Paylaş
Vergi iade zarfları vardı 2007 yılına kadar. Tüm çalışanlar; yıl boyu alışverişlerinde topladıkları gıda, giyim, sağlık vb. harcamalara ilişkin fiş ve faturalarla beraber eğitim faturalarını da zarfa yazıp işyerlerine verdiklerinde devletten vergi iadesi alıyorlardı. Vergi iadesinin oranı, toplanan fiş-faturanın yüzde 4’ü ila 8’i arasındaydı.
O döneme de göndermede bulunarak bugünlerde şu soru çok soruluyor: “Çocuklarımın okul faturalarının vergi avantajı var mı?”
Hangi veli ‘gelir vergisi beyannamesi’ veriyorsa, onlar okul faturalarını indirim olarak dikkate alıp ödeyecekleri vergiyi azaltabilirler. Gelir vergisi beyannamesi vermeyenler içinse okul faturalarının bir vergi avantajı yok. Bordrolu çalışanlar mesela. Çalışanların vergileri, işverenlerince stopaj yoluyla kesilip Maliye’ye ödendiğinden okul faturaları vergi hesabında dikkate alınamıyor. (Birden fazla işverenden ücret alan ve ikinci -ve varsa daha fazla- ücreti yıllık 34 bin lirayı geçenler, beyanname vermek zorundalar.)
Gelir vergisi beyannamesi veren mükellefler (esnaf, doktor, avukat, kira gelirinden- gayrimenkul satış kazancından dolayı beyanname verenler...) eğitim faturalarını vergi hesabında indirim olarak dikkate alabiliyorlar. Ancak gelirin yüzde 10’u ile sınırlı vergi hesabına dâhil edilebilecek fatura tutarı... Eğitim masrafları, gelirin yüzde 10’unu aşmayacak şekilde vergiyi azaltıcı etkiye sahip. Söz konusu harcamaların Türkiye’de yapılmış olması ve mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olması gerekiyor.
KAYIT DIŞI GELİRİ OLAN DAHA AVANTAJLI
Geçmiş yıllarda da dile getirdiğim bir konu... Teşvikte kayıt dışı geliri olan daha avantajlı...
Özel okulda öğrenci okutan velilere sağlanan eğitim desteğinden yararlanmak için dikkate alınan kriterlerden birisi de anne-babanın yıllık geliri... Gelir ne kadar düşükse, teşvikten yararlanma imkânı da o kadar yüksek. Teşvik kişi başına yıllık 3.290 lira ile 4.610 lira arası değişiyor. Yani; vatandaşa hatırı sayılır bir katkı sağlanmakta. (Uygulamaya yönelik tebliğ, 12 Ağustos 2018 tarihinde Resmi Gazete’ de yayımlandı.)
Tabii ki teşvikten düşük geliri olan yararlanmalı... Ama sonuçta; maaşı gerçek değerinden bordroda görünen ve dolayısıyla daha çok vergi ödeyen çalışanlar, maaşı düşük görünen çalışanlara göre haksız rekabete uğruyor, özel eğitim teşvikinden yararlanamıyor.
Bu haksız rekabetin çözümü ise; kayıt dışı ile etkin mücadele... İdeal durum; herkesin bordrosu, vergi levhası gerçeği göstersin, kayıt dışı olmasın. Peki; şu anda bu hemen sağlanamıyorsa... Onun da çözümü; eğitim faturalarının bordrolarda vergiden düşülebilmesine imkân tanınsın. Böylece; kayıt dışındakiler değil kayıt içindekiler avantajlı hale gelecektir. Çocuğunun eğitim faturalarını-ödeme belgelerini işverene veren çalışanlar; her ay net maaşının, bu faturalardan dolayı arttığını görecektir. Aynı; özel sağlık ve hayat sigorta poliçelerinin işverenlere verildiğinde olduğu gibi... (Her ne kadar indirim yapılabilecek poliçe tutarları; hali hazırda ücretin yüzde 15’lik kısmı ve asgari ücretin yıllık tutarı gibi kısıtlara tabi olsa da... Hayat sigorta primlerinin ancak yarısı vergi matrahından indirilebiliyor. Eğitim faturalarına vergide indirim hakkı tanınması durumunda bu kısıtlar, veli lehine esnetilebilir.)
Ayrıca; halen uygulanan teşvik zaten veliye de ödenmiyor, okula nakden ödeniyor. (Okul, devletten aldığı teşviki veliye yansıtıyor.) Mevcut teşvik uygulamasında; özel okulların yıllık ücretlerine yaptıkları zamla, desteğin öğrenci velisine yansıtılmama riski de var... Eğitim faturalarının, çalışanın vergi hesabında dikkate alınması durumunda ise veliye yansımayan teşvik riski de bertaraf edilmiş olacaktır.
Paylaş