Paylaş
BİR: Hukukta reform... İKİ: Demokraside reform... ÜÇ: Ekonomide reform...
*
Üç alanda yapılacak reformlar, yeni dönemin en önemli tartışma konusu...
*
- İnandırıcı bulmayabilirsiniz.
- Gecikmiş bir yöneliş olarak nitelendirebilirsiniz.
- İçinin nasıl doldurulacağını sorgulayabilirsiniz.
Ama kayıtsız kalamazsınız.
*
Fakat bizim muhalefetimiz...
Öyle hantal ki... Öyle tembel ki... Öyle çarkları ağır işleyen bir makine ki... Öyle çeviklikten uzak ki... Öyle alışkanlıkların esiri ki...
Yeni durumun farkında bile değil.
*
Oysa muhalefetin atağa kalkmasına bundan daha uygun bir zemin olamaz!
Ne yapabilir muhalefet?
- Ya çıkar... “Şahane! At adımlarını! Destekleyelim” der.
- Ya da çıkar... “Yeni mi aklın başına geldi! Sen yapamazsın bunu” der.
*
Yapmayacağı tek şey ise şu:
Olayın farkına bile varmamak, varamamak.
*
Sonuçta olan şu:
Bizim muhalefet, hiç yapılmaması gerekeni yapıyor.
YILDIZ TİLBE ORTALIĞI ALLAK BULLAK ETTİ
YILDIZ Tilbe, Şeyh Said ve Seyit Rıza fotoğrafları paylaşıp “İkisini de seviyorum, var mı diyeceğiniz” yazınca...
Ortalık fena karıştı.
*
Hatta ve hatta...
Türkiye’nin iki büyük ittifakından minik de olsa bir çatırdama sesi geldi.
Şöyle ki:
*
- ‘Millet ittifakı’nın ulusalcı tarafı ağır basan kanadı, Yıldız Tilbe’ye cephe alırken... ‘Millet ittifakı’nda resmi olarak yer almayıp fiili olarak yer alan HDP’liler, Yıldız Tilbe’nin yanında saf tuttular.
*
- ‘Cumhur ittifakı’nın AK Parti kanadının bazı uçlarından Yıldız Tilbe’ye acayip bir destek gelirken... İttifakın milliyetçi kesimleri, Yıldız Tilbe’ye ayar üstüne ayar vermeye çalıştılar.
*
İlahi Yıldız Tilbe!
Resmen yıktın perdeyi eyledin viran yahu.
DİRENİYORUM
- Öykü Karayel’e övgüler yağdırmamak için...
- “Piyasa satın aldı” lafını kullanmamak için...
- Formula tutkunu olmamak için...
- Spin atma girişiminde bulunmamak için...
- Esenyurt’taki Miss Uganda alemlerine akmamak için...
DİRENİYORUM.
YANDI BOĞAZ’IN EN ZARİF CAMİSİ
VANİKÖY Camisi...
Gizli zarafetiyle, açık mütevazılığıyla, müthiş estetiğiyle, kendini ele vermeyen güzelliğiyle, ahşaba selam duruşuyla...
İstanbul’un en nadide eserlerinden biriydi.
*
Dün yanışını izlerken içim yandı valla.
FORMULA’NIN KAZANANLARI
- İSTANBUL: Köprüleriyle, camileriyle hatta tünelleriyle öyle yakıştı ki olaya... Artık bu işin vazgeçilmezidir.
*
- HAMILTON: “Onun altındaki araba bende olacak” türü kötü şakalara maruz kalan efsanevi pilot... Onsuz olmazdı.
*
- SPORU ÖZLEYENLER: Pandemiyle birlikte en çok örselenen ve hüzünlenen kesimdi bu... Formula, onların da gözlerini parlattı.
*
- TUZLA BELEDİYESİ: Hamilton’a iyi-kötü çeşitli şakalarla laf sokmasıyla ve pistteki aracıyla dünyanın gündemi oldu bu belediye... Helal olsun.
İBO SHOW’U İZLERKEN YAŞADIĞIM SAVRULMALAR
- SAVRULUŞ BİR: Hatıralarımızda kalmasına müsaade etse ve ekrana hiç çıkmasa mıydı acaba? Fakat adamın sesi hâlâ ayakta yahu! Konuşmakta ve ayakta durmakta zorluk çekiyor ama “kara üzüm habbesi” derken zorluk morluk kalmıyor.
- SAVRULUŞ İKİ: İnsan arıyor tabii ekranda halay çeken, yerinde duramayan, zıp zıplayan o süper hareketli İbrahim Tatlıses’i... Fakat adamın başına gelen onca şeyden sonra bu kadarını yapabilmesi bile müthiş bir şey!
- SAVRULUŞ ÜÇ: İbrahim Tatlıses’in hep duygusal bir tarafı olmuştur. En zorba anlarında bile gözleri dolardı bu adamın... Fakat bu ilk programdaki duygusallığı bir acayipti! Benim gibi kolay duygulanmayan birine bile sirayet ettirdi duyguyu.
KÖŞE YAZARLIĞI VE AHMET KEKEÇ
BEN köşe yazarlarını şu şekilde ikiye ayırmam:
*
- BİR: Benim gibi düşünen, olaylara benim gibi bakan köşe yazarları.
- İKİ: Hiç katılmadığım şeyler yazan köşe yazarları.
*
Ben köşe yazarlarını şu şekilde ikiye ayırırım:
*
- BİR: Takır tukur yazan, ne yazdıklarını asla merak etmediğim ve yazmadıklarında farkına bile varmadığım köşe yazarları.
- İKİ: Kelimelere dans ettiren, yazmadıkları günlerde beni büyük bir boşluk duygusuna düşüren ve iştahla okuduğum köşe yazarları.
*
Kaybettiğimiz Ahmet Kekeç...
Benim açımdan işte bu ikinci kategoriye giren köşe yazarlarının en başında geliyordu.
*
Bir kez daha Allah’tan rahmet dilerim.
Paylaş