Paylaş
- Yine yeni yeniden... Erdoğan’ın mitinglerinin ne kadar da az kalabalık olduğunu gösteren paylaşımlar yapıp “Bu sefer bu iş bitti” diyorlar.
*
- Yine yeni yeniden... AK Parti’den oy tırtıklayacak partilerden medet umuyorlar. Geçen sefer Babacan’ı şişirdikleri gibi bu sefer de Fatih Erbakan’ı gazlıyorlar.
*
- Yine yeni yeniden... “Fakir” ve “cahil” kelimeleri üzerinden halk aşağılaması yapan şımarık ve küstah yorumcular ekranları kaplamış durumda.
*
- Yine yeni yeniden... Konda / Monda anketlerini ortalığa salarak “farkı açtık, Kurum çok geride, acayip öndeyiz” çığlıkları atıyorlar.
*
- Yine yeni yeniden... Kibirli alaycılıklarıyla, ukala laf sokmalarıyla, çok bilmiş edalarıyla “cahil” ve “fakir” diye halk aşağılaması yapıyorlar.
*
- Yine yeni yeniden... Twitter’da zafer çığlıkları atarak seçimin kazanılacağına inanmış durumdalar. Oradan bastırıyorlar da bastırıyorlar.
SEÇİM NOTLARI
İMAMOĞLU’NA YAPILAN KURUM’A YAPILIYOR
KISA bir süre öncesine kadar AK Parti’nin hinterlandında yer alanlar şöyle yapıyorlardı:
İşi gücü bırakmışlar Ekrem İmamoğlu’nun üzerine gidiyorlardı. En küçük bir eksiklikte ortalığı ayağa kaldırıyorlar, sürekli Ekrem İmamoğlu’dan söz ediyorlardı.
*
Yeni durum şöyle:
CHP militanları, işi gücü bırakmış Murat Kurum’da açık arıyorlar. Kaşını kaldırdı, espri yapamadı, sesini yükseltmedi, fazla güldü, çok somurttu falan... Kurum da Kurum. Başka bildikleri bir şey yok.
ERDOĞAN SON GÜNLERDE HANGİ FİLMİ İZLİYOR
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Yeşilçam’ın efsane filmi Tosun Paşa’nın çok meşhur bir repliğini seçim meydanına taşıdı:
“Tutmayın küçük enişteyi.”
*
Acaba her gün bir ilde seçim mitingi yapan Erdoğan, akşamları Tosun Paşa izleyerek mi yorgunluk atıyor?
ESKİŞEHİR STATÜKOSUNUN NEBİ HATİPOĞLU TUTUMU
ESKİŞEHİR’de AK Parti adayı Nebi Hatipoğlu’na karşı...
Önce görmezden geldiler. Sonra alay ettiler. Ardından sert çıktılar. Daha sonra arşiv taraması yaparak açık aradılar.
*
Buradan çıkan sonuç şu:
Galiba Nebi Hatipoğlu bayağı bir sarsıyor Eskişehir statükosunu.
İYİ ADAY KİMDİR
SEÇİM günü yaklaştıkça... Terbiyesini bozmuyorsa. Çıkacak sonuçla şimdiden kavga etmiyorsa. Çirkinleşmeye başlamıyorsa. Kontrolden çıkmıyorsa. Rakibine karşı saygısını koruyorsa. Yapacaklarını anlatmaya odaklanıyorsa. Böbürlenip kibirlenmiyorsa. Ağzından çıkanı kulağı duyuyorsa. Gülümsemesini eksik etmiyorsa. İyilik bayrağını yükseltiyorsa.
*
O aday kesinlikle iyi bir adaydır.
İYİ BİR RAMAZAN PİDESİ
MİSLER gibi kokacak. / Sımsıcak olacak. / İlle de yumurtalı olacak. / Fırının önünde sıra beklenerek alınacak. / Çocukluğa götürecek. / Çörek otundan mahrum olmayacak. / Ne çok kocaman ne de ufacık olacak.
ARTIK HAVALI OLAN ŞEYLER
KÜÇÜK araba. / Çay ocağına takılmak. / Kedili ev. / Az arkadaş. / B sınıfı filmler izlemek. / Kuran kursu geçmişi. / Mesaj atıp engellemek. / Pahalı çanta yerine market poşeti taşımak. / Sokak simidiyle kahvaltı. / Telefonsuz geçirilen üç saat.
LÜZUMSUZLUK
CEM Yılmaz, ramazandan bir gün önce rakı fotoğrafı paylaşmış sosyal medya hesabından.
Böyle olur muymuş? Bu çok ayıp değil miymiş? Buna saygısızlık denmez miymiş?
*
Paylaştıysa bize ne? Böyle olmazsa yapan düşünsün. Ayıpsa bırakın adamı ayıbıyla baş başa. Buna saygısızlık denirse içinizden saygısızlık deyip geçersiniz.
*
Böyle lüzumsuz bir konuya niye vakit harcanır ki? Ne kadar da gereksiz bir enerji israfı bu?
ŞENER ŞEN’DEN SONSUZ HAKLI İSYAN
GÖRÜNTÜLERİ analiz ediyorum:
*
Kayhan Yıldızoğlu’nun cenazesine gitmiş Şener Şen.
Tören alanına doğru ilerlemeye çalışıyor. Ancak bir adam, yolunu çevirmiş, ısrarla fotoğraf çektirmek istiyor kendisiyle.
Belli ki “cenazedeyiz kardeşim, ne fotoğrafı” denmesinden anlamıyor.
Ve en sonunda patlıyor Şener Şen. Öfkeyle, sinirle “git işine be adam” diye tavır koyup hızla uzaklaşıyor oradan.
*
Cenaze törenlerini ünlülerle fotoğraf çektirme platformuna çevirenlere birinin “dur” demesi gerekiyordu.
O iş Şener Şen’e düştü demek ki.
ŞÖYLE BİR FİLME DE OSCAR VERİRLER Mİ
BU yıl Oscar alan filmlerden birinin konusu şöyle:
*
Bir Nazi komutanı... Eşi, çocukları ve hizmetkarlarıyla rüya gibi bir hayat sürüyor. Çiçekli, geniş bahçeli, havuzlu muhteşem ev. Fakat o da ne? Bu ışıklı muazzam ev, bir Yahudi ölüm kampının duvarına bakıyor. Nazi ailesi, duvarın hemen ötesindeki katliamdan zerre kadar ırgalanmadan güzel evlerinde hayatın keyfini çıkarıyor.
*
Şimdi de gelin, şöyle bir film hayal edelim:
*
Yanı başlarında Gazze adı verilen küçücük bir bölgede çocukların üzerine bombalar yağarken, insanlar açlıktan ölürken... Az ötede yoga yapan, denize giren, sabah yürüyüşüne çıkan, akşam aile yemekleri yiyen, kısacası hayatlarının keyfini süren bir ahali. Gazze adlı ölüm kampının yanı başında yaşanan gündelik hayatın keyfini anlatan bir film.
*
Bu filme de Oscar verirler mi acaba?
Paylaş