bir gayesi yok, iyi işler yapmak en büyük hedefi...
Yolun açık olsun Mert.
Emre Atabay ise okullu bir yetenek. Boston’daki Berklee College of Music’den mezun.
Neredeyse bütün müzik aletlerini profesyonel olarak çalan Emre’nin “Yok Sana” isimli şarkısı, müzik piyasasının şu hareketli günlerine ayrı bir renk katacak.
Çalıkuşu müzikal olursa
Sevgili Merih Çimenciler, Reşat Nuri Güntekin’in muhteşem eserini sahneye koydu.
Yıllardır sahnelendiği illerde kapalı gişe oynuyor “Çalıkuşu”.
Şimdi de İstanbul’a geliyor.
27 Haziran akşamı iftardan sonra, Akasya Acıbadem ziyaretçileriyle buluşacak.
Önden yer kapmalı derim.
Ellerine sağlık Merih Hocamızın ve sanata gönül veren herkesin...
Şimdi kitap okuma zamanı
23 Haziran’da Harbiye konserinde beraberiz, sonra biraz dinleneceğim.
Ramazan ayını kendime ve sevdiklerime vakit ayırarak geçirmek istiyorum.
Şimdiden hazırlıklarımı yaptım. İzleyeceğim filmler ve okumak için sabırsızlandığım kitaplarım hazır.
“Öğrendim ki... Yaşam inatçı bir öğretmen aslında... Şöhret dolabımda asılı bir elbise... Sözü yemindir iyi insanların... Ve iyilik yapmak için fırsat kollamalı insan” diye yazmış Gülben Ergen “Öğrendim ki” isimli kitabının ilk sayfasına.
Ben de ilk okuyacaklarımın başına koydum.
Özgür Aras’ın 7’nci kitabı “Gitmek Gerek Bazen” ise başucumda bekleyen ikinci kitap...
Müzik, televizyon ve sanat dünyasında herkesle iç içe yaşayan ve çalışan Özgür, “Bazen gitmek, düşünmeyi bırakıp gitmek gerekir” diyor. Devamını okuyacağım.
Gazeteci Oben Budak’ın “Büyük” adını verdiği son kitabı da listemde...
Bakalım Oben yeni kitabında iç dünyamıza nasıl eğlenceli yorumlarla ışık tutuyor...
Özlü sözler anlayana
* “İnsanları yorgun kılan hayat değil, taşıdığı maskelerdir.” Shakespeare
* “Kullanmadıktan sonra, göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?” Sabahattin Ali
* “Çıkar konuşunca, vicdan susar.”
Cemil Meriç
* “Kaldırın bugün ne kadar engel varsa güneşle aranızda; elinizin değdiği her şey gökyüzü koksun.” Ataol Behramoğlu
* “Dünya gözüyle bakan yüzü, gönül gözüyle bakan özü görür.” Mevlana
* “Bir ekmeği son lokmasına kadar yemeyi, bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.” Nazım Hikmet
Paylaş