Paylaş
STAR gazetesi, iki sene önce Gezi olayları sırasında...
Sekiz sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla haykırdı.
Dedi ki:
-Üzerleri çıplaktı.
-Elleri deri eldivenliydi.
-Kadını dövdüler.
-Bebeğini fırlatıp attılar.
-Kadının üzerine işediler.
-Hepsinin görüntüsü var.
*
Tarihe “Kabataş Yalanı” olarak geçen bu olayla ilgili olarak...
Bu manşeti atan Star gazetesinde dün bir yazı çıktı.
Yazıda o manşet için...
-“Saçma sapan bir kurguydu” deniliyordu.
-“Yazılanlar yalandı” deniliyordu.
-“Algı operasyonu çekildi” deniliyordu.
*
Yok öyle yağma ey Kabataş yalancıları!
Siz o yalanı, sekiz sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla havalandırdınız.
Bir köşede gizlenmiş iki küçük cümleyle kendinizi temize çıkaramazsınız.
*
Eğer azıcık imanınız, azıcık insanlığınız, azıcık dürüstlüğünüz, azıcık insafınız, azıcık özeleştiri temayülünüz, azıcık kendinize saygınız, azıcık okurunuza saygınız varsa...
Sekiz sütun üstüne kapkara puntolarla...
“BİZ KABATAŞ YALANCISIYIZ” diye yazacaksınız.
*
Başka türlüsü kurtarmaz.
Reza Zarrab’ın çektiği fotoğrafla ilgili 3 soru
REZA Zarrab devasa teknesinde sotaya yatıp bizim fotoğraflarımızı çekmişti.
Bu olayla ilgili üç sorum var:
*
-BİR: Reza Zarrab adlı sahtekâr, çektiği fotoğrafları, ilk olarak Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank’a mı yollamıştır? Varank, bu soruya bir cevap verebilir mi?
*
-İKİ: Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank ile “Ak trollerin en küfürbazı” olarak nam yapan “Esat Ç.” adlı hesapla bir ilişki var mıdır? Varank, bu soruya bir cevap verebilir mi?
*
-ÜÇ: Söz konusu fotoğrafları, “Havuz”un ağaçla röportaj yapma marifetini sergileyen gazetesi Takvim’e Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mustafa Varank mı servis etmiştir? Varank, bu soruya bir cevap verebilir mi?
Son büyük filozof: Karadenizli Havva Ana
KARADENİZLİ Havva Ana...
“Devlet benim. Devlet biziz. Devlet bizim için var” diyerek...
Nice liberal teorisyenin tuğla kalınlığındaki kitaplarla anlatmaya çalıştığı en çetin meseleyi, üç basit cümlecikle özetlemeyi başarmıştır.
*
Kendisine bir selam yolluyor ve “Yolun yolumuzdur Havva Ana” diyoruz.
HDP’ye açık mektup
EY HDP!
Bu halkın yüzde 13’ü size...
-“Barış” dediğiniz için...
-Bu toprakların türkülerini çığırdığınız için...
-“Demokrasi” dediğiniz için...
-“Şiddet son bulsun” dediğiniz için...
-“Kan akmasın, gözyaşı akmasın” dediğiniz için.
-Türkiyelileştiğiniz için...
Oy verdi.
*
Lütfen aldığınız oyların hakkını verin.
Ve savaş tehditleri savuran KCK’ya, PKK’ya, silahlı unsurlara, dağlardan konuşanlara...
“Dur” deyin.
*
Eğer bu şiddet sevdalılarına en güçlü sesinizle “Dur” diyemezseniz...
O aldığınız yüzde 13 size haram olur.
İlgezdi olayı: CHP en güzelini yaptı
“MAHKEMELER hükümetin etkisi altındadır, biz bu mahkemelere güvenmiyoruz” falan demeden...
Gittiler adliyeye...
Bu zamana kadar ortaya atılan tüm suçlamalara atıfta bulunarak...
Haklarında suç duyurusunda bulundular.
*
-Rezidanstan daire alırlarken hortumlama yaptılar mı?
-Gerçekten de Ataşehir denilen beldeyi soyup soğana çevirdiler mi?
-Kemal Kılıçdaroğlu’nun kızına haksız kazanç sağlattılar mı?
-Ortada hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet var mı?
İşte tüm bu soruların cevabının açığa çıkması için...
Kendileri hakkında suç duyurusunda bulundular.
*
Güzel hareket!
Çok güzel hareket!
Keşke aynısını AK Parti de yapabilseydi.
Keşke onlar da haklarında yolsuzluk iddiası bulunan bakan yoldaşlarını ‘Yüce Türk Adaleti’nin kollarına bırakabilseydiler.
Ey DİSK! Yuh olsun sana
İŞTEN atılan DİSK’e bağlı bir işçi, DİSK önünde eylem yapmaya kalkınca DİSK’e bağlı görevliler tarafından tartaklanmış.
*
Yuh olsun sizin devrimciliğinize.
Yuh olsun sizin sendikacılığınıza.
Yuh olsun sizin dayanışmacılığınıza.
Yuh olsun yuh!
Bi’ cacık olmaz
SAĞLIK Bakanımız Mehmet Müezzinoğlu, o nezih üslubuyla şöyle demiş:
“Bu muhalefetten bi’ cacık olmaz”.
*
Konu madem “cacık olmak” ya da “cacık olmamak” noktasına geldi.
O zaman Sayın Bakan’a hatırlatalım:
Cacık olmak ile cacık olmamak arasında sadece azıcık yoğurt ile bir hıyar vardır.
Davete gidene vurmayın
MADEM cepheleşmeden şikâyet ediyoruz.
Madem yok sayılmaya karşı öfke duyuyoruz.
Madem “bizler” ve “onlar” politikasına karşı çıkıyoruz.
Madem azıcık fazla oy alma uğruna kutuplaşmanın körüklenmesine itiraz ediyoruz.
O halde...
Cumhurbaşkanı’nın iftar davetine katılan ünlü isimlere veryansın etmekten vazgeçelim.
*
O davete katılanları, “kutuplaşma siyasetini yer ile yeksan etmek isteyen fedailer” olarak görelim.
*
Ancak böyle yaparsak...
Kutuplaşmacıların ekmeklerine yağ sürmemiş oluruz.
Paylaş