Zamanın ruhunun 10 yıl, 20 yıl gerisinde
10 yıl önce... 20 yıl önce...
“Başörtülü bakan... Neden olmasın? Artık aşmalıyız böyle şeyleri” denseydi.
Bir anlamı, bir karşılığı, bir etkisi olurdu.
*
Çünkü böyle bir mesele vardı.
Ve zamanın ruhu, buna yönelik bir şey söylemeyi gerektiriyordu.
*
10 yıl önce... 20 yıl önce...
“Helalleşelim. Yüzleşelim. Tarihsel yaraları saralım” falan denseydi.
Bir anlamı, bir karşılığı, bir etkisi olurdu.
*
Çünkü buna ihtiyaç vardı.
Ve zamanın ruhu, böyle bir yaklaşım tarzını gerektiriyordu.
*
Ama artık geçti bunlar.
*
- Başörtülü bakan sorunu çoktan aşılıp geçildi.
*
- “Yüzleşme, helalleşme, yara sarma”, çoktan gündem dışı kaldı.
*
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, maalesef biraz geç kalıyor.
Gecikiyor hep.
*
Neyse... Neyse...
Ne demişti Cemal Süreya?
*
“Belki de biraz geç rastladım sana / Ama her şey geç gelmiyor mu yurdumuza / 1929 buhranı bile geç gelmemiş miydi / Eksikliğe mi alışmışız, mutsuzluğa mı?”
NE ZAMAN DOLAR GÜNDEM OLSA
AKLIMA hemen taaa 2015 yılında Necmettin Batırel ile Özgür Demirtaş’ın katıldığı Tarafsız Bölge gelir.
*
Batırel’in “şakkadanak” demesi... Benim “Olur mu?” diye sormam... Özgür Demirtaş’ın kafasını olumsuz anlamda sallaması...
*
Sadece benim değil.
Herkesin aklına bu sahneler geliyor olmalı ki...
Doların yeniden gündem olduğu bugünlerde bir kez daha paylaşım rekorları kırıyor Tarafsız Bölge’nin o bölümü.
OTUR, SIFIR
AYŞENUR abla, Halk TV’de...
Dudaklarına kondurduğu ironik bir kıvrımla...
Hayıflanıyor da hayıflanıyor:
*
“Vah vah! Çök kötü, çok kötü! Aman Allah’ım! Mahvolduk! Perişan olduk! Emin, ne olacak halimiz! Emin, kaç lira oldu dolar! Vah vah! Yandık! Bittik!”
*
Dili böyle diyor ama yüzü gülüyor Ayşenur ablanın...
Niye?
Bu tablodan bir iktidar değişikliği çıkacağını düşünüyor da ondan.
*
Fakat tabii ki bu samimiyetsizlik hemen fark ediliyor.
*
Ve işte tam da bu yüzden...
Bu ekran şovunun halka etkisi sıfır oluyor.
MİLLET İTTİFAKI ADAY BAROMETRESİ
NESPRESSO İLE MUTLU MESUT YAŞARKEN
NESPRESSO’nun kapsül kahvesine düşkünlüğüm gitgide artarken ve kendi çapımda kahve sorunumu bu şekilde çözdüğümü düşünürken...
Küt diye önüme düştü şu bilgiler:
*
- Kapsüllerin etrafı alüminyum ile kaplı. Bilmem kaç derecede bu alüminyumun ısınması sağlığa doğrudan zararlı. Kaç. Kaç. Kaç.
*
- Kapsül kahveleri kullanarak doğaya zarar veriyorsun. Geri dönüşümü olmayan bu kapsüller nedeniyle dünya kirleniyor. Kaç. Kaç. Kaç.
*
Vay arkadaş.
Neden memnun kalsam sonunda bir şeyi çıkıyor mutlaka.
ÇİP
BİR yanda...
“Bill Gates bize çip takacak” diye aşı olmayanlar.
*
Öbür yanda...
“Çip krizi” nedeniyle üretilemeyen otomobiller.
*
Bill Gates, millete takacağı çipleri otomotiv sektörüne bağışlasa sorun çözülür yani.
TÜRK SİYASETİNİN EN ÖNEMLİ GİZEMİ
- Abdullah Gül ile Ali Babacan’ın arası nasıl?
- Beraberler mi? Ayrılar mı?
- Önce birlikte hareket edip sonra küstüler mi?
- Yoksa araları gayet iyi de bunu gizliyorlar mı?
- Babacan’ın arkasında Gül var mı?
- Yoksa Gül’ün Babacan’la bir alakası yok mu?
*
Uzun süredir bu soruların cevabını bulmak için uğraşıyorum. İki isme de yakın olanlara soruyorum. Gizlice soruyorum, açıktan soruyorum. Yok. Yok. Tatmin edici, inandırıcı, ikna edici bir cevap bulamıyorum.
*
Türk siyasetinin son dönem en büyük gizemi budur. En azından benim açımdan.
HASAN DAĞI
DÜN Hasan Dağı, epey gündem oldu.
Çünkü dağın magma tabakasında yükselmeler ve hareketlilikler saptanmış. En son Holosen döneminde püsküren Hasan Dağı, o gün bugündür sessizmiş.
*
Ama Hasan Dağı denilince benim aklıma sadece ve sadece...
Ruhi Su’nun “Hasan Dağı Hasan Dağı / Eğil eğil, eğil bir bak” diye haykırışı gelir.
