Paylaş
Yine kadın, yine çocuk.
Yine yüze yuvarlanmış ölü sayısı.
Yine bezgin sabahlar, yine yılgın akşamlar.
*
Yine İsrail, yine pervasızlık.
Yine “endişe ediyoruz” demeçleri, yine iki satırlık kınamalar.
Yine etkisiz BM, yine destekçi ABD.
Yine hep dalavere, yine hep o kuruntu.
*
Yine feryat, yine Gazze.
Yine sürgünler, yine perişanlık.
Yine muazzam kanıksama, yine tiksindiren vurdumduymazlık.
Yine mız mız sıkıntı, yine hep vıdı vıdı.
*
Yine katilin sırtını sıvazlama, mazluma sırt dönme.
Yine pişkin demeçler, yine etkisiz kınamalar.
Yine ateşkes beklentisi.
Yine umut, yine düş, yine hep bekleroğlu.
*
NOT: Bu yazıyı Ahmet Kaya’nın bir Hasan Hüseyin Korkmazgil şiirinden bestelediği “ORTADOĞU” adlı şarkısını dinlerken okumanızı tavsiye ediyorum.
PROFESÖR TROL
Instagram’ın saat 21.30’da açılacağı belli olduktan sonra...
Özgür Demirtaş, sosyal medyadan saat 20.58’de şöyle bağırdı:
*
“Instagram’ı açın! Hemen! Şimdi!”
*
Madem basit bir trol olacaktın bunca tahsile ne gerek vardı?
BUNLAR BUNDAN ANLIYOR
Instagram’ın erişime kapatılmasına iyi gözle bakmadım.
*
Ancak yaşananların ardından şunu rahatlıkla söyleyebilirim:
*
Türkiye’nin taleplerini başka türlü asla karşılamazdı Instagram. Tatlılıkla falan söylendiğinde zerre kadar ırgalanmıyor adamlar. Yani bunların anladıkları dil bu.
SİLİYORMUŞ
Instagram açılmış ama Haniye paylaşımlarını siliyormuş.
*
Sildiğine bir kanıt görmedim ama silmediğine bir kanıt gördüm:
*
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, hakkını vererek muazzam bir Haniye paylaşımı yapmış.
Instagram’ın başköşesinde olduğu gibi duruyor.
*
Ne dezenformasyon çağıymış arkadaş!
Gözümüzle gördüğümüz konularda bile yalan söylüyorlar.
BENİ SONSUZA KADAR SEVER MİSİN
İsraİl’de millet kafa buluyormuş.
Sosyal medyada şöyle geyikler çeviriyorlarmış:
*
“Beni sonsuza kadar sever misin?” sorusuna...
“Ne sonsuzu? Seni İran karşılık verinceye kadar severim” diye cevaplar veriyorlarmış.
*
İntikam arzularınızı bu denli yüksek sesle dile getirip bir fiske bile vuramadığınızda işte böyle madara olursunuz.
Bu zillet, İran’a hiç yakışmıyor.
İSRAİLLİ KÜSTAH BAKAN ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜ
Önce Ekrem İmamoğlu’na sırnaştı küstah bakan.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretinin Ekrem İmamoğlu’ndan destek bulacağını sandı.
İmamoğlu’ndan hak ettiği yanıtı aldı.
*
Bu arada Ahmet Davutoğlu da küstah bakana esaslı bir fırça attı.
“Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na hakaret edemezsin. Hadi oradan” tarzı bir fırça.
Böylece Davutoğlu da İsrailli Bakan’a hak ettiğini vermiş oldu.
*
İsrailli Bakan, Türkiye’de iktidar / muhalefet dayanışmasına yol açtığını gördükçe hırsından kuduruyordur herhalde.
Beter olsun.
ICARDI’NİN ÇANTASI
“Erkek çantasına hiç benzemiyor, Wanda’dan mı kaldı bu çanta?” falan türü takılmalara hiç aldırmadım.
Bence gayet şık, gayet asil, gayet güzel bir çanta.
Erkeğin eline de yakışıyor.
*
Tek bir kusuru var:
Çok pahalı bir markanın çok pahalı bir ürünü olması.
Yani seçilmesi için büyük bir çaba sarf edilmemiş. Para bastırılmış ve edinilmiş.
MİLLİ SPORLARIMIZ
Güreş, bizim milli sporumuz olmaktan çıkıyor galiba.
Gerçi voleybol da milli sporumuz olamadı ama neyse.
CHP’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU
CHP’nin en önemli, en esaslı, en temel sorunu nedir?
*
Galiba şudur:
*
Siyaseti, bir dava meselesi olarak görmüyorlar.
Siyaseti, bir kariyer meselesi olarak görüyorlar.
ASIL MERAK
Bir söylenti var.
Güya Ahmet Davutoğlu, partisiyle birlikte AK Parti’ye iltica etmeyi düşünüyormuş.
*
İltica etmek isterler mi, istemezler mi?
Merak etmiyorum.
Ben asıl bu iltica konusunda AK Parti’nin ne düşündüğünü merak ediyorum.
Paylaş