Paylaş
Akademik kariyeri de var bu adamın: Deprem profesörü.
*
Ağzını her açtığında “Bilim, bilim, bilim” diyor. Neredeyse “Kesin sesinizi, ayaklı bilim konuşuyor burada” diyecek. Edası, havası, cakası bu.
*
Bu pek bilimsel şahsiyetin sosyal medyada yaptığı paylaşımlara şöyle bir baktım.
Şunları yazmış:
*
- “İlk iki gün asker inmediği için korumasız kadınlara tecavüz edilmiş.”
*
“Yakınlarını yitiren genç kızlar, imam nikâhıyla evlendirilerek, kim olduğu belirsiz kişilerce alıp götürülüyor.”
*
- “Malatya’da bin kadar çocuk kayıp. Organ mafyası ya da çocuk pornocularından kuşkulanıyorlar.”
*
Terör yapılanmalarına mensup en azılı tiplerin bile “Yeterince inandırıcı olmaz” diye ortaya atmaktan çekindikleri ne kadar kışkırtıcı palavra varsa ortaya salmış adam.
Utanmazca. Rezilce. İnsafsızca.
*
Bu adam bunu neden yapıyor olabilir?
- Ya halkı kışkırtıp bir toplumsal karışıklık çıkarmak istiyordur.
- Ya da kulağına gelen her bilgiyi doğru zannedip anında paylaşıyordur.
*
Eğer amacı halkı kışkırtmaksa... “Lanet olsun” demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
*
Ama eğer kulağına gelen her bilgiyi doğru zannedip paylaşıyorsa... O zaman ortaya şöyle bir gerçek çıkıyor:
*
Bu adam, bırakın bir biliminsanının sahip olması gereken asgari kuşkuya sahip olmayı, sıradan bir insanın asgari sağduyusuna bile sahip değil.
*
Ahmet Ercan, biliminsanıymış.
Peh!
Bu sallamaları, bu palavraları, bu kışkırtmaları, bu yalanları pervasızca paylaşabilen bir biliminsanına söylenmesi gereken tek şey var:
Yemişim senin bilimini!
HER DURUMDA AKŞENER KAZANIR
Eğer Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına evet derse...
Her durumda kazanacak bir hesap yapmıştır.
Şöyle bir hesap:
*
KILIÇDAROĞLU KAZANAMAZSA şöyle diyecektir:
*
Ben aday olmaması için elimden geleni yaptım. Direttim. Bir türlü razı olmadı. İlla aday olacağım diye inat etti. Ben bu sonucu görmüştüm. Ama Altılı Masa’nın diğer isimleriyle birlikte hareket edip aday olmayı başardı. Bu sonuçtan ben sorumlu değilim.
*
KILIÇDAROĞLU KAZANIRSA şöyle diyecektir:
*
Benim ve partimin desteğiyle kazandı. Biz milliyetçi sağ seçmenin Kılıçdaroğlu’na oy vermesini sağladık. Biz olmasaydık böyle bir netice alınamazdı. Biz olmasaydık sadece HDP desteğine muhtaç kalacaktı. CHP artı HDP’den böyle bir netice çıkmazdı.
*
Amerikalıların “Win / Win” dedikleri, bizim de “Kazan / Kazan” diye tercüme ettiğimiz şey tam da bu değil miydi?
ADNAN OKTAR’IN VİLLASI
Adnan Oktar’ın villasını biz Türklere bedava verseler...
Almak için 40 kere düşünürüz.
*
Sabah’ta Dilek Güngör “Adnan Oktar’ın villası satıldı” diye yazınca...
“Kesin satın alan bir Türk değildir” diye içimden geçirdim.
*
Ve bingo!
Abramoviç almış.
Buraya bir gülücük işareti koyup kaçıyorum.
KİMİNLE KONUŞSAM KONYA BELEDİYESİ DİYOR
Hatay’a gidip gelen hemen herkesten “Konya Büyükşehir Belediyesi acayip çalışıyor” diye bir cümle duyuyorum.
*
Şöyle bir baktım neler yaptıklarına:
*
- 2 bin 844 personel, 739 araç, 132 jeneratör, 760 projektörle Hatay’dalar.
*
- İlk gün arama kurtarma çalışmalarında etkin rol oynadılar. Şimdi de konteyner kurulumu için çalışıyorlar.
*
- Hatay’da her gün 23 bin civarında ekmek çıkarıyorlar. Mobil mutfaklarıyla 16 bin kişiye yemek dağıtıyorlar.
*
- İlçe belediyeleri ile birlikte 6 yüz yardım TIR’ını Hatay’a ulaştırdılar. 50 TIR un, Hatay’a sevk edildi.
*
- Ve hayvan dostlarımızı da unutmamışlar. 10 ton kedi ve köpek maması sevk etmişler bölgeye.
*
- Şimdi de bin kişilik bir konteyner kent kurmaya başladılar Hatay’da. Konya’nın iş dünyasıyla ortaklaşa bir çalışmaymış bu.
*
Bütün bunları sessiz sedasız yapıyorlar. Reklamsız. Bu bilgiler bana servis edilmedi yani. Ben kendim buldum. Görüşleri birbirinden farklı birçok kişiden Konya Belediyesi’nin Hatay’da yaptığı yardımlara övgü yağdığını biliyorum, görüyorum.
*
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay’ın şahsında bu büyük organizasyona katkıda bulunan tüm ekip arkadaşlarına canı gönülden teşekkürler.
Paylaş